22 Kasım 2024
  • Ankara15°C
  • İstanbul18°C
  • Bursa19°C
  • Antalya17°C
  • İzmir19°C

GENÇ KADINLARIN KÂBUSU: PCOS

Sadece biraz kilo vererek problemlerini ortadan kaldırabiliyorlar... Obezite günümüzün belki de en büyük sorunu. Hem sağlıklı yaşama engel hem de sosyal hayata...

Genç kadınların kâbusu: PCOS

02 Haziran 2011 Perşembe 21:23

Obezite günümüzün belki de en büyük sorunu. Hem sağlıklı yaşama engel hem de sosyal hayata. Özellikle kadınları vuran obezite menopoz döneminde de büyük bir problem.

Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği İkinci Başkanı Prof. Dr. Bülent Tıraş, kilo verme gerekliliği ve gösterilen çabaların her zaman istenilen sonuca ulaşamadığını dile getirirken, "Kadınlar bilinmesi gereken en önemli husus kilo vermeye başlarken hormonal dengelerinden emin olmaları. Çünkü hormonal düzensizlikler ve sorunlar kadınların kilo vermelerinin önündeki belki de en büyük engel" dedi.

Menopoza yaklaşan kadınların menopoz öncesi veya menopoz sırasında sürekli kilo alma tehdidi altında olduğunu belirten Prof. Dr. Tıraş, şöyle devam etti: "Bu dönemdeki kadınlarda diyete direnç çok yüksektir. Menopozdaki kadınlar için hedef kiloya ulaşmak kilo vermekte zorlanan gruplar içinde neredeyse en zorudur. Kadınların menopoz döneminde zayıflama planı uygulamadan önce mutlaka hormon dengelerini sağlamaları gerekir. Uygun hormon tedavisi kimi zaman etkin biçimde kilo vermeyi sağlayacak en iyi yöntem olabilir"

GENÇ KADINLARIN EN BÜYÜK KÂBUSU: PCOS
Polikistik Over Sendromu'nun (PCOS) genetik yatkınlık gösteren bir yumurtalık hastalığı olduğunu kaydeden Prof. Dr. Tıraş, "Sendrom tipik olarak genç kızlarda ve genellikle ergenlik döneminde ortaya çıkıyor. Adet düzensizliği, yağlı ve sivilceli cilt yapısı, tüylenme ve kilo artışı gibi belirtilerle seyreden Polikistik Over Sendromu (PCOS) her 5 kadından birinin sorunu. Nedeni tam olarak bilinmeyen Polikistik Over Sendromu’nda tedavi ancak belirtilere yönelik olarak planlanabiliyor. Hastanın tedavisindeki en önemli ve birinci basamak kilonun kontrol altına alınması ve kilo verdirilmesidir" şeklinde konuştu.

RAHİM KANSERİ RİSKİ DE ÇIKABİLİR
PCOS hakkında görüşüne başvurduğumuz Tüp bebek, Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Numan Bayazıt da PCOS'un belirtilerini şöyle sıraladı:

"PCOS ‘li bir kadını doktora en sık götüren şikayetler kıllanma, adet seyrekliği ve gebe kalmakta gecikmektir. Kıllanmanın sebebi artan insülinin yumurtalıklarda androjen yapımını arttırmasıdır. Aynı nedenle yumurtalar düzenli olarak büyüyüp çatlayamaz ve dolayısıyla adet düzeni bozulur, gebe kalmak güçleşir. Bu durum çok uzun süreli devam ederse rahim kanseri gelişme riski ortaya çıkar. Çünkü çatlayan yumurtanın salgıladığı progesteronun rahimi koruyucu etkisinden yoksun kalınmaktadır. PCOS’nin uzun vadeli iki önemli sekeli de kalp-damar hastalıkları ve Tip 2 diabet gelişmesidir. Bu hastalarda kolesterol ve tansiyon yükselme eğilimindedir. Bununla birlikte insülinin de direk olarak damar sertliğine yol açtığı düşünülmektedir. Tip 2 diabet ise insülin direncinin doğal sonucudur. Çünkü insülinin esas görevi kandaki şekeri yakmaktır. PCOS’li bir kadın şişmansa yüzde 10 ihtimalle şeker hastasıdır. Her yıl test yapıldığında da %16’sının testinin bozulduğuna rastlanmaktadır. Bu nedenle periyodik tarama önerilir. Esas olarak ailesel geçiş gösterdiğinden bütün ailenin taranması gerekir."

TEDAVİ NASIL OLUR?
Op. Dr. Bayazıt şöyle konuştu: "PCOS’da bütün şikayetleri ortadan kaldıran tek bir tedavi yöntemi yoktur. Örneğin gebe kalmakta zorluk çeken bir kadında tedavi yaklaşımı yumurtlatma, adetleri seyrek olanda ise aksine doğum kontrol hapları olabilir. Bunlar semptomlara yönelik tedavilerdir. Problemi başlangıcından çözebilecek önlemler ise insülin salgılanmasını azaltacak olanlardır. Örneğin egzersiz, kilo verilip vücuttaki yağ kütlesinin azaltılması ve gıdalarla alınan karbonhidrat miktarının kısılması insülin salgılanmasını azaltır. Esas olarak bunlar PCOS’li bir kadının ileride karşılaşabileceği kalp-damar problemleri ve şeker hastalığı riskini azaltmak için hayat boyu yapması gereken şeylerdir. Bazı hastaların 5 - 6 kilo vererek problemlerinin ortadan kalktığına rastlamaktayız. Son yıllarda sık kullandığımız bir ilaç ise insüline duyarlılığı arttıran ve Tip 2 diabetli hastaların da kullandığı metformin (glucophage) ve benzeri ilaçlardır."

Kaynak: Haber Kaynağı
Yorumlar
SON DAKİKA