23 Kasım 2024
  • Ankara10°C
  • İstanbul18°C
  • Bursa22°C
  • Antalya14°C
  • İzmir19°C

HASTALARIN PSİKOLOJİSİ, GÖRME ENGELLİ UZMANA EMANET

Doğuştan gelen rahatsızlığı nedeniyle 12 yaşından sonra görme yetisini tamamen kaybeden Muharrem Mustafa Öcal, psikolog olarak görev yaptığı hastanede kendisine başvuranlara "ışık" oluyor.

Hastaların psikolojisi, görme engelli uzmana emanet

08 Ocak 2019 Salı 12:02

DUYGU YENER - Doğuştan gelen rahatsızlığı nedeniyle 12 yaşından sonra görme yetisini tamamen kaybeden Muharrem Mustafa Öcal, psikolog olarak görev yaptığı hastanede kendisine başvuranlara "ışık" oluyor.

Sağlık Bakanlığı Pursaklar Devlet Hastanesi Psikiyatri Bölümünde psikolog olarak görev yapan görme engelli Muharrem Mustafa Öcal, yaşadığı zorluklara rağmen engellerin nasıl aşılabileceğinin en güzel örneğini sergiliyor.

Doğuştan genetik rahatsızlığı nedeniyle 12 yaşına kadar çok az da olsa görebilen, zamanla görme yetisini tamamen kaybeden Öcal, lise yıllarında okuduğu bir kitaptan etkilenerek terapist olmaya karar verdi.

Bilkent Üniversitesi Psikoloji Bölümünden mezun olan Öcal, 2015'te Sağlık Bakanlığına bağlı hastanelerde psikolog olarak göreve başladı. Evinden işine tek başına giden, hastanedeki tüm koridorları zihnine kazıyan Öcal, kimsenin yardımı olmadan hayatına devam ederken kendisine başvuran hastalara "hayallerinizin peşinden koşun" diyerek umut oldu.

Yaşadıklarını AA muhabirine anlatan Öcal, 12 yaşına kadar baston kullanmadan bir hayat sürdüğünü belirterek, "İlk zamanlarda baston kullanmadan yürüyecek konumdayken zamanla baston kullanır hale geldim. 12 yaşıma kadar yüzde 10 civarında görebiliyor, gündelik işlerimi halledebiliyordum. Bu durum lise yıllarında iyice azaldı." dedi.

Lise yıllarında psikoloji üzerine okuduğu kitaptaki terapi seansları bölümünden çok etkilendiğini dile getiren Öcal, "O kitabı okuduğumda çok etkilenmiştim. Terapi seanslarını çok güzel anlatıyordu. Psikoloji bölümünü seçmemde çok etkili oldu. Terapistlik sevdiğim bir alan oldu. Görme engelli olduğum için de yapabileceğim bir mesleği tercih etmiş oldum. Yakında yüksek lisans eğitimine de başlayacağım." diye konuştu.

- "Terapide kendi sıkıntılarınızı bir kenara bırakıyorsunuz"

Mesleğinin en güzel yanlarından birisinin terapistlik olduğunu aktaran Öcal, "Farklı hikayeler, olaylar dinliyorsunuz. Bunlarla ilgili dinlemek ve çözüm üretmek bana cazip geldi. İlk başlarda dinlediğim hikayeler kötü etkiliyordu. Zamanla daha farklı bakıyorsunuz. Çözüm üretmek, üretebilmek mesleki anlamda duygusal anlamda insanı tatmin ediyor. İnsanlara bir faydanın olduğunu görmek iyi hissettiriyor. Bazen bir hastanın minnettar bir şekilde masadan kalkması güzel bir duygu." ifadelerini kullandı.

Psikolog Öcal, hastaların, görme engelli bir psikoloğa terapiye gelmesinin motive ettiğini belirterek, "Terapide kendi sıkıntılarınızı bir kenara bırakmak zorundasınız. İnsanlar bu durumu takdir ediyor. Karşılarında görme engelli, okumuş bir şekilde belli bir yere gelmiş birini gördükten sonra takdir ediyorlar." dedi.

- "Günde 2-3 kişi terapiye geliyor"

Öcal, eğitim hayatında teknolojinin büyük bir yeri olduğunu vurgulayarak, bu süreçte sesli ve konuşan programlardan yararlandığını söyledi.

Kitaplarını taradıktan sonra bilgisayarında konuşan programlara yüklediğini ve sesli programlar sayesinde okuma yapabildiğini dile getiren Öcal, görselleri de yazıya çevirebildiğini, kitaplarını taradıktan sonra okumaya başladığını anlattı.

Psikolog Öcal, kendisine başvuran hastalara reçete yazmadığını sadece terapi uyguladığını belirterek, şöyle devam etti:

"Gereken durumlarda danışanlarına bazı testler uyguluyorum. Gelen danışanın durumunu özetleyen bazı notlar kullanılması gerektiği durumda ise bilgisayarımdan yararlanıyorum. O an notlar alıp yazıcıdan çıkarıyorum. Pursaklar Devlet Hastanesi'nde günde 2-3 kişi terapi için geliyor. Hastane yeni açıldığı için çok fazla olmuyor. Daha önce Ulus Devlet Hastanesi'nde görev yaptığımda en fazla 6-7 kişi oluyordu. Bir terapi süresi 40-50 dakika olduğu için en fazla o kadar hastaya bakabiliyoruz.

En çok gelen şikayetler depresyon ve kaygı bozukluğu. Depresyondan ziyade kaygı bozukluğu görüyorum. Tetikleyenler çok. Tehdit algısı çok artmış durumda. Maddi sorunlar, kişiler arası sosyal sorunlar, iş hayatı, eğitim hayatı gibi bunlarla ilgili alanlarda değişkenler yani zorluklar arttıkça kaygı da artıyor."

Kendisine başvuran danışanlara zorlukları aşmaları için tavsiyelerde bulunduğunu aktaran görme engelli psikolog Öcal, her zorluğu aşmanın bir yolu olduğunu, bunun için insanın hayallerinin peşinden koşması gerektiğinin farkında olmasının önem taşıdığını sözlerine ekledi.

Yorumlar
SON DAKİKA