Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü Çocuk ve Ergen Sağlığı Daire Başkanı Yüksel Hakan Aydoğmuş: "(Topuk kanı taraması uygulaması) Taramayı reddeden veya taramadan sonra uygulanacak tedaviyi kabul etmeyen ailelerle önce Bakanlığımızca ikna görüşmeleri yapılmakta, ikna görüşmelerine rağmen halen reddediyorsa 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu kapsamında sağlık tedbiri talep edilmektedir. Maalesef son yıllarda retler önceki yıllara göre yaklaşık 5 kat artmıştır"

Komisyon, AK Parti Aksaray Milletvekili Cengiz Aydoğdu başkanlığında toplandı.

Aydoğdu, Meclis araştırma komisyonlarının görevinin, hayatın içinde çıkan sorunlarda mevcut yasaların çözemeyeceği durumlara yasal bir çözüm bulmak olduğunu, bu komisyonda da bu amaçla toplandıklarını belirtti.

Toplantıda, Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü Çocuk ve Ergen Sağlığı Daire Başkanı Yüksel Hakan Aydoğmuş ve Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Yenimahalle Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk İzlem Merkezi Sorumlusu Prof. Dr. Selma Tural Hesapçıoğlu sunum yaptı.

Aydoğmuş, kurum olarak yaptıkları faaliyetlere ilişkin bilgi vererek, gençlere yönelik psikolojik dayanıklılığı güçlendirmek için 2024'ün ilk altı ayında yurt genelinde 29 bin 97 gence eğitim verildiğini söyledi.

Yenidoğan bebekten topuk kanı alınması uygulamasının önemine dikkati çeken ve uygulamanın hukuka uygun olduğunu vurgulayan Aydoğmuş, "Taramayı reddeden veya taramadan sonra uygulanacak tedaviyi kabul etmeyen ailelerle önce Bakanlığımızca ikna görüşmeleri yapılmakta, ikna görüşmelerine rağmen halen reddediyorsa 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu kapsamında sağlık tedbiri talep edilmektedir. Maalesef son yıllarda retler önceki yıllara göre yaklaşık 5 kat artmıştır." diye konuştu.

Ailelerin topuk kanı vermeyi reddetme sebeplerini sıralayan Aydoğmuş, şunları söyledi:

"Bu sebeplerden bazıları topuk kanlarının yurt dışına kaçırıldığı, genlerimizle oynandığı, çocuklara hastalık damgası vurularak ömür boyu ilaca mahkum edildiği, yenidoğanın ruh ve beden sağlığı üzerinde büyük bir tehdit oluşturduğu, yenidoğan 28 günlük bebeklerin duyduğu acı ve ağrının gelişim geriliğine, beyin hasarına ve benzeri rahatsızlıklara, kısırlığa sebep olduğu, devlet tarafından para karşılığında yurt dışına satıldığı, yurt dışının mavi kan aradığı ve bu kanla iksir yaptığı, yurt dışının alınan topuk izleriyle tüm bebekleri kayıt altına aldığı ve kayıtları kendi amaçları doğrultusunda kullandığıyla ilgili fikirler nedeniyle retler artmaktadır."

Aydoğmuş, bu konuyla ilgili olarak Bakanlığın, farkındalık programları üzerine çalıştığını vurguladı.

- 74 çocuk izlem merkezi

Ülke genelindeki çocuk izlem merkezlerinin faaliyetlerine ilişkin bilgi veren Prof. Dr. Hesapçıoğlu, geçen sene itibarıyla 70 ilde 74 çocuk izlem merkezinin hizmet verdiğini ifade etti.

Prof. Dr. Hesapçıoğlu, 11 ilde çalışmaların devam ettiğini belirterek, "Bunlardan Ardahan ve Gümüşhane açılmak üzere, diğerlerinin de ek hizmet binaları ve hizmet binalarıyla ilgili sonuçlanmalar olduğunda açılması planlanıyor." dedi.

Sunumların ardından komisyon üyesi milletvekilleri, Bakanlık yetkililerine konuya dair değerlendirmelerde bulundu, sorular yöneltti.

CHP İstanbul Milletvekili Suat Özçağdaş, depremin etkilediği Hatay, Kahramanmaraş, Malatya, Adıyaman ve Osmaniye'de çocuk ve ergen psikiyatri yatağının olmadığını savunarak, bunu anormal bulduğunu dile getirdi.

CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara'nın, basında yer alan bir haberi hatırlatarak, topuk kanı uygulamasına yönelik yasal zorunluluğu sorması üzerine, Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü Hukuk ve Mevzuat Daire Başkanı Halil Şen, topuk kanı taramalarının kanuni altyapısının olduğunu vurguladı. Bunlarla ilgili sağlık tedbir kararlarını il sağlık müdürlüklerinin talep edebildiğini aktaran Şen, şunları kaydetti:

"Mahkemelerimiz de bunun neticesinde sağlık tedbiri kararı veriyor ve il sağlık müdürlüklerimiz mahiyetiyle onlarla birlikte ilgili topuk kanı taramaları ve belki işte bugün basına yansıyan Adana'daki olaydaki gibi. Dolayısıyla biz tedbir kararlarını uyguluyoruz, il sağlık müdürlüklerimiz takip ediyor ama retlerin artma gerekçelerine yönelik de ayrıca eğitim ve farkındalık çalışmalarını yapıyoruz."