05 Kasım 2024
  • Ankara1°C
  • İstanbul9°C
  • Bursa6°C
  • Antalya15°C
  • İzmir12°C

ELEKTRONİK SİGARA İÇENLER DE "KANSER" SOLUYOR

Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi Atatürk Eğitim Araştırma Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ayşegül Karalezli: "Ayrıca normal sigarada bulunmayan bakır, çinko, demir, kurşun, krom, nikel gibi maddeler de e-sigarada fazladır"

Elektronik sigara içenler de "kanser" soluyor

30 Mayıs 2018 Çarşamba 17:33

YEŞİM SERT KARAASLAN - Elektronik sigaralarda, grup 1 kanser yapıcı madde olarak kabul edilen aldehitlerin ve normal sigarada bulunmayan bakır, çinko, demir, kurşun, krom, nikel gibi maddelerin bulunduğu belirtildi.

Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi Atatürk Eğitim Araştırma Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ayşegül Karalezli, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Dünya Sağlık Örgütünce (DSÖ) 31 Mayıs'ın "Dünya Tütünsüz Günü" olarak ilan edildiğini anımsatarak, bu yıl ele alınacak temanın, tütünün kalp ve damar hastalıklarına etkisi olarak belirlendiğini ifade etti.

Tütünün, 1985 yılında Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı (IARC) tarafından grup 1 kategorisinde kanser yapıcı madde olarak kabul edildiğini hatırlatan Karalezli, artık sigara başta olmak üzere diğer tütün ürünlerinin insan sağlığına olumsuz etkisinin bilindiğini söyledi.

Karalezli, tütün ürünlerinin akciğer ve gırtlak kanseri başta olmak üzere birçok kanser gelişiminden sorumlu olduğunu vurgulayarak, "Koroner kalp hastalıkları, KOAH, kronik bronşit ise neden olduğu diğer önemli hastalıklardır. Tütün kullanımı, astım krizini başlatabilir. Aile bireyleri sigara içen çocuklarda solunum yolu enfeksiyonları ve astım görülme sıklığı diğer çocuklara oranla daha yüksektir." diye konuştu.

Tütün ve tütün ürünlerini kullanan ya da dumanına maruz kalanlarda üst solunum yolu enfeksiyonları olarak isimlendirilen farenjit, larenjit, orta kulak iltihabı görülme sıklığının da yüksek olduğuna dikkati çeken Karalezli, tütünün tüm sistemleri etkileyebilen bağımlılık yapıcı bir madde olduğunu ifade etti.

Karalezli, Türkiye'de sigara kullanımının 2012 yılında yapılan Küresel Tütün Araştırması raporu sonuçlarına göre yüzde 27 oranına düştüğünü, bu oranın erkeklerde yüzde 41, kadınlarda yüzde 15 olduğunu anlattı.

Prof. Dr. Karalezli, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, son yıllarda ise sigara kullanım sıklığının yüzde 32-34 oranlarına çıktığına işaret etti.

- "e-sigarada bakır, çinko, demir, kurşun, krom, nikel fazla"

Tütün endüstrisinin, pazar payı düştükçe yeni pazarlama ürünleri ortaya çıkardığına işaret eden Karalezli, son yıllarda piyasaya sürülen elektronik sigara (e-sigara, vapor, vaporing) ve dumansız tütün ürünlerinin de bunlar arasında yer aldığını söyledi.

Karalezli, elektronik sigara kullanımının özellikle gençler arasında hızla yayılmaya başladığını ve bunun çok tehlikeli olduğunu ifade ederek şunları kaydetti:

"Endüstri tarafından desteklenen çalışmalar, 'zararsız olduğu, daha az zararlı olduğu, sigara bırakmaya yardımcı olduğu' şeklindeki yanlış inanışa neden olmaktadır. Oysaki özellikle grup 1 kanser yapıcı bir madde olarak kabul edilen aldehitler, e- sigarada daha fazla oranda saptanmıştır. Ayrıca normal sigarada bulunmayan bakır, çinko, demir, kurşun, krom, nikel gibi maddeler de e-sigarada fazladır. Bunlar e-sigara yapımında kullanılan maddelerden dolayıdır, ısıtılınca lehim yerlerinden, aletin metal karışımından ve kablolarından açığa çıkmaktadır.

Filmlerde ve sahnelerde duman ve sis yapımında kullanılan bir madde olan propilen glikol, e- sigarada duman çıkarmak üzere bulunmaktadır. Propilen glikolün parçalanması ile kanserojen aldehitler ortaya çıkmaktadır. Yapılan çalışmalarda inflamasyon sonucu enfeksiyonlara, astım gibi bronşlarda aşırı duyarlılığa neden olduğu gösterilmiştir. Birçok çalışmada e-sigaraya maruz bırakılan farelerde akciğer gelişiminin yavaşladığı görülmüştür."

Elektronik sigaranın içine katılan, doğal gıda takviyesi olarak belirtilen katkı maddelerinin de kanserojen maddeleri açığa çıkardığını vurgulayan Karalezli, "Hiç kuşkusuz gıdalar solunum yoluyla değil sindirim yoluyla alınmak içindir. Üstelik bazı e-sigara kullanıcıları kullandıkları e-sigara sıvısını kendileri hazırlamaktadır. İçinde ne kadar katkı maddesi olduğu da belli değildir. Bu nedenle zatürre olup hastaneye yatırılan hastalar vardır. Bazı e-sigara sıvılarında propilen glikol yerine arabalarda kullanılan antifirizin olduğu saptanmıştır." diye konuştu.

Prof. Dr. Karalezli, e-sigaranın içinde bağımlılık yapıcı madde olan "nikotin" bulunduğunun altını çizerek, bunun, sigara içmeye olan bağımlılığın devam etmesini sağladığını aktardı.

Elektronik sigara içen gençler ve çocukların içmeyenlere göre yaklaşık 5 kat daha fazla oranda normal sigaraya başladıklarının ortaya konduğunu dile getiren Karalezli, "Yani e-sigara aslında ileride sigara içecek potansiyel bir pazar olan gençlerin sigara içmesini sağlayan bir tuzaktır." değerlendirmesinde bulundu.

- "Yaklaşık 450 sigara bırakma polikliniği mevcut"

Sigara ve diğer tütün ürünlerinin hem sağlık hem de sosyal hayat üzerindeki olumsuz etkilerini ortadan kaldırmanın kolay olmadığını, çıkarılan kanunlara uyumun bunun ilk adımı olduğunu ifade eden Karalezli, Türkiye'de yaklaşık 450 sigara bırakma polikliniği mevcut." dedi.

Karalezli, hastanelerinde 2006 yılından bu yana göğüs hastalıkları uzmanları tarafından düzenli olarak sigara bırakma poliklinik hizmeti verildiğini belirterek, "Polikliniğimizin sigara bırakmadaki başarısı yüzde 32'dir." diye konuştu.

Karalezli, sigara bırakma tedavisinde kullanılan ilaçların bir kısmının şu anda ücretsiz olarak hastalara verildiğini sözlerine ekledi. 

Yorumlar
SON DAKİKA