22 Aralık 2024
  • Ankara4°C
  • İstanbul7°C
  • Bursa8°C
  • Antalya18°C
  • İzmir13°C

HASTA ÇOCUKLARIN EĞİTİMİ HASTANE SINIFLARI SAYESİNDE KESİNTİSİZ SÜRÜYOR

Hastanede yatarak uzun süre tedavi gören çocuklar, oluşturulan özel sınıfta gönüllü öğretmenlerce verilen eğitim sayesinde derslerinden geri kalmazken sosyal hayattan da kopmamış hissediyor.

Hasta çocukların eğitimi hastane sınıfları sayesinde kesintisiz sürüyor

10 Kasım 2022 Perşembe 17:02

Beslenme bozukluğu nedeniyle tedavi gören 15 yaşındaki Esra Ebrar Afacan: "Arkadaşlarımdan uzak kaldım. Burada sadece oda, kat arkadaşlarım var. Onlarla da çok görüşemiyoruz. Öğretmenler geldiği sürece vakit geçiyor, sıkılmıyorum ve günlerim verimli oluyor"

Hastanede gönüllü eğitim veren sosyal bilgiler öğretmeni Caner Konak: "Öğrenciler önlüğümle geldiğimde beni doktor zannedebiliyor. Öğretmen olduğumu söylediğimde, 'Hastanede öğretmen mi var? Ders mi işleyeceğiz?' diye çok seviniyorlar"

İstanbul Valiliği, İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve İl Sağlık Müdürlüğü işbirliğiyle 2019'da pilot olarak hayata geçirilen "Öğretmenim Elimi Tut" projesi, 14'ü İstanbul'da olmak üzere Türkiye'deki 52 hastanede, farklı branşlardan 89 gönüllü öğretmenle çeşitli hastalıklardan muzdarip öğrencilerin eğitim hayatına ışık tutuyor.

Hastanelerde açılan sınıflarda, anaokulundan liseye kadar her seviyedeki öğrenci eğitim alma imkanı buluyor. Öğretmenler, yatağından kalkamayan çocuklara odalarında birebir ders veriyor.

Günleri hastanede geçtiği için uzun süre okullarından uzak kalan, hastalığından dolayı yüz yüze eğitim almayan çocuklar, proje sayesinde psikososyal yönden iyileşme sağlarken, kendilerini eğitim hayatından soyutlanmamış hissediyor.

- Enfeksiyon riski nedeniyle okula hiç gidemedi

Beslenme bozukluğu nedeniyle bazı dönemler tedavisine hastanede devam edilen 9 yaşındaki Yusuf Berk Çapkın, hem ev hem de hastanede eğitim alıyor.

Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesinde tedavi gören Çapkın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hastane sınıfında paylaşmayı öğrendiğini, matematik, İngilizce, hayat bilgisi ve Türkçe derslerinin yanı sıra oyun oynadığını söyledi. Öğretmenlerinin kendisine çok iyi davrandığını belirten Çapkın, "Öğretmenlerimi çok seviyorum." diyerek, sevgisini dile getirdi.

Anne Gönül Çapkın da oğluna, halsizlik ve kusma gibi belirtiler üzerine 2 yaşından sonra yeme bozukluğu tanısı konulduğunu, anaokulu çağında 3 gün yüz yüze eğitime katılabilen çocuğunun sonrasında enfeksiyon kaptığı ve yoğun bakıma kaldırıldığı için eğitimine evde devam edebildiğini anlattı.

Ev ve hastanedeki eğitimin eş değer ilerlediğini söyleyen Çapkın, "Eve hocamız iki hafta geliyorsa, üçüncü hafta hasta olabiliyoruz. O yüzden hastanede yattığımızda verimimiz düşüyordu. Bu sistem bizim için daha iyi oldu, çünkü eğitiminden geri kalmamış oluyor." dedi.

Gönül Çapkın, hastanede verilen eğitime ilişkin düşüncelerini, "Çocuklarımız mutlu. Bir şeyler yapabiliyorlar. 'Anne, benim de öğretmenim, dersim var.' diyor. Tedavi sürecini, hastanede olduğunu unutuyor. 'Buraya sınıf açılmış, ben sınıfıma gideceğim. Resim, okuma, matematik yapıyorum.' diye anlatıyor." sözleriyle aktardı.

- Derslerde resim yeteneğini keşfetti

Beslenme bozukluğu nedeniyle birkaç aydır hastanede tedavisi süren 15 yaşındaki Esra Ebrar Afacan da normalde okula gittiğini, buradaki eğitim sayesinde de derslerinden geri kalmadığını anlattı.

Afacan, hastanede edebiyat, coğrafya, matematik ve resim dersleri aldığını aktararak, "Arkadaşlarımdan uzak kaldım. Burada sadece oda, kat arkadaşlarım var. Onlarla da çok görüşemiyoruz. Öğretmenler geldiği sürece vakit geçiyor, sıkılmıyorum ve günlerim verimli oluyor." dedi.

Hastane odasını kendi çizdiği resimlerle süsleyen Afacan, yeteneğini burada keşfettiğini belirterek, "Önceden hiç resim eğitimi almadım. Buradaki öğretmenim resim yaparken, bir anda kendim de resim yapabildiğimi gördüm. Eve gittiğim bir aylık süreç olmuştu, orada da resimler yapmaya başladım. Yeteneğim olduğunu gördüm." ifadelerini kullandı.

Esra Ebrar Afacan, tedavi görürken, gelecekteki mesleğini de belirlediğini ve konuşma terapisti olmaya karar verdiğini söyledi. Hastanedeki çocukların farklı insanlara daha çok ihtiyaç duyduğunu ifade eden Afacan, konuşarak, bir şeyler öğreterek onlara yardımcı olmak istediğini kaydetti.

- "Buradaki boş zamanlarımızda onlar olmasa sıkılabilirdik"

16 yaşındaki Büşra Yılmaz ise matematik, edebiyat, coğrafya, İngilizce ve din kültürü dersleri gördüğünü anlattı.

Okulda eğitim almanın, hastaneyle kıyaslandığında her çocuk için daha güzel olduğunu, arkadaşlarıyla ders işlemenin farklı hissettirdiğini belirten Yılmaz, hastanedeki eğitime ilişkin "Öğretmenlerim geldiğinde mutlu oluyorum. Matematik ve edebiyat derslerini çok sevdiğim için onlara bakış açım biraz daha iyi oluyor. Buradaki boş zamanlarımızda onlar olmasa sıkılabilirdik. Boş vakitlerimizi geçirmemize de yardımcı oluyorlar." ifadelerini kullandı.

- "Cebimizde kalemimiz olduktan sonra her yerde öğretmenlik yaparız"

Hastanede gönüllü eğitim veren sosyal bilgiler öğretmeni Caner Konak, 3-18 yaş arası her kademeden öğrenciye ders verdiklerini ve buranın okuldan farklı olduğunun bilincinde hareket ettiklerini söyledi.

Öğrencilerin okuldan ne süredir uzakta olduklarını öğrenip, onların ilgi ve isteklerine de bağlı olarak ders planlaması yaptıklarını anlatan Konak, matematik, din kültürü, okul öncesi, özel eğitim gibi farklı branşlardan öğretmenlerin hastaneye geldiğini aktardı.

Konak, haftanın 5 günü, hastane işleyişiyle de koordineli şekilde 6 saat ders işlediklerini belirterek, öğrenciler kendilerini iyi hissetmediğinde, önceliklerinin onları farklı etkinliklere yönlendirmek olduğunu, dersi ise ilerleyen saat ya da günlerde sürdürdüklerini kaydetti.

Eğitimlerin çocuklar için çok faydalı olduğunu vurgulayan Konak, şunları söyledi:

"Öğretmen olarak buradaki en büyük motivasyonumuz, öğrencinin hastaneye yattığı günden okula döndüğü güne kadar geçen sürede, sadece öğrenim değil motivasyon kaynaklı da çalışmak oluyor. İhtiyaçlarını ve eksiklerini gidermeye çalışıyoruz. Cebimizde kalemimiz olduktan sonra her yerde öğretmenlik yapmaya hazırız. Öğrenciler önlüğümle geldiğimde beni doktor zannedebiliyor. Öğretmen olduğumu söylediğimde, 'Hastanede öğretmen mi var? Ders mi işleyeceğiz?' diye çok seviniyorlar. Hem onlar hem de bizim için büyük motivasyon."

Caner Konak, hastanedeki çocukların da eğitime ihtiyacı olduğu düşüncesiyle gönüllü öğretmen olmaya karar verdiğini belirterek, "Burada bir hafta kalan öğrencilerimiz olduğu gibi birkaç yıl kalanlar da var. Onlara hastanenin dışında bir hayatları olduğunu da hatırlatıyoruz." diye konuştu.

- "Eğitim imkanının olması çocuklarımız için önemli"

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Nihal Coşkun da bölümde metabolizma hastalıklarına sahip çocukların tedavi gördüğünü, beslenme bozukluğu yaşayanların özel diyete ihtiyaç duyduğunu, destek tedavilerle beslenmeyi düzenlediklerini anlattı.

Çocukların tedavi süreçlerini aktaran Coşkun, "Hastanede eğitim imkanının olması çocuklarımız için önemli. Uzun süre hastanede yatabildiklerini de düşünürsek, eğitimlerinin aksamaması, bundan sonraki hayatlarında hedeflerine ulaşabilmeleri, moral ve motivasyonlarının sağlanması için bu eğitimin çok iyi olduğunu düşünüyoruz." değerlendirmesini yaptı.

 

Kaynak: Haber Kaynağı
Yorumlar
SON DAKİKA