''HİPNOZ'' HER DERDE DEVA MI?
Uzmanlar, migren, ağrısız doğum, diş çekimi, psikolojik sorunlar, cinsel işlev bozuklukları, kekemelik, sınav kaygısı ya da sigara bağımlılığ,..
07 Ocak 2011 Cuma 11:11
Uzmanlar, migren, ağrısız doğum, diş çekimi, psikolojik sorunlar, cinsel işlev bozuklukları, kekemelik, sınav kaygısı ya da sigara bağımlılığı gibi sağlık sorunlarının tedavisinde ''hipnozu'' alanında uzman hekimlerce uygulandığında başarılı bir tedavi metodu olarak gösteriyor.Hipnozun mutlaka uzman hekim tarafından kendi alanında uygulanması gerektiğine dikkati çeken uzmanlar, türkiye'de hipnozu kimlerin yapabileceğine dair yasal düzenlemenin bir an önce yürürlüğe girmesi gerektiğini belirtiyor.Türkiye psikiyatri derneğinden özer: '
'Eğitim hastaneleri ve üniversitelerde hipnoz ve hipnoterapi eğitim ve araştırma birimleri kurulmalı''Yeşim Sert Karaaslan - Migren, ağrısız doğum, diş çekimi, psikolojik sorunlar, cinsel işlev bozuklukları, kekemelik, sınav kaygısı ya da sigara bağımlılığı gibi sağlık sorunlarının tedavisinde kullanılan ''hipnoz'', alanında uzman hekimlerce kendi dallarında uygulandığında başarılı tedavi metodlarından birisi olarak gösteriliyor.
Uzmanlar, kimsenin zorla hipnoz edilmesinin mümkün olmadığını, yurt dışında da uygulanan ve hipnoz yapma yetkisinin sadece tedavi amacıyla hipnoz ve hipnoterapi eğitimi almış hekimlere, diş hekimlerine ve klinik psikologlara tanındığını belirtiyor. Ancak Türkiye'de hipnoz ve hipnoterapi uygulaması için henüz yasal bir düzenleme bulunmadığına dikkati çeken Uzmanlar, konu ile ilgili yasal düzenlemenin bir an önce yürürlük kazandırılması gerektiğini ifade ediyor.
Türkiye Psikiyatri Derneği Hipnoz ve Hipnoterapi Bilimsel Çalışma Birimi Koordinatörü Dr. Şeref Özer, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hipnozun bakışla, sözle ya da bazen yardımcı gereçler kullanılarak telkin ile oluşturulan özel bir bilinç hali olarak tanımlandığını söyledi.
Hipnoz halindeki kişinin dıştan gelen uyaranlara karşı adeta bilincinin kapalıymışçasına duyarsızlık ve aldırmazlık içinde ve hiç yanıt vermez bir haldeyken; buna karşı hipnoz yapan kişiye karşı artmış bir uyanıklık içinde bulunduğunu belirten Özer, kişinin bu süreçte dinlediğini, anladığını hatta yargıladığını ve yanıt verdiğini anlattı.
Özer, dışarıdan bakıldığında kişinin derin bir uykudaymış görünmesine rağmen, hipnozun kesinlikle bir uyku hali olmadığını vurgulayarak, ''Hipnoz sırasında kişi, gönüllü olarak hipnoz yapan kişinin verdiği telkinleri alır, gönüllü olarak kabul eder ve uygular. Sanılanın tersine, hipnozdaki kişi kendi sosyal ya da ahlaki değerlerine aykırı telkin verildiğinde telkini kabul etmez, ısrar edilirse hipnozdan çıkar'' diye konuştu.
Hipnozun ''şarlatanlık'' ya da ''her derde çare'' sihirli bir yöntem olmadığına, buna karşı uygun hastalık ve sorunlarda uygun kişilere uygulandığı zaman son derece olumlu sonuçlar alınabilen bir tedavi tekniği olduğuna dikkati çeken Özer, hipnozda gönüllülüğün esas olduğunu, kimsenin isteği dışında zorla hipnoza sokulamayacağını belirtti. Özer, bu nedenle daha çok filmlerde işlendiği gibi bir kişinin hipnoza sokularak cinayet işletilmesi ya da hipnoz yapanın her istediğini yerine getirmesinin mümkün olmadığına işaret etti.
-''AĞRIDAN ÜLSER TEDAVİNE KADAR HİPNOZ UYGULANABİLİYOR''-
Hipnozun tıpta ağrıyı ortadan kaldırmak için (migren ve gerilim tipi baş ağrıları, kronik fiziksel ağrılı hastalıklar, trigeminal nevralji, ağrısız doğum, kanser ağrılarında), hipnoanestezi ile cerrahi girişimlerde (ameliyatlar, diş çekimi ve diş eti rezeksiyonlarında), psikosomatik hastalıklarda (astım, esansiyel hipertansiyon, psöriazis, ülser, ülseratif kolit, irritabl kolon, siğil tedavisinde) kullanıldığını belirten Özer, diğer uygulama alanlarını şöyle sıraladı:
''Psikiyatride, tik, kekemelik, enüresis nocturna (gece işemeleri), trikotilomani, yeme bozuklukları, obesite, psikojenik ağrı bozukluğu, konversiyon bozukluğu, cinsel işlev bozuklukları, sigara bağımlılığı, dissosiyatif bozukluklar, fobiler, panik bozukluğu, agorafobi, sosyal fobi, sınav kaygısı, posttravmatik stres bozukluğu gibi alanlara kullanılır.''
-''HENÜZ YASAL BİR DÜZENLEME BULUNMUYOR''-
Özer'in verdiği bilgiye göre, hipnoz yapma yetkisi sadece tedavi amacıyla, hipnoz ve hipnoterapi eğitimi almış hekimler, diş hekimleri ve klinik psikologlara tanınıyor.
Hipnoterapi uygulamak, hipnoz bilgisinin yanı sıra söz konusu hastalıklar ve tedavileri hakkındaki özel mesleki bilgileri de ayrıntılı bilmeyi ve bu konuda yetkili olmayı gerektiriyor.
Hekimlerin, hipnoterapiyi eğitimini aldıkları kendi uzmanlık alanlarında uygulamaları şart koşuluyor. Örneğin, astım hastalığı konusunda göğüs hastalıkları uzmanı, ağrısız doğumda kadın-doğum uzmanı, ruhsal hastalıklarda psikiyatri uzmanı, hem bilgi ve yeterlilik hem de yasal olarak yetkili sayılıyor.
''Türkiye'de hipnoz ve hipnoterapi uygulaması için henüz yasal bir düzenleme bulunmadığını'' ifade eden Özer, şunları kaydetti:
''Bu nedenle kimlerin hangi durumlarda hipnoz uygulanabileceği, kimlerin eğitim verebileceği belirsizlik taşıyor. Hekimlerin yanı sıra, psikologlar, sosyal hizmet uzmanları başta olmak üzere kendilerine astrolog, medyum, yaşam koçu gibi adı veren hemen herkes hipnoz uyguladığını, hastalıkları tedavi ettiğini söyleyebiliyor ve internet ortamında bunu ilan ediyor.
Sağlık Bakanlığı tarafından 'Hipnoz ve Hipnoterapi Uygulanması Hakkında Yönetmelik taslağı' hazırlanarak 17.02.2004 tarihinde tartışılması amacıyla bakanlık web sitesine konulmuş, ancak günümüze değin hala bu taslağa resmiyet kazandırılmamıştır. Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğünün 19.10.2008 tarih ve 44103 sayılı yazısı ile 'Hipnoz ve Hipnoterapi Uygulaması Hakkında Yönetmelik Taslağı' üzerinde çalışmalar devam ettiğinden Bakanlıkça bir değerlendirme yapılıncaya kadar 'muayenehanelerde ve diğer sağlık kuruluşlarında hipnoz uygulaması yapıldığının tabela, kartvizit ile basılı ve elektronik ortam materyallerinde tanıtımın yapılmasının uygun olmadığı' duyurulmuştur. Ancak takibi yapılmadığı için net ortamı ehil olmayan yetkisiz yüzlerce kişinin yaptığı hipnoterapileri ve verilmekte olan hipnoz eğitimlerinin duyurularını yapan sitelerle doludur.''
Hipnozun konunu uzmanları tarafından doğru zamanda doğru kişilere yapılabilmesi için, söz konusu taslağın tekrar gözden geçirilmesi ve bir an önce yürürlük kazandırılması gerektiğini ifade eden Özer, eğitim hastaneleri ve üniversitelerde hipnoz ve hipnoterapi eğitim ve araştırma birimleri kurulması gerektiğini belirtti.
Özer, ''Bu merkezlerden yeterli teorik ve pratik eğitim almış olan ya da aldıkları eğitim bu kurumlar tarafından yeterli bulunarak onaylanan hekimler, dişhekimleri ve klinik psikologlara hipnoz yapma yetkisi verilmelidir'' dedi.
Her uzmanın, hipnozu kendi uzmanlıkları alanıyla sınırlı olmak üzere uygulaması gerektiğini vurgulayan Özer, hipnozun gösteri ve eğlence amacıyla televizyon kanallarında ya da sahnede yapılmasının engellenmesi gerektiğine işaret etti.
-TARİHTE HİPNOZ-
Özer'in verdiği bilgiye göre, telkin en ilkel çağlardan bu yana önce dini ayin ve törenlerde daha sonra da tedavi amacıyla başta kabile büyücüleri, şamanlar, rahipler, tarikat liderleri tarafından, daha sonra soylular, krallar, daha sonra da hekimler ve 1900'lü yıllardan itibaren de illüzyonistler tarafından sahnede gösteri amacıyla kullanıldı.
Bir çok toplumda geçmişten bugüne ''telkinle tedavi'' yöntemi uygulandı. Bunların en ünlülerinden biri, Bergama Askepliondaki uyku tapınaklarıdır.
Hipnozun tıbbın içinde akademik olarak ilk yer alışı Anton Mesmer (1734-1815) ile gerçekleşti. Anton Mesmer, Fransa'da Tıp Fakültesinde kendi geliştirdiği teknik ile hastaları tedavi etmiş ve bu yöntemini bir çok hekime öğretti. Mesmer sonrası ''mesmerizm'' adıyla anılan bu teknik, İskoç cerrah Dr. James Braid tarafından yanlış bir kanıyla uykuya benzetilerek, uyku tanrısı Hypnosis'den esinlenerek verilen ismiyle 1840 yılından itibaren Hipnozolarak anılmaya başladı.
1900'ün başlarına kadar ruhsal hastalıkların tedavisinde Freud tarafından da kullanılan hipnoz, onun serbest çağrışım ve psikanalize yönelmesi sonrasında psikiyatride bir kenara itilmiş, sahnede illizyonistler tarafından gösteri amacıyla kullanıldı. Ancak 1945 yılından itibaren II. Dünya savaşı nedeniyle oluşan çok sayıda travmatik hastanın tedavi edilebilmesi için gereken ''hızlı sonuç veren, kısa süreli tedaviler gereksinimi'' nedeniyle bir çok diğer yöntemlerle birlikte yeniden psikiyatristler ve psikologlar tarafından kullanılmaya başlandı.
- Sudan'da kolera salgınında ölenlerin sayısı 1000'i aştıSudan'da kolera salgınında yaşamını yitirenlerin sayısının 1000'i geçtiği bildirildi.19 Kasım 2024 Salı 18:38DÜNYADA SAĞLIK
- UNRWA Komiseri Lazzarini'den Gazze'deki açlık ve kıtlığın önlenmesi için "siyasi irade" vurgusuBirleşmiş Milletler (BM) Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Philippe Lazzarini,18 Kasım 2024 Pazartesi 19:38BASIN HABERLERİ
- İsrail'in Lübnan'ın güneyine saldırısında iki sağlık görevlisi daha hayatını kaybettiİsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Sur kentinde bir bölgeye düzenlediği saldırılarda 2 sağlık görevlisi daha yaşamını yitirdi.18 Kasım 2024 Pazartesi 18:48BASIN HABERLERİ
- Muğla'da, geleneksel Hint tıbbı Ayurveda'nın meraklılarının buluştuğu AYURFEST gerçekleştirildiMuğla'nın Bodrum ilçesinde, geleneksel Hint tıbbında sağlıklı ve dengede yaşam sistemi olarak ifade edilen Ayurveda'nın tanıtıldığı 2. Uluslararası Ayurveda Festivali (AYURFEST) düzenlendi.18 Kasım 2024 Pazartesi 18:08GELENEKSEL VE TAMAMLAYICI TIP
- Samsun'da "25. Ulusal Çocuk Forumu Çeyrek Asır Çocuk Buluşmaları" başladıSamsun'da "25. Ulusal Çocuk Forumu Çeyrek Asır Çocuk Buluşmaları" Karadeniz bölgesindeki 18 ilden çocukların katılımıyla başladı.18 Kasım 2024 Pazartesi 17:48AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL HİZMETLER BAKANLIĞI
- Fas'ta doktorlar zam talebiyle üç gün grev yapma kararı aldıFas'ta devlet hastanelerinde çalışan doktorlar, çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve ücretlerin artırılması talebiyle üç gün grev yapma kararı aldı.18 Kasım 2024 Pazartesi 17:03DÜNYADA SAĞLIK
- Uzmanından prematüre bebeklerin sağlıklı geleceği için uzun süreli takip önerisiKanuni Eğitim ve Araştırma Hastanesi Neonataloji Uzmanı Doç. Dr. Berna Hekimoğlu, prematüre bebeklerin taburcu olduktan sonra da özel ve yakından takip edilmeleri gerektiğini bildirdi.18 Kasım 2024 Pazartesi 15:23ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI
- İstanbul Dişhekimleri Odasınca Hataylı 10 bin öğrenciye sağlık taraması yapılacakİstanbul Dişhekimleri Odası Başkanı Prof. Dr. Sedat Küçükay, Hatay Dişhekimleri Odası ve Samandağ Belediyesiyle hazırladıkları projeyle 10 bin öğrencinin ağız ve diş sağlığı durumunun saptanacağını bildirdi.18 Kasım 2024 Pazartesi 15:13AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI
- Antalya'da 10. Avrasya Acil Tıp Kongresi ve 20. Türkiye Acil Tıp Kongresi yapıldıAcil tıp alanındaki en önemli buluşma noktalarından biri olarak nitelenen 10. Avrasya Acil Tıp Kongresi ve 20. Türkiye Acil Tıp Kongresi "Acil Servisler Değişiyor" temasıyla Antalya'da düzenlendi.18 Kasım 2024 Pazartesi 15:03KONGRE VE KONFERANSLAR
- "Yenidoğan çetesi" davasının ilk duruşması sürüyorİstanbul'da, bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları iddia edilen 47 sanığın yargılandığı davada ilk duruşma devam ediyor.18 Kasım 2024 Pazartesi 15:03BASIN HABERLERİ
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2006 Sağlık Aktüel