22 Aralık 2024
  • Ankara4°C
  • İstanbul6°C
  • Bursa5°C
  • Antalya9°C
  • İzmir8°C

HAVASIZLIK, KOKU VE RUTUBET DOKTORU SENDROMA SOKUYOR

Hastane binalarının havalandırılmaması, karanlık ve rutubetli olmasının sağlık çalışanlarında isteksizlik, işe gitmeme, yorgunluk, bezginlik ve şiddetli baş ağrılarına neden olduğu bildirildi.

Havasızlık, koku ve rutubet doktoru sendroma sokuyor

27 Nisan 2009 11:09

Hastane binalarının havalandırılmaması, karanlık ve rutubetli olmasının sağlık çalışanlarında isteksizlik, işe gitmeme, yorgunluk, bezginlik ve şiddetli baş ağrılarına neden olduğu bildirildi.

Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yaşar Keskin ve Okan Üniversitesi MYO Tıbbi Dokümantasyon ve Sekreterlik Program Başkanı Yrd. Doç. Dr. Oğuz Özyaral, SD Sağlık Düşüncesi ve Tıp Kültürü Dergisi için birlikte kaleme aldıkları makalelerinde, hastane binalarının sağlık personelinde sendroma neden olabildiğini yazdılar.

Binanın yeterince havalandırılmaması, yoğun rutubet, küf, uçucu kimyasal maddeler ya da insanların üzerlerinden gelen kokuların sağlık personelinde isteksizlik şeklinde kendini gösterebildiğini kaydeden Keskin ve Özyaral, bilgisayar, cep telefonu, fotokopi ve çağrı cihazları gibi bir takım elektronik aygıtların yanı sıra iç ortam dekorasyonu için kullanılan renk seçiminin de personeli psikolojik yönden olumsuz etkileyebileceğini söyledi.

Makalede özetle şu noktalara dikkat çekildi:

Havasızlık, personeli sindiriyor

Ortamın yeterli ve düzenli olarak iyi havalandırılmaması; yoğun rutubet, küf ve/veya çalışma alanında kullanılmakta olan bir takım uçucu organik kimyasal maddelerin ya da kişilerin üzerlerinden gelen diğer bazı kokuların yaşam alanına girmesine/yayılmasına ya da sinmesine neden olmaktadır. Bu durum, hoş olmayan ve kişide isteksizlik, ret şeklinde ortaya çıkan bazı tepkiler oluşturmaktadır.

Ortaya çıkan sendromun belirlediği sağlık sorunları; sağlık çalışanlarında isteksizlik, işe gitmeme, süreğen yorgunluk, bezginliğin yanı sıra değişik tip ve şiddette baş ağrısı şeklinde belirginleşiyor ise o zaman tipik bir sıkıcı bina sendromu ile karşı karşıya kaldığımızı söyleyebiliriz.

İsteksizlik Sıkıcı Hastane Sendromu'na neden oluyor

Kısa süreli yaşamda devamlı isteksizlik ve kronik yorgunluk halinde psikolojik ve fizyolojik bir takım faktörlerin bir karışımı olarak karşımıza çıkan “Sıkıcı Bina Sendromu” (SBS) sorunu herhangi bir sağlık kurum ya da kuruluşunda yada hastanede gelişmiş olduğundan bu olgunun adı artık “Sıkıcı Hastane Sendromu” (SHS) olarak değerlendirilecektir.

Sıkıcı Bina Sendromu’nu tetikleyen faktörler arasında gürültü-ses faktörü ile ışıklandırmanın yanı sıra yaşam alanında bulunan negatif iyonların oldukça büyük etkisi bulunmaktadır. Yüksek ya da istenilmeyen ses/gürültü faktörü bina dışından kaynaklanabileceği gibi binanın içersinde çalışan alet, edevat, makine aksamı, havalandırma sistemi, ısıtıcı-soğutucu sistemlere ait fanlar, vızıldayan/ses çıkartan lambalar ve elbette aşırı kalabalığa dayalı çok ve yüksek sesle konuşma şeklinde kişilerden kaynaklanabilmektedir. Böyle bir ortamda çalışmak durumunda kalan kişide zaman içersinde oluşan bir psikolojik rahatsızlığa dayalı SBS bulguları gelişebilmektedir.

Bugünün çözümleri yarının sorunları olabilir!

Hasta bina, sıkıcı bina, iç ortam kirliliği gibi terimler “mesleki sağlık ve emniyet” açısından son on yılların ortaya çıkardığı kavramlardır. Küreselleşen dünyada hızla gelişen teknoloji ve değişen yaşam koşulları, beraberinde onlarca sorunu da getirmektedir. Camları açılmayan, kapıları sıkıca kapalı, son derece yeni teknolojiye sahip duvarları ve çatıları izole edilen ve korunan binalar sundukları teknolojinin yanı sıra bir takım sorunlar da oluşturmaya devam etmektedir. Bugünün ihtiyaçları doğrultusunda çözüm olarak gördüğümüz her türlü yaptırımın yarının sorunu olabileceğini baştan bilemeyiz.

Yorumlar
SON DAKİKA