04 Kasım 2024
  • Ankara7°C
  • İstanbul10°C
  • Bursa10°C
  • Antalya17°C
  • İzmir15°C

İKLİM STK'LERİ TÜRKİYE'NİN, 2030'A KADAR EMİSYONLARINI YÜZDE 35 AZALTMASI GEREKTİĞİ GÖRÜŞÜNDE

İklim konusunda çalışan sivil toplum kuruluşları (STK), Türkiye'nin 2053'te net sıfır emisyon hedefine ulaşabilmesi için 2030'a kadar en az yüzde 35 mutlak emisyon azaltımına gitmesi gerektiğini bildirdi.

İklim STK'leri Türkiye'nin, 2030'a kadar emisyonlarını yüzde 35 azaltması gerektiği görüşünde

31 Ağustos 2022 Çarşamba 20:33

Türkiye'nin 2030'a kadar en az yüzde 35 mutlak emisyon azaltımı sağlaması, emisyonlarını 2020'deki 523,9 milyon ton karbondioksit eşdeğeri seviyesinden 340 milyon ton karbondioksit eşdeğeri seviyesine indirmesi anlamına geliyor. Bu hedefe ulaşılabilmesi için 2030 itibarıyla kömürden elektrik üretimine son verilmesi, elektrik üretiminde yenilenebilir kaynakların payının yüzde 75'e çıkarılması gibi adımlara ihtiyaç duyuluyor.

Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF-Türkiye), Ekosfer Derneği, Greenpeace Akdeniz , İklim Değişikliği Politika ve Araştırma Derneği (İDPAD), İklim İçin 350 Derneği, Sağlık ve Çevre Birliği HEAL, Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFiA), TEMA Vakfı, Yeşil Düşünce Derneği, YUVA, Kömürün Ötesinde Avrupa (Europe Beyond Coal), Avrupa İklim Eylem Ağı (CAN Europe) temsilcileri düzenlediği basın toplantısında, kasımda Mısır'da düzenlenecek Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi (COP27) öncesinde Türkiye'nin emisyon azaltımına yönelik ihtiyaç duyulan adımları açıkladı.

Buna göre, zirve öncesinde sera gazı emisyon azaltım hedefini güncellemesi beklenen Türkiye'nin, 2053'te net sıfır hedefine ulaşabilmesi için 2020'ye göre 2030'da en az yüzde 35 mutlak emisyon azaltımı hedeflemesi gerekiyor. Bu oran, Türkiye'nin emisyonlarını 2020'deki 523,9 milyon ton karbondioksit eşdeğeri seviyesinden 340 milyon ton karbondioksit eşdeğeri seviyesine indirmesi anlamına geliyor.

STK'lar Türkiye'nin 2030'da yüzde 35 mutlak emisyon azaltımı hedefine ulaşabilmesi için 2030 itibarıyla kömürden elektrik üretimine son verilmesi, elektrik üretiminde yenilenebilir enerji kaynaklarının payının yüzde 75'e çıkarılması, elektrikli araçların payının binek araçlarda en az yüzde 20'ye, yolcu ve yük taşıma araçlarında en az yüzde 10'a çıkarılmasını öneriyor.

Ayrıca, demir yolu yatırımlarının artırılarak binek araçlarda yüzde 5, karayolu toplu ulaşım ve yük taşımada yüzde 10 raylı sisteme geçiş sağlanması, sanayi, hizmet sektöründe ve tarım uygulamalarında enerji verimliliği, elektrifikasyon ve doğrudan yenilenebilir enerji kullanımının artırılması, binalarda ise kömür ve sıvı fosil yakıt kullanımının sonlandırılması, büyük ölçüde elektrikle ısınmaya geçilmesine de ihtiyaç duyuluyor.

- Rüzgar ve güneş enerjisini merkezine alan dönüşüm fırsatlar sunuyor

SEFİA Direktörü Bengisu Özenç, son araştırmaların Türkiye'nin aktif bir iklim politikası yürütmesi halinde milli gelirinin yüzde 7 artacağını gösterdiğini belirtti.

Türkiye'nin enerjide yüzde 70'in üzerinde dışa bağımlı olduğunu ve bu bağımlılığın temel nedeninin petrol, gaz ve kömür olduğunu dile getiren Özenç, "İklim krizini durdurmak için yapmamız gereken de bu üç fosil yakıtı kullanmayı bırakmak. Rüzgar ve güneşi merkezi alan planlı bir enerji dönüşümü, ihtiyacımız olan teknoloji içeriği yüksek bir sanayi gelişimini ve bölgesel kalkınma fırsatlarını da beraberinde getirme potansiyeli taşıyor. İddialı bir 2030 hedefi bizi bu kazanımlara yaklaştırırken, Türkiye'nin 2053 net sıfır hedefi konusundaki samimiyetini de ortaya koyacak." diye konuştu.

WWF-Türkiye İklim ve Enerji Programı Müdürü Tanyeli Sabuncu da Türkiye'nin bugün belirleyeceği iddialı iklim hedefleriyle karbonsuzlaşmayı hızlandırarak dönüşümün faydalarından daha erken yararlanabileceğine dikkati çekerek, şöyle konuştu:

"Örneğin, Uluslararası Çalışma Örgütü'nün tahminlerine göre enerji verimliliği, rüzgar ve güneş enerjisi alanında ilave yatırımlarla 2030'a kadar 300 bin ilave istihdam yaratmak ve yıllık milli gelirde 10-45 milyar lira ek kazanç sağlamak mümkün. Öte yandan, Türkiye 2030'a kadar yeterli emisyon azaltımı sağlayamazsa, 2053 net sıfır hedefine ulaşabilmesi için, sonraki yıllarda çok daha hızlı, zorlu ve keskin emisyon azaltım eylemleri gerçekleştirmek zorunda kalacak ve ağır bir yük altına girecek."

TEMA Vakfı Çevre Politikaları ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Eylem Tuncaelli ise Türkiye'nin 2053 net sıfır emisyon hedefine hangi politikalar ve ara hedeflerle ulaşabileceğinin net olmadığını belirterek, "Bu sebeple 2030 hedefi, 2053'e giden yolda oldukça önemli bir dönüm noktası. 2030 için sera gazı azaltımı hedefi koymanın yanı sıra somut eylemler içeren bir yol haritası hazırlanması ve toplumsal, ekolojik dönüşümü adil geçiş ilkeleriyle planlaması oldukça önemli." değerlendirmesinde bulundu.

- Net sıfır hedefi ve mutlak emisyon azaltımı nedir?

Türkiye, 2015'te Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Sekreteryasına sunduğu Ulusal Katkı Niyet Beyanı'nda (INDC) 2030'a kadar mevcut politikalar senaryosuna göre en az yüzde 21 emisyon azaltımı hedefi belirlemişti. Artıştan azaltım hedefiyle hesaplanan bu oran, Türkiye'nin güncel emisyonları 430 milyon ton karbondioksit eşdeğeri iken 2030'a kadar hiçbir aksiyon almazsa emisyonlarının 1 milyar 175 milyon ton karbondioksit eşdeğerine çıkacağının hesaplandığı ve iklim eylemleriyle bunu 929 milyon ton karbondioksit eşdeğerine sınırlaması anlamına geliyor.

Mutlak azaltım ise "güncel emisyon miktarından azaltım hedefi" anlamına gelirken, net sıfır emisyon insan faaliyetleri sonucu atmosferde biriken sera gazı miktarının yine insan faaliyetleriyle sağlanan azaltım miktarıyla birbirini dengelemesini ifade ediyor.

Kaynak: Haber Kaynağı
Yorumlar
SON DAKİKA