23 Aralık 2024
  • Ankara1°C
  • İstanbul7°C
  • Bursa4°C
  • Antalya11°C
  • İzmir11°C

İSTANBUL TABİP ODASI ÜYELERİ "TAM GÜN" YASASINI TARTIŞTI

İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu: İçinde "Tam Gün" söylemi geçiyor diye hekimlik emeğini değersizleştirmeyi hedefleyen bir projeyi destekleyemeyiz.

İstanbul Tabip Odası Üyeleri "Tam Gün" Yasasını Tartıştı

21 Eylül 2007 Cuma 19:25

İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu: İçinde "Tam Gün" söylemi geçiyor diye hekimlik emeğini değersizleştirmeyi hedefleyen bir projeyi destekleyemeyiz. Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep AKDAĞ'ın geçtiğimiz hafta basınla yaptığı sohbette sözünü ettiği ve böylece ilk kez resmi ağızdan duyulan “tam gün” yasası hekimlerin gündemine girdi. İstanbul Tabip Odası konuyu tartışmak ve hekimlerin düşüncelerini almak üzere bir taraftan hastane toplantılarına başlarken 20 Eylül Perşembe akşamı da 100’ün üzerinde hekimin katıldığı bir toplantı düzenledi.

Toplantı İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Özdemir AKTAN'ın açılış konuşmasıyla başladı. Daha sonra TTB Delegesi Dr. Güray KILIÇ konuyla ilgili hazırladığı sunumu aktardı. Sunumda “tam gün” yasasının hükümetin 5 yıldır uyguladığı Sağlıkta Dönüşü Programının bir parçası olduğu vurgulandı. Seçim öncesinde hazırlanan Kamu Hastaneleri Birliği Yasa Tasarısı ile hastanelerin işletme haline getirileceği ve tıpkı özel bir hastane gibi çalıştırılacağı; bu sistem içinde de hastanelere kamu bütçesinden pay aktarılmayacağından, hastane döner sermayesinin para kazanması için hekimlerin tam gün köle koşullarında çalıştırılmak istendiği ifade edildi.
Sunumdan sonra toplantıya katılan hekimler söz alıp görüşlerini açıkladılar.

GÖRÜŞLER:
1. Hastanelerde "tam gün" yasasını destekleyen hekim neredeyse yok gibidir. Ancak konuyla ilgili basında çıkan haberlerden Türk Tabipleri Birliği’nin “tam gün” konusunda hükümetle aynı çizgide olduğu şeklinde haberler çıkmaktadır. Bu konuya açıklık getirilmelidir.
2. Hekimlerin şu anki ruh hali, yasa çıkarsa büyük çoğunlukla hastanelerden ayrılmak yönünde. Bu durumun hastanelerde yaratacağı sorun nasıl giderilecek? Başhekimler tam gün çalışmak zorunda bırakıldı ve bu konuyla ilgili yeterliliği olmayan hekimler başhekim yapıldı. Aynı şekilde klinikler boşaldığında da hizmetin niteliğinde ciddi düşüşler yaşanacak. Hükümet bu durumun tedbirini almayı düşünüyor mu?
3. Bizi bekleyen tehlike çok açık. "Tam gün" yasası sözleşmeli çalışmayla beraber uygulamaya konulacak. Aile Hekimliğinde böyle oldu. Sözleşmeli, yani güvencesiz çalışma işletme haline getirilecek hastanelerde düşük ücretle çalışmaya zorlanmak anlamına gelir. Eğer sözleşmeli çalışmayı kabul etmezsek bakanlığın hazırladığı yasa taslağında olduğu gibi (gözden çıkarılmış) E tipi hastanelerde çalışmaya mecbur bırakılacağız.
4. Bu konuya ilişkin tartışmada biz "tam gün" meselesine takılmamalıyız. Bu zemini kullanarak genel bir çalışma düzeni konusundaki görüşlerimizi kamuoyuna aktarmalıyız. Toplum, hekimlerin kamu yararına çalışma arzularını bilmelidir.
5. Sağlık Bakanlığı hastanelerinde "yarım gün" çalışma denilen, aslında 1 saat erken çıkmadan ibarettir. Bu nedenle hükümetin yapmaya çalıştığı şey 1 saat erken çıkmayı engellemek değil ikili çalışmayı ortadan kaldırmaktır.
6. Üniversite hastanelerinde "yarım gün" çalışma öğleden sonra başlar. Saat 12.00’den sonra kimseyi bulamazsınız. Bu nedenle tıp fakültelerinde eğitim iflas etmiştir. Bu durum “ancak tam gün” çalışmayla ortadan kaldırılabilir.
7. "Tam gün" yasasına karşı çıkarken toplumu karşımıza almamamız lazım. Bunun için basın ilişkilerini güçlü kurmamız lazım. “Hasta muayenehaneden geçmeden hastaneye gidemiyor” düşüncesini halkın kafasından temizleyelim. Buna uygun davranalım ve bunu basın vb. kanallarla etkili biçimde duyuralım. Halkın hekimler hakkında bu şekilde ön yargılı olmasında veya hükümetin halkı bu kadar kolay yönlendirebilmesinde bizim de kabahatimiz var. Kendimizi de eleştirelim.
8. Hükümet bu yasanın lafını ediyor o zaman bunu çıkartacak diye bir şey yok. Biz istemezsek zor çıkartırlar. Bu nedenle öncelikle taleplerimizi oluşturup bunları bütün hekimlerin ortak sesi haline getirelim.
9. Hükümetin yapmaya çalıştığı şeyler Latin Amerika ve kimi Asya ülkelerinde yıllar önce uygulandı. Bunlar Dünya Bankası’nın bizim gibi ülkelere dayattığı projelerdir. Oralarda hekimlere artık işçi muamelesi yapılmaktadır. Başımıza gelecekler çok açıktır. Yaşayıp görmemek için ortak mücadele şarttır.
10. Hükümetin sağlık politikaları hekimlere güven vermiyor. Her şey yap boz halinde yürüyor. Bu nedenle biz hekimlerin kendilerini güvencede hissetmek için açtıkları muayenehanelerini kapatmalarını istemek doğru değil. Hükümetin bunu istemeye hakkı yok. Muayenehane hekimliğinin ciddi zorlukları da var. Bunların bilinmesini istiyoruz.
11. Biz TAM GÜN HEKİMLİK YAPMAK İSTİYORUZ. Bunun tek bir hastanede mi yoksa ikinci bir yerle birlikte mi olduğu daha az önemlidir. Bugünün temel sorunu iyi hekimlik yapmamızın imkanlarının elimizden alındığıdır. Tepki göstereceksek buna tepki gösterelim.

TALEPLER:
1. "Yarım gün" çalışma hekimlerin 70 yıllık kazanımıdır. Bu hakkın kolaylıkla gasp edilmesine izin verilmemelidir. Kazanılmış bir hak olarak değerlendirilip hukuk yolları da dahil her türlü hak savunusu yapılmalıdır.
2. Yasa çıkacaksa gönüllülük esasında olmalı ve “tam gün” çalışma tercihinde bulunanlara özendirici tedbirler alınmalı.
3. Eğer "tam gün" yasası çıkacak ve herkes tercih yapmaya zorlanacaksa muayenehanelerini kapatan hekimlerin (muayenehaneye yaptıkları yatırımlardan dolayı oluşan borçları, çalışanların birikmiş kıdem tazminatları vb.) zararları hükümet tarafından tazmin edilmelidir.
4. Yasa çıkacaksa hekimlerin koşullarında ciddi iyileştirmeler yapılmalıdır: Tam gün tazminatı, güvenceli çalışma, grevli toplu sözleşmeli çalışma hakkı, ek ödemelerin asıl maaş gibi sayılması ve emekli maaşına ve kıdem tazminatına yansıtılması vb.
5. Yasa çıkacaksa hemen uygulamaya konulmamalıdır. En az 3 yıl süre verilmeli ve hekimler kendi durumlarını buna göre düzenleyebilmelidir.

TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ’NİN GÖRÜŞÜ
TTB’nin görüşlerini TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Ali ÇERKEZOĞLU açıkladı:
Hekimlik mesleğinin bugünkü sorunu iyi ve onurlu hekimlik yapmaktır. Hükümetin görevi bunun koşullarını hazırlamaktır. Ancak ne bu hükümetin ne de bundan önceki hükümetlerin böyle bir sorunu olmuştur. Bu nedenle sorun sadece bu hükümetin çıkaracağı “tam gün” yasasıyla mücadele etmek değildir.
Türk Tabipleri Birliği geçmişten beri sağlığın esas olarak bir kamu hizmeti şeklinde tasarlanması ve yürütülmesini savunmaktadır. Halkın eşit, nitelikli, ücretsiz ve ulaşılabilir sağlık hizmeti alması bu düşüncenin önemli bir parçasıdır. Diğer parçası ise başta hekimler olmak üzere sağlık çalışanlarının güvenceli, özlük hakları iyileştirilmiş, hekimlerin geçimini sağlamak için ikinci, üçüncü iş peşinde koşmadıkları, hastasına, hastanesine ve kendi eğitimine veya uzmanlık öğrencisinin eğitimine yeterli zaman ayırabildiği bir çalışma düzeninin tesis edilmesidir.
Bu koşulların sağlandığı bir ortamda Türk Tabipleri Birliği “tam gün” çalışmayı her zaman savunmuştur. Hekimler soruna hiçbir zaman maddi kazançları veya kayıpları açısından bakmamalıdır. Türk Tabipleri Birliği olarak biz her zaman hekimlik mesleğinin toplumsal yararının ortaya çıkardığı iyi ve onurlu hekimlik yapmanın gereklerini savunmuşuzdur, bundan sonra da savunmaya devam edeceğiz.
Bu nedenle hükümetin çıkarmaya çalıştığı “tam gün” yasasının bizim savunmaya çalıştığımız sağlık sistemiyle hiçbir ilgisi yoktur. Bu yasal düzenleme hekimleri çok daha kötü koşullarda çalışmaya mahkum edecek ve ciddi etik sorunlar yaratacaktır. Türk Tabipleri Birliği bu yasanın çıkmasını engellemek için elindeki bütün imkanları kullanacaktır. Ancak bilinmelidir ki bu, sadece TTB veya İstanbul Tabip Odası’nın yönetim kurullarının gücüyle başarılamaz, bütün hekimlerin ortak gücünü ortaya çıkartabildiğimizde başarılabilir hale gelecektir.

İSTANBUL TABİP ODASI’NIN GÖRÜŞÜ
Toplantıda İstanbul Tabip Odası’nın görüşleri Genel Sekreter Dr. Hüseyin DEMİRDİZEN tarafından dile getirildi:
Tam gün yasası hükümetin genel sağlık politikasının bir parçasıdır. Kurmaya çalıştıkları sistemin sacayağı Aile Hekimliği, hastanelerin işletme haline getirilmesi ve Genel Sağlık Sigortası üzerine kuruludur. Aile Hekimliği konusunda yaptıklarını biliyoruz. Genel Sağlık Sigortası 2008 yılı başına ertelendi. Hastanelerin işletme haline getirilmesi süreci bir süredir devam ediyor. “Tam gün” yasası hastanelerin işletmeleştirilmesinin çok önemli bir unsurudur. Kamu hastanelerini ciddi finansman zorlukları bekliyor. Sağlığın ticari bir hizmet gibi satılmasının planlandığı önümüzdeki dönemde hastanelerin giderlerini karşılayabilmesi için hekimin “tam gün” hastanede çalıştırılması zorunludur. Kuşkusuz bu çalışma şekli ilk başlarda belki özendirici olacaktır ama esas olarak ücretli kölelik koşulları dayatılacaktır. Zira işletme modelinde çalışanların işletme içindeki yeri basit bir maliyet unsuru olarak görülür. Kamu Hastaneleri Birliği yasa tasarısı ile birlikte hastanelerin 7 kişilik yönetiminin 4’ünün bakanlık yetkilisi kalanlarının ticaret odası ve il özel idaresinin işletmecileri olacağı düşünülürse hekimleri nasıl bir çalışma ortamının beklediğini bilmek zor olmasa gerek.
Bu nedenle hükümetin uygulayacağını söylediği “tam gün” yasasının hekimlerin mesleki çıkarlarıyla uzaktan yakından ilişkisi yoktur. Ne özlük hakları açısından vardır, ne de yaratacağı deontolojik sorunlar açısından vardır. Hiç kimse içinde “tam gün” geçiyor diye hekimlerin aleyhine olacak bir yasal düzenlemeyi savunmamızı bizden beklemesin.

YÖNETİM KURULUNA ÖNERİLER:
TTB, diğer ülke örneklerini inceleyip bir çalışma modeli oluştursun ve kendi önerimizi hazırlayıp hükümete/kamuoyuna bu programı sunalım.
TTB’nin tüzük hazırlama yetkisi var. Bir çalışma standartları bildirgesi hazırlasın. Hekimlerin çalışma koşulları ve ilkeleri belirlensin. Sadece karşı çıkmakla yetinmeyip kendi programımızın savunuculuğunu yapalım.
Olağanüstü bir dönemle karşı karşıya olduğumuz açıktır. Bu nedenle bildik eylem ve mücadele yöntemleriyle yetinmemek lazım. Daha geniş hekim kitlesine ulaşabilen ve etkili eylem ve etkinlikler düzenlemeliyiz. En temel sorunumuz başarılı iletişimdir.
Bir an önce taleplerimizi oluşturalım. Bunlar “tam gün” ile sınırlı olmasın; iyi ve onurlu hekimlik yapmanın koşullarını savunalım. Bütün hekimleri duyarlı hale getirip yasanın TBMM’ye geleceği gün güçlü bir tepkiyle derdimizi kamuoyuna aktaralım.
İnternet sitemize anket formu koyarak çok sayıda hekime ulaşıp etkili katılım sağlayalım. Toplantılara sınırlı sayıda hekim katılabiliyor. İnternet ve SMS gibi iletişim araçlarını kullanarak güçlü bir topluluk olduğumuzu görünür hale getirelim.

Yorumlar
SON DAKİKA