24 Aralık 2024
  • Ankara8°C
  • İstanbul11°C
  • Bursa10°C
  • Antalya15°C
  • İzmir10°C

COVİD-19 BEYİNDE DAMAR TIKANIKLIĞINA NEDEN OLUR MU?

Hiçbir risk faktörü olmayan genç ya da yaşlı bireylerde ortaya çıkan beyin damar tıkanıklıklarında Covid-19 hastalığı olabileceğine pandemi ile birlikte yayınlanan ilk güncel çalışmalarda yer verildiğine dikkat çekildi.

Covid-19 beyinde damar tıkanıklığına neden olur mu?

10 Mayıs 2020 Pazar 21:54

Hiçbir risk faktörü olmayan genç ya da yaşlı bireylerde ortaya çıkan beyin damar tıkanıklıklarında Covid-19 hastalığı olabileceğine pandemi ile birlikte yayınlanan ilk güncel çalışmalarda yer verildiğine dikkat çeken Nöroloji Uzmanı Dr. Özge A. Kadırhan, "Bu çalışmalarda; virüsün vücuda girdikten sonra, akciğer tutulumu sonrası akciğerlerinde çalışmasında görev alan sinirler yolu ile beyne ulaşıp beyinde solunum merkezinde iltihaplanma yaparak akciğer solunum kapasitesini etkileyebildiği yer aldı.İkinci olarak pıhtı oluşumunu arttırıcı faktörleri kanda arttırarak, pıhtı oluşumuna yatkınlık sağlayabilir ve beyin damar tıkanıklıkları meydana gelebilir şeklinde bilgiler de verildi" dedi.

10 Mayıs İnme Farkındalık Günü nedeniyle Beykent Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Özge A. Kadırhan, 'inme' ve Covid-19'un beyinde damar tıkanıklığına neden olup olmadığına ilişkin soruları cevapladı. Beyin damar tıkanıklığı olarak bilinen 'inme'nin dünyada en sık gözlenen önemli özürlülük ve ölüm nedenlerinden biri olduğunu belirterek, ''Toplumda yaygın şekilde bilinenin aksine; sadece yaşlı bireylerde değil, herhangi bir bireyde beyin damar tıkanıklığı meydana gelebilir. Dikkatli olmak şart'' dedi.

ERKEN TANI SAYESİNDE TAMAMEN İYİLEŞME

İnmenin, beyin kan damarları ve beyin dokusunun gerekli besin ve oksijen taşıyan damarların bir pıhtı ile tıkanması (yüzde 80) ya da yırtılması sonucu kanama ile (yüzde 20) meydana geldiğini belirten Kadırhan, ''Bu olay meydana geldiğinde beyin dokusu kan ve oksijen desteği alamaz, dakikalar içerisinde milyonlarca değerli beyin hücresi hasarlanır. Bu durumda Nörologlar olarak 'Zaman Beyindir.' mottosu ile inme hastasına yaklaşırız. Bu dönemde ne kadar erken inme tanısı konur, hasta yakınları ne kadar bilinçli olursa, hasta tedavisi kısa sürede başlar ve rehabilitasyon süreci daha kısa ve tam/tama yakın iyileşme olabilir.'' diye konuştu.

Kadırhan, beyin damar hastalıkları bulguları hakkında ise, ''İnme belirtilerinin toplum tarafından tanınması, hastaların tedavi olanaklarına vakit kaybetmeden ulaşmasında en önemli faktördür. Hasta ve hasta yakınları özellikle ani gelişen vücudun bir tarafında olan -asimetrik- şikayetlere dikkat etmelidir. İngilizcede en sık görülen 3 bulgunun baş harfleri ile FAST kelimesi oluşturulmuştur.'' diyerek, bulguları şöyle sıraladı:

Hastanın gülümsemesini isteyip, yüzünde gülümseme hareket ile ortaya çıkan asimetri, yüzde kayma var mı kontrol edilmelidir (Face-Yüz).

Hastanın her iki gözünü kapatması istenerek, her iki kolunu kaldırması istenir, kollarda güçsüzlük var mı kontrol edilir (Arm-Kol).

Hasta ile konuşulmalı, hastaya basit kelime tekrarı yaptırılmalı, hasta ağzında geveleyerek mi konuşuyor ya da konuşulanı anlıyor mu kontrol edilmelidir (Speech-Konuşma).

Eğer bu bulgulardan herhangi biri varsa 112 aranmalıdır (Time-Zaman).

Diğer bulguların da önemli olduğuna işaret eden Kadırhan, ''Yüz, kol veya bacakta ani gelişen his kaybı, uyuşukluk, aniden gelen hatırlama güçlüğü, aniden yürümede zorluk, dengesizlik ve nedeni bilinmeyen ani baş ağrısı ya da ani görme kayıpları da dikkat edilmesi gereken bulgular arasındadır. Bu durumlarda hasta veya yakını hemen 112'yi aramalı, beyin damar hastalığı yönünden bilgilendirme yapmalıdır'' önerisinde bulundu.

TEKRAR ETME RİSKİ 2 KAT FAZLA

Beyin damar tıkanıklığı olan bir kişinin yeniden aynı olayı yaşama olasılığının, diğer sağlıklı bireylere göre 2 kat fazla olduğuna dikkat çeken Kadırhan, ''Yapılan çalışmalara göre, inme tekrarı ilk olaydan 5 yıl içinde 4 inme hastasının birinde olabilmektedir.'' diyerek bazı yöntem ve tavsiyelerde bulundu.

Beykent Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Özge A. Kadırhan Kadirhan şunları söyledi:

''Uygun tedavilerle önlenebilir ve uygun zamanda müdahale ile sekelsiz ( özürlülük olmadan) iyileşme sağlanan beyin damar hastalıkları tedavisinde 3 önemli tedavi yöntemi mevcuttur. Öncelikle beyinde damar tıkanıklığını önlemek için şeker hastalığı, tansiyon yüksekliği, yüksek kolesterol, kalp ritm bozukluğu,o bezite ve şah damarı olarak bilinen beyne kanı taşıyan karotid arter kireçlenme hastalığı risk faktörleri varsa bu risk faktörlerine yönelik olan tedaviler belirlenmelidir. Beyinde damar tıkanlığı geliştikten sonra ilk saatlerde ise beyinden oluşan pıhtıyı eritici ilaç 'trombolitik tedavi'ya da oluşan pıhtıyı angiografik olarak tıkadığı damardan uzaklaştırmak 'trombektomi' inme tedavi yöntemleri arasındadır. Trombolitik tedavi, yani pıhtı eritici tedavi özellikle hastanın şikayetleri başlamasından sonraki ilk 4.5 saatte uygulanabilir. Beyni besleyen orta ve büyük boy bir damar tıkanıklığına bağlı olarak meydana gelen ağır felç durumlarında bu pıhtı eritici tedavi tek başına damarın açılmasında yeterli olamamaktadır.

Kasık yoluyla yapılan anjiyografi yönteminde (endovaskuler rekanalizasyon (trombektomi/tromboaspirasyon) tıpkı kalp damarında olduğu gibi katater ile tıkalı damara ulaşılarak, tıkalı bölgedeki pıhtı, pıhtı eritici ilaç veya stent, balon, pıhtının emilmesi,parçalanması yöntemi ile özellikle inmenin ilk 6 saati, yeni yayınlanan inme kılavuzu ile 6-24 saat içerisinde de beyin görüntülemeleri desteği ve doğru hasta seçimi ile iyi klinik sonuçlar alınabilmektedir. Hastalarda özürlülük meydana gelmiş ise fizik tedavi ile rehabilite edilmesi üçüncü tedavi aşamasıdır. İnme sadece beyin dokusu ile ilişkili bir hastalık değildir; kişinin tüm vücudu ile ilgili sistemik bir durumdur. Düşünsel zorluk, çevreye olan farkındalığın azalması, dikkat eksikliği, öğrenme güçlüğü,karar vermede zorluk, hafıza problemleri ve sıklıkla ruhsal problemlerde de sürece eklenir. Hastanın inme sonrasında da ek şikayetleri dikkatlice ele alınmalı tedavileri değerlendirilmelidir.''

Kadırhan inmenin önlenebilmesi için bireylerin günlük yaşantısındaki pek çok alanda dikkatli olması gerektiğini belirterek, ''Sağlıklı beslenme, boy-kilo ve bel-kalça oranının ideal ölçülerde olması, stres düzenlemesi, düzenli fiziksel aktivite, sigara içmemek önemli tedbirlerdir. Bu sayede, damarsal risk faktörü olarak adlandırdığımız şeker hastalığı, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol seviyelerinin tedavi ve kontrol edilmesi ile beyin damar hastalıklarında birincil korunma sağlanabilir.'' ifadelerini kullandı.

COVID-19 BEYİNDE DAMAR TIKANIKLIĞINA NEDEN OLUR MU?

Son günlerde Türkiye'de de Covid-19 virüsünün beyin-sinir tutulumuna neden olup olmadığına ilişkin soruların gündemde olduğunu hatırlatan Kadırhan, ''Böyle bir şey var mı? Bulgular nasıl oluyor? gibi sorular gündeme geldi. Pandemi ile birlikte yayınlanan ilk güncel çalışmalarda; virüsün vücuda girdikten sonra, akciğer tutulumu sonrası akciğerlerinde çalışmasında görev alan sinirler yolu ile beyne ulaşıp beyinde solunum merkezinde iltihaplanma yaparak (ensefalit tablosu) akciğer solunum kapasitesini etkileyebildiği, ikinci olarak pıhtı oluşumunu arttırıcı faktörleri kanda arttırarak, pıhtı oluşumuna yatkınlık sağlayabilir ve beyin damar tıkanıklıkları meydana gelebilir şeklinde bilgiler verildi. Özellikle hiçbir risk faktörü olmayan genç ya da yaşlı bireylerde yaş fark etmeksizin ortaya çıkan beyin damar tıkanıklıklarında Covid-19 hastalığı olabileceği belirtildi. Son dönemde yayınlanan çalışmalarda ise, koku sinirinde zedeleme sonucu aniden gelişen hiç koku alamama ve başı sıkıştırıcı tarzda olabilen, başın hem önünde (frontal) hem de arkasında (oksipital) olan baş ağrısı şeklinde de şikayetlerin olabileceği vurgulandı.'' şeklinde konuştu.

Kaynak: Haber Kaynağı
Yorumlar
SON DAKİKA