23 Kasım 2024
  • Ankara10°C
  • İstanbul17°C
  • Bursa22°C
  • Antalya15°C
  • İzmir19°C

DAMAR TIKANIKLIĞINDA HAYAT KURTARAN YÖNTEM

Kalp ve damar cerrahı Doç. Dr. Yusuf Kalko, "minimal invaziv cerrahi" yöntemi (vücutta küçük kesi açılarak yapılan ameliyat) ...

Damar tıkanıklığında hayat kurtaran yöntem

27 Mayıs 2010 Perşembe 09:50

Kalp ve damar cerrahı Doç. Dr. Yusuf Kalko, "minimal invaziv cerrahi" yöntemi (vücutta küçük kesi açılarak yapılan ameliyat) sayesinde 5 yılda yaklaşık 1000 hastayı yoğun bakıma girmeden, lokal anestezi uygulayarak sağlığına kavuşturduklarını söyledi.


Doç. Dr. Kalko, "minimal invaziv cerrahi" yöntemi hakkında yaptığı açıklamada, damar cerrahisinin yeniliğe kapalı bir cerrahi olduğunu belirtti.

Yıllarca damar cerrahisinin, kalp cerrahisinin gölgesinde kaldığını dile getiren Doç. Dr. Kalko, İstanbul ve Ankara gibi büyük merkezlerde genelde kalp cerrahisi ağırlıklı çalışıldığını, damar cerrahinin bir nevi üvey evlat muamelesi gördüğünü, bu nedenle maalesef yeniliklere ve teknolojiye kapalı kaldığını ifade etti.

Doç. Dr. Kalko, damar cerrahisinin geri kalmasındaki diğer bir nedenin ise firmaların teknolojik baskısıyla, damar hastalıklarında cerrahi tedavinin ikinci plana itilmesi olduğunu belirterek, Amerika ve Avrupa'da da cerrahi tedavinin ikinci plana itildiğini aktardı.

Her hastanın tabii ki ameliyatının yapılmaması gerektiğinin altını çizen Doç. Dr. Kalko, "10 yıl önce damarı tıkalı hastaların tamamı ameliyat ediliyordu. Özellikle diz damarı rahatsız olan kişilerden 1 kilometre yürüyebilenleri ameliyat etmenin hiçbir yararı yok. Bu tür hastalara ilaç tedavisi veya yürüme egzersiz gibi tedavi yöntemleri öneriyoruz" dedi.

106 yaşındaki hasta ameliyat edildi

"Minimal invaziv cerrahi" yönteminin, daha çok yaşlı ve yüksek riskli kronik diyaliz hastası, kalp kasılması kötü, kalp damarları tıkalı hastalarda uygulandığını belirten Doç. Dr. Kalko, "Bu yöntemle, hasta her an kangrene dönecek bacaklara ve çok kısa yürüme mesafesine sahipse, yüksek risk taşıyan kişileri ameliyat ediyoruz. Bu noktada yaptığım yöntem, yüksek riskli hastalarda yararlı oluyor. Bu yöntemle, her türlü damar ameliyatını yapabiliriz. Ancak ilk
hedef noktamız hastanın riskli ve aciliyet gerektiren bir hasta olması. 106 yaşında bacakları kangrenli bir hastamızı bu yöntemle sağlığına kavuşturduk" diye konuştu.

Hastayla konuşarak ameliyat

Doç. Dr. Kalko, bu yöntemin hastanın kalbini en az yoran, hastayı en kısa zamanda ayağa kaldıran bir tedavi olduğunu dile getirerek, "Bu yöntem sayesinde hastayı bilinci açık bir şekilde ameliyat ederek, kısa bir sürede taburcu etme
imkanına kavuşuyoruz. Hastaya genel anestezi yerine lokal anestezi uyguluyoruz" dedi.

Kısa bir süre önce, kalbi yüzde 20 oranında çalışan, nefes almakta bile zorlanan ve sol baş parmağında kangren başlayan bir hastayı amaliyat ettiklerini belirten Doç. Dr. Kalko, şunları anlattı:

"Bu hastamıza başka bir merkezde (Ayağını keseriz) demişler. Ama biz bu hastamızı 'minimal invaziv' yöntemiyle, sorunlu bölgedeki damarın içerisine özel bir ilaç bırakarak ve hastayla konuşarak ameliyat ettik. Bu yöntemde hastanın
hastanede kalış süresi de kısalıyor. Mevcut ameliyat yönteminde hasta, 5-6 gün hastanede kalırken, bu yöntem de 2 gün kalıyor. 'Bu yöntem, aslında hayat kurtarıcı bir yöntem. Biz bu teknikle ölmüş bacak veya kolları değil, can çekişen
bacakları ve kolları kurtarıyoruz. Son 5 yıl da 1000'e yakın hastayı bu yöntemle ameliyat ettik."

"Şah damarı tümörü..."

10 yıldır damar hastalıklarıyla yatıp kalktığını söyleyen Doç. Dr. Kalko, "Bu yöntemi ben bulmadım. Amerika'da ve Avrupa'da yapılıyordu. Ancak yıllarca bu işin içinde olmam nedeniyle damar cerrahisinde kendime göre teknikler de
geliştirdim. Geliştirdiğim teknikler aslında biraz da hastalarımın ihtiyaçlarından kaynaklandı. Yıllarca birçok ameliyat yaptım. Her birinin sıkıntıları, sorunları değişik. Tabii ki bu durum doktoru yeni tekniklere itiyor. Şah damarı tümörünü lokal anestezi yöntemiyle dünyada ilk defa çıkaran kişiyim" diye konuştu.

Uzmanlaşmanın önemine işaret eden Doç. Dr. Kalko, dolayısıyla bu yöntemin dünyada ve Türkiye'de çok yaygın olarak uygulanmadığını ifade etti. Kalko, bu yöntemle 31 Aralık 2007'de Azerbaycan Olağanüstü Haller Nazırlığı'nın Bakan
Yardımcısı Hüseyinov Ağababa'yı da sağlığına kavuşturduğunu hatırlattı.

Doç. Dr. Kalko, son iki aydır da ameliyat ettiği hastaların memnuniyetlerini anlamak amacıyla anı defterine hastaların yorumlarını yazdırdığını kaydetti.
 

Kaynak: Haber Kaynağı
Yorumlar
SON DAKİKA