Kudüs Üniversitesi bünyesindeki Kudüs Araştırmaları Merkezi Başkanı Ahmed Refik Avd: "İsrail bu savaşı öncelikle kendi bekası, Batı Şeria'nın ilhak edilip gettolara dönüştürülmesine hazırlık, (Filistin) otoritesinin zayıflatılması, iki devletli çözümün ortadan kaldırılması için istiyor"

 "İsrail, planlarını UNRWA'nın yokluğu üzerine kuruyor. Batı Şeria'nın kuzeyindeki kampların tahliyesi konusunda başarılı olursa bu, Batı Şeria'nın orta ve güneyindeki diğer bölgelere de sıçrayabilir"

İsrail'in, Gazze Şeridi'nde Hamas'la varılan ateşkes ve esir takası anlaşmasından iki gün sonra 21 Ocak'ta Batı Şeria'nın kuzeyinde başlattığı saldırılar, her geçen gün genişliyor.

İsrail askerleri, yaklaşık bir aydan bu yana saldırılarını Cenin, Tulkerim, Tubas başta olmak üzere bölgedeki mülteci kamplarına da taşıdı.

Sağlık Bakanlığının verilerine göre, bu saldırılar sırasında 61 Filistinli yaşamını yitirdi, binlerce kişi zorla yerinden edildi, bölgedeki evler, mülkler ve altyapı tahrip edildi.

İsrail, bölgedeki gerginliği tırmandırmayı sürdürürken dün akşam tanklarla Batı Şeria'nın kuzeyindeki Cenin Mülteci Kampı'na baskın düzenledi.

İsrail tanklarının yıllar sonra işgal altındaki Cenin'e girmesi, 2002'de İkinci İntifada sırasında İsrail ordusunun Batı Şeria'da yürüttüğü "Savunma Kalkanı" ismi verilen saldırıları hatırlattı.

İsrail devlet televizyonu KAN, bu saldırıyı, "İsrail ordu tankları, Batı Şeria'nın kuzeyindeki operasyonu genişletme hazırlıklarının bir parçası olarak 'Savunma Kalkanı Operasyonu'ndan (2002) bu yana ilk kez, tanklarla Cenin'e hareket etti." şeklinde aktardı.

Filistinli uzman Avd, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İsrail'in Batı Şeria'nın kuzeyinde yoğunlaşan saldırılarına, tankları devreye sokmasına ve bu saldırıların yansımalarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

- Öncelikli mesele İsrail'in bekası

Bu gelişmeleri "tehlikeli" şeklinde niteleyen Avd, "İsrail tamamen sivil cepheye karşı savaş başlatıyor. Ne Batı Şeria'da ne de mülteci kamplarında herhangi bir askeri yapı, ordu, kamp, top ya da füze var." dedi.

Batı Şeria'nın kuzeyindeki kamplarda basit savunma gereçlerinin olduğunu kaydeden Avd, İsrail'in baskısı ve askeri saldırılarının bir savunmaya yol açtığını, işgal olduğu sürece direnişin olacağını, bunun da normal olduğunu vurguladı.

Avd, sözlerine şöyle devam etti:

"İsrail bu savaşı öncelikle kendi bekası, Batı Şeria'nın ilhak edilip gettolara dönüştürülmesine hazırlık, (Filistin) otoritesinin zayıflatılması, iki devletli çözümün ortadan kaldırılması için istiyor."

İsrail'in savaş devam ederken kolay bir zafer kazanmak istediğine işaret eden Avd, ayrıca saldırıların devam etmesinin (Netanyahu) hükümetinin düşmediği anlamına geldiğini aktardı.

Avd, İsrail'in, Filistinliler arasında bölünme, Araplar arasında zayıf bir tutum ve ABD desteği var olduğu sürece her istediğini yapabileceğini düşündüğünü, iki devletli çözümden vazgeçilebileceğini, binaları havaya uçurabileceğini, kampları yıkabileceğini, Filistin topraklarını ilhak edebileceğini düşündüğünü, Filistin meselesini tasfiye etmek istediğini belirtti.

- İsrail'in hedefi askeri değil siyasi

Filistinli uzman, "Batı Şeria baskınında askeri hedefler yer almıyor. Tel Aviv bazı siyasi hedefler arayışında. Bu da mülteci kamplarının ve Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansının (UNRWA) yok edilmesi. İsrail, UNRWA'yı sahneden indirdi ayrıca siyasi olmayan askeri hedeflerini gerçekleştirmek için kamp sakinlerini de zorla yerinden etmeye çalışıyor." değerlendirmesinde bulundu.

Filistinlileri mülteci kamplarından çıkarmanın, onları UNRWA'ya bağlı olmayan mahallelere yerleştirmenin ve kampın yapısını değiştirmenin büyük bir siyasi hedef olduğuna işaret eden Avd, mülteci kampı fikrinin yok edilmesi, ardından Filistinlilerin zorla yerinden edilmesi, uluslararası hizmet adresi olan UNRWA'nın yok edilmesinin İsrail'in sadece silahlıları aramadığı daha büyük fikir ve hedefler aradığını net şekilde ortaya çıkardığını kaydetti.

Avd, bu gelişmelere işaret ederek şunları dile getirdi:

"İsrail dizginlenmezse ve Tel Aviv'deki mevcut hükümet durursa, uluslararası ve ABD'nin tepkileri bu denli zayıf kalırsa (İsrail'in) kampın demografik yapısını değiştirmeye, kampı kente ilhak etmeye ve idari olarak UNRWA'ya değil belediyelere bağlamaya çalışması mümkün."

İsrail, planlarını UNRWA'nın yokluğu üzerine kuruyor. Batı Şeria'nın kuzeyindeki kampların tahliyesi konusunda başarılı olursa bu, Batı Şeria'nın orta ve güneyindeki diğer bölgelere de sıçrayabilir."