23 Aralık 2024
  • Ankara2°C
  • İstanbul7°C
  • Bursa6°C
  • Antalya10°C
  • İzmir10°C

HER VEREM HASTASI BULAŞTIRICI KABUL EDİLMEZ

Eskiden sadece gelişmiş ülkeler ile fakir ve sefalet içerisinde yaşayan insanların bir hastalığı olarak kabul edilen verem; nam-ı diğer ince hastalık, günümüzde küreselleşme,..

Her verem hastası bulaştırıcı kabul edilmez

06 Ocak 2011 Perşembe 18:38

Eskiden sadece gelişmiş ülkeler ile fakir ve sefalet içerisinde yaşayan insanların bir hastalığı olarak kabul edilen verem; nam-ı diğer ince hastalık, günümüzde küreselleşme, hızlanan nüfus hareketleri ve AIDS salgınına bağlı olarak sınır tanımıyor. Kesik kesik öksürüğün veremin en bilinen belirtisi olduğuna dikkat çeken uzmanlar, 2 ya da 3 haftadan fazla süren öksürük yakınmalarında zaman kaybetmeden hekime başvurulmasını öneriyor.

Tüberküoz, verem ya da ince hastalık...
Adını nasıl söylerseniz söyleyin, hepsinin yolu bulaşıcı bir hastalık olmasında kesişiyor. Bulaşıcılığı nedeniyle de, toplum sağlığı açısından önemli bir yere sahip. Eski Türk filmlerine bile konu olan verem, koch basili denilen bir mikrobun solunum yollarıyla akciğerlere yerleşmesi sonucunda ortaya çıkan bir hastalık. Sıklıkla akciğerleri etkileyip daha sonra buradan kan yoluyla yayılarak böbrekleri, karaciğeri, barsakları ve beyni tutma ihtimali var.

Acıbadem Adana Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Gamze Uçar, veremin etkeni ve tedavisi belli olan bir hastalık olduğunu belirterek başlıyor sözlerine. Buna karşın da her yıl dünyada 9 milyon kişinin o ya da bu şekilde verem mikrobuyla tanıştığını, 1.7 milyon kişinin de veremden hayatını kaybettiğine dikkat çeken Uzm. Dr. Gamze Uçar, ölümlerin % 80'inin Güney Sahra, Afrika, Asya'da, % 30'unun da Hindistan ve Çin'de görüldüğünü bildirdi.

Hastaların çoğu ise 15-49 yaş grubunda yer alıyor. Bu da demek oluyor ki, verem mikrobu daha çok genç nüfusu tehdit ediyor. Acıbadem Adana Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Gamze Uçar, ülkemizde verem sıklığının 100 binde 28 kişi olduğunu belirterek “ülkemizde nüfusumuzun 1/5'ine verem mikrobu bulaşmış haldedir. Bu kişilerin % 5 - 10'u yaşam boyunca tüberküloz hastası olacaktır. Eskiden sadece gelişmiş ülkeler ile fakir ve sefalet içerisinde yaşayan insanların bir hastalığı olarak kabul edilen verem, günümüzde küreselleşme, hızlanan nüfus hareketleri ve hıv (aıds) salgınına bağlı olarak sınır tanımamaktadır. ” diye konuştu.

VEREM SADECE AKCİĞER HASTALIĞI OLARAK ALGILANIYOR
“Verem (tüberküloz) genellikle bir akciğer hastalığı olarak algılanır” diyen Uzm. Dr. Gamze Uçar şöyle devam etti.

“Verem birçok sistemi tutabilen bir hastalık olmasına rağmen genellikle bir akciğer hastalığı olarak algılanır. Çünkü öncelikle basil akciğerlere ulaşır ve primer infeksiyon akciğerlerde başlar. Ayrıca verem, hasta kişilerden sağlam kişilere de geçebilen bulaşıcı bir hastalıktır. Ancak her verem (tüberküloz) hastası bulaştırıcı kabul edilmez. Akciğer ve solunum yolu verem olguları buşaltırıcıdır. Bugün için verem neredeyse %100'e yakın bir oranda başarı ile tedavi edilebilmesine karşın tedavi başarısı; bakteriyolojik tanı, standart antitüberküloz tedavi rejimleri ve doğrudan gözetimli tedavi uygulaması ile doğrudan ilişkilidir.

VEREM HASTALIĞININ BELİRTİLERİ
Verem mikrobu taşıyan hastaların %30 - 80'inde ateş saptanır. Halsizlik, yorgunluk, iştahsızlık, kilo kaybı, gece terlemesi sık görülür. Akciğer vereminin en önemli ve en fazla saptanan belirtisi öksürüktür. 2-3 haftadan fazla süredir devam eden öksürük yakınması olan bir hastanın ayırıcı tanısında verem düşünülmelidir. Bu hastalar her öksürük ile etrafa çok sayıda basil içeren damlacığın yayılmasına neden olduklarından hastalığın tanısının erken konularak tedaviye erken başlanılması çok önemlidir.”

Yorumlar
SON DAKİKA