06 Ağustos 2024
  • Ankara30°C
  • İstanbul30°C
  • Bursa32°C
  • Antalya32°C
  • İzmir36°C

GÖRME KAYBINA YOL AÇAN ÜVEİTİN 7 BELİRTİSİ

Memorial Kayseri Hastanesi Göz Hastalıkları Bölümü'nden Prof. Dr. Mustafa Ataş, üveit hastalığı ile ilgili bilgi verdi.

Görme Kaybına Yol Açan Üveitin 7 Belirtisi

06 Ağustos 2024 Salı 11:13

Memorial Kayseri Hastanesi Göz Hastalıkları Bölümü'nden Prof. Dr. Mustafa Ataş, üveit hastalığı ile ilgili bilgi verdi.

Üveit, gözün içinde "uvea" adı verilen bölümünün iltihaplanmasıyla ortaya çıkan bir tablodur. Genellikle aniden başlayan ve hızla kötüleşen bir tabloyla seyreden üveit hastalığı; göz kızarıklığı, ağrı ve bulanık görme belirtileriyle ortaya çıkıyor. İltihap gözdeki tüm dokuları etkiliyor ve tedavide geç kalındığında ciddi görme kayıplarına neden olabiliyor. Çoğu zaman tedavide başarı elde edilirken, üveit bazen kronikleşerek tedavisi uzun sürebiliyor. Bu sebeple erken tanı büyük önem taşıyor. Memorial Kayseri Hastanesi Göz Hastalıkları Bölümü'nden Prof. Dr. Mustafa Ataş, üveit hastalığı ile ilgili bilgi verdi.

"Her yıl 4 milyon vaka tespit ediliyor"

Bir veya iki gözü etkileyebilen üveit, her yaştan insanda ve çocuklarda da ortaya çıkabilmektedir. Yaygın olarak 20-60 yaşları arasında görülmektedir. Yapılan araştırmalarda bu sorunun 100 bin kişiden 38 kişiyi etkilediği belirlenmiştir. Dünya genelinde her yıl yaklaşık 4 milyon yeni vaka ortaya çıkmaktadır. ABD'de her yıl 30 bin kişinin üveit hastalığı nedeniyle görme kabiliyetini kaybettiği tahmin edilmektedir. Üveit yetişkinlerde daha yaygındır ve yaş ilerledikçe görülme ihtimali artmaktadır. Çocuklarda daha az yaygın olup, vakaların yalnızca yüzde 2 ila yüzde 20'sini oluşturmaktadır. Uvea, gözün sklera (gözün beyaz kısmı) ile retina (gözün arkasındaki ışığa duyarlı tabaka) arasındaki orta tabakadır. Uveanın İris (gözün renkli kısmı), Siliyer cisim (merceğin odaklanmasına yardımcı olan gözün kısmı) ve Koroid (gözü besleyen damar tabakası) olmak üzere 3 bölümü vardır.

İltihabın gözün neresinde olduğu önemli

Üveit sınıflaması özellikle tanı ve tedavi seçimi açısından yararlıdır, araştırmalarda yol gösterici olmaktadır. Anatomik yerleşime göre sınıflamada; üveit tipi, gözün hangi bölümünün veya bölümlerinin iltihaplandığına bağlı olarak belirlenmektedir. Ön üveit, gözün ön tarafını (kornea ile iris arasında) ve siliyer cismi etkiler. Aynı zamanda iritis olarak da adlandırılır ve en sık görülen üveit çeşididir. Ara üveit, merceğin hemen arkasındaki retina ve kan damarlarını ve ayrıca gözün ortasındaki jeli etkilemektedir. Posterior üveit, gözün arkasındaki retina veya koroid tabakayı etkiler. Panüveit, gözün önünden arkasına kadar uveanın tüm katmanları iltihaplandığında ortaya çıkmaktadır.

Üveitin en çok görülen 7 belirtisi

Üveit belirtileri gözün hangi bölgesini etkilediğine bağlı olarak değişebilmektedir.

En yaygın olanı anterior yani ön üveittir. İris ve siliyer cismi etkiler ve belirtiler genellikle hasta ve başkaları tarafından görülebilir. Kişinin kendisi tarafından fark edilebilen uçuşan noktalarda artış ve etkilenen gözde görme alanındaki boşluklar veya eksik bölümler öncül belirtilerdir. Ön üveitin belirtileri, Göz ağrısı, Kırmızı göz, Bulanık görme, Işık hassasiyeti (fotofobi), gözün beyaz ve şeffaf bölümünü ve göz kapaklarının içini kapsayan tabakası olan konjonktivadaki şişlik, Göz bebeği şeklinin değişmesi (daireden düzensiz bir şekle dönüşmesi) ve gözünüzün ön kısmının alt kısmında (hipopiyon) beyaz sıvı birikmesidir.

Erken teşhis ile hastalığı önlemek mümkün

Üveitin muhtemel nedenleri enfeksiyon, yaralanma, otoimmün (bağışıklık sistemi ile ilgili) veya inflamatuar (iltihabi) bir hastalıktır. Vakaların yüzde 50- yüzde 70'inde yapılan tüm araştırmalara rağmen nedeni belirlenememektedir. Ciddi görme kayıplarına yol açan bu hastalığı, erken teşhis ve tedaviyle önlemek mümkün olmaktadır. Bilinen en muhtemel nedenler enfeksiyonlar, sistemik nedenler, yaralanmalar ve ilaçlardır.

Enfeksiyonlar, mikroplar (patojenler) vücudunuza girip hasara neden olduğunda ortaya çıkar. Enfeksiyona bağlı üveit genellikle aynı anda yalnızca bir gözü etkiler.

Hastalıklara yol açan bazı sorunlar üveite neden olabilmektedir

Virüsler: Üveite neden olabilen virüsler arasında herpes simpleks virüsü (HSV), varisella-zoster virüsü (suçiçeği ve zonaya neden olur) ve sitomegalovirüs (CMV) bulunur. Ayrıca aşıyla önlenebilir hastalıklarda, özellikle kızamıkçıkta da görülebilir.

Bakteriler: Üveite neden olabilen bakteriler arasında sifiliz ve tüberküloza da neden olan türler bulunmaktadır.

Mantarlar: Üveite neden olabilen mantarlar arasında Candida (kandidiyaz) ve Aspergillus (aspergilloz) gibi küf türleri de dahil olmak üzere çeşitli alt türlerden türler bulunur.

Parazitler: Bunlar arasında kediler gibi evcil hayvanlardan, özellikle enfekte kedi kumundan (toksoplazmoz) ve köpeklerden (toksokariazis) geçebilen parazit türleri bulunur. Az pişmiş domuz eti yendiğinde (sistiserkoz veya toksoplazmoz) ortaya çıkabilmektedir. Ülkemizde çiğ et (çiğ köfte gibi) yeme veya kedi ile yakın temastan kaynaklanan toksoplazmoz önemli bir üveit nedenidir. Hamilelerin çiğ et ve kedi ile yakın temasta dikkatli olmaları gerekmektedir.

Üveite neden olan sorunun belirlenmesi önemli

Üveitin tipine, yerleşim yerine ve şiddetine göre tedavi şekli değişmektedir. Üveit pek çok nedenden dolayı ortaya çıkabildiğinden, üveit tedavileri büyük ölçüde değişebilmektedir. Üveitin tedavisi yoktur, ancak buna neden olabilecek bazı sorunlar engellendiğinde tedavi süreci başlamış olacaktır. Böyle bir durumda, bu nedeni tedavi etmek üveiti de çözebilmektedir. Üveitin ana tedavisi steroid türü ilaçlarla yapılmaktadır. Gözün içindeki iltihabı azaltmaya yardımcı olan bu ilaçlar üveitin tipine bağlı olarak farklı tipte önerilmektedir. Örneğin; göz damlaları genellikle gözün ön tarafını etkileyen üveit için kullanılırken, enjeksiyonlar ile tabletler genellikle gözün ortasını ve arkasını etkileyen üveit tedavisinde işe yaramaktadır. Bu hastalığın tedavisi devam ederken ek tedavi de gerekebilmektedir. Ağrıyı hafifletmek için göz damlaları da verilmektedir. Bazı özel üveit türlerinde antimetabolit veya biyolojik ajanlar dediğimiz immün sistemi baskılayan tedaviler de verilebilmektedir.

Kaynak: Haber Kaynağı
Yorumlar
SON DAKİKA