22 Kasım 2024
  • Ankara17°C
  • İstanbul18°C
  • Bursa18°C
  • Antalya19°C
  • İzmir21°C

ÇOCUKLARDA YAZ İSHALLERİNE DİKKAT!

Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Kadir Kırkgöz, yaz aylarında özellikle hava sıcaklıklarının artması ile birlikte sıkça görülen bağırsak enfeksiyonları hakkında bilgi veriyor.

Çocuklarda yaz ishallerine dikkat!

21 Haziran 2011 Salı 10:02

Yaz aylarının gelmesiyle birlikte her yaş grubunda ortaya çıkan ishal özellikle çocuk ve yaşlılar için risk oluşturabiliyor. İshal en sık 0-5 yaş grubu çocuklarda rastlanır ve özellikle ilk 2 yaştaki ölüm nedenlerinin başında gelen bir hastalıktır.

Bağırsak enfeksiyonlarının yaz aylarında daha sık görülmesinin nedeni, su kaybının artmasına bağlı olarak susama hissinin artması ve bu gereksinimi karşılamak için de temiz olup olmadığına aldırmadan her türlü içeceğin daha fazla tüketilmesidir. Bir diğer nedeni de artan sıcaklık nedeniyle yiyeceklerin daha çabuk bozulmasıdır.

Yaz aylarında kırda piknik yapanlar, çoğunlukla yörede bulunan pınar veya çeşme sularını içme suyu olarak kullanmayı tercih ederler. Oysa bu sulara insan veya hayvan dışkısının ya da atıklarının karışmış olması, suyu kirletir. Bu kir gözle görülen bir şey değildir. Suda bulunan ve barsak enfeksiyonları gibi hastalıklara sebep olan mikroplar gözle görülmez. İçme suyu olarak kullanılmasa bile, kirli su ile yıkanmış meyvelere da mikrop bulaşır. Özellikle çiğ olarak ve kabuğu soyulmadan yenilen yiyecekler daha çok risk taşır. Bu suları kullanarak hazırlanan ve içeceklerin içine atılan buz, daha da tehlikelidir.

Yaz aylarında yiyecekler, pişirilmiş olsalar bile, mutlaka buzdolabında saklanmalıdır. Sıcakta kalan ve özellikle açıkta satılan yiyecekler, üzerlerine konan sineklerin mikrop taşıması yanında, mikropların proteinli gıdalar üzerinde daha kolay üremesi yüzünden adeta “zehirli” hale gelir. Bu durumda “yemeğin kokması” aslında o yiyecek üzerinde mikropların aşırı şekilde çoğalmasından başka bir şey değildir. Sütlü ve mayonezli yiyecekler, et, krema bu açıdan oldukça fazla risk taşır.

Bu şekilde kirlenmiş suların ve bu sularla hazırlanmış içeceklerin içilmesi; bu sularla yıkanmış salata gibi yiyeceklerin çiğ olarak yenmesi, açıkta satılan veya otel-tatil köyü gibi yerlerde “açık büfe”lerde sergilenen uzun süre açıkta bekletilmiş yiyeceklerin yenmesi bu besinler üzerindeki mikropların bağırsaklara geçerek hastalık yapmasına neden olur.

Yaz aylarında sık görülen barsak enfeksiyonlarının belirtileri nelerdir?
Barsak enfeksiyonlarının çoğunda en önemli belirti ishaldir. Çünkü bağırsaklar, bu “beklenmeyen misafiri”, yani yiyecek-içeceklerle gelen mikropları dışarı atmaya çalışırlar. Bazen ishalden önce, hastalık bulantı ve kusma ile başlar. Eğer mikroplar barsak duvarını istila etmezse, sadece toksinleri aracılığı ile hastalığa sebep olursa, ishal çok sayıda, bol ve sulu dışkılama şeklindedir. Dışkıda cerahat ve kan yoktur. Ateş yüksek değildir. Karın ağrısı ya yoktur, ya da hafiftir. İshal ile çok miktarda su ve tuz kaybedildiği için dil kurudur. Kaybedilen tuzlar ve sıvı yerine konulmazsa hastanın tansiyonu düşer, bitkinleşir. Kolera örneğinde olduğu gibi, kaybedilen sıvıyı yerine koymakta yetersiz kalınırsa, böbrek yetmezliği gelişebilir, hasta da kaybedilebilir. Sıvı kaybı, çocuklarda ve yaşlılarda daha tehlikelidir.

Yiyecek-içeceklerle alınan mikroplar barsak duvarını istila etmişse, kanamaya yol açabilir. Halk arasında “kanlı ishal” diye bilinen dizanteri bunun tipik örneğidir. Dışkı kanlı, cerahatlidir. Genellikle hastanın ateşi ve karın ağrısı vardır. Dışkılama sayısı fazladır ama miktarı azdır.

Tifo, yiyecek ve içeceklerle bulaştığı halde ishalin ön planda olmadığı bir barsak enfeksiyonudur. Tifonun en önemli, bazen tek belirtisi ateştir. Baş ağrısı, deride ve özellikle karın bölgesinde kırmızı lekeler, dalgınlık hali tifoyu akla getirmelidir.

İshalin tek tedavisi vardır:
Kaybedilen sıvıyı yerine koymak. Kaybedilen sıvı sadece sudan ibaret değildir. Su ile birlikte sodyum, potasyum, klor, bikarbonat gibi yaşamsal önemi olan, “elektrolit” dediğimiz tuzlar da kaybedilir. Bu nedenle, sadece su içmek, ishalle kaybedilen sıvı gereksinimini karşılamaz. İçilen sıvının içinde bu elektrolitlerin de olması gerekir. Çay ve kahvede bu elektrolitler yoktur ama, kolalı içecekler hem elektrolit içerdikleri, hem de şekerli oldukları için ishal tedavisinde tavsiye edilebilir. İshal, bilindiği gibi, çocuklarda daha sık görülür. Çocuklar da kolalı içecekleri severler. Başka sıvıları içmek istemeseler bile, iştahı kesilmiş çocuklar genellikle kolayı pek reddetmez.

Kaybedilen sıvı ve tuzları yerine koymak için içine şeker ve biraz tuz katılmış portakal suyu, içine biraz muz katılmış tuzlu ayran gibi içecekler ile farklı seçenekler yaratılabilir. Eczanelerde satılan “oral rehidratasyon paketleri” her yaştaki hasta için önerilir. Bu paketlerden bir tanesi bir litre suya katılarak hastaya içebildiği kadar içirilmelidir. Her dışkılamadan sonra 1-2 bardak içirilerek kaybedilen sıvının yerine koyulması önerilebilir.

Bulantı ve/veya kusma nedeniyle ağız yolundan sıvı alamayan hastalara, vakit geçirilmeden, damar yoluyla serum verilmelidir.

Susuzluk hissi, halsizlik, cildinde buruşma, ağız kuruluğu, gözlerde çökme, uyku hali gibi belirtilerin herhangi biri oluştuğunda en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. En kısa sürede vücudun sıvı kaybının yerine konulması gerekir, aksi halde bu durum ölüm ile sonuçlanabilir.

Tedavide dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta, ishali kesmeye çalışmamaktır. Daha önce de değindiğimiz gibi, ishal, bir korunma, bağırsağa girmiş olan mikropları bağırsaktan uzaklaştırma yoludur. Hele kanlı ve cerahatli ishal varlığında asla ishal kesici ilaç kullanılmamalıdır.

En önemli nokta ishalden korunmaktır. Bunun için; bebeklere ilk 6 ay sadece anne sütü verilmelidir, anne sütü alamayan bebeklere mama biberon ile değil kaşık ile verilmelidir. Sebze ve meyveler temiz su ile iyice yıkanmalı, bütün yiyecekler hemen yenilmeli, bayat bekletilmiş, açıkta satılan yemekler yenilmemelidir. İçme suyu temiz olmalı, kaynatılarak içilmeli, eller tuvaletten sonra yemeklerden önce mutlaka sabunla yıkanmalı, tuvaletlerin temiz ve sağlıklı olması gibi; basit hijyen kurallarına uyularak ishalden korunulabilir.

Dr. Kadir Kırkgöz
Çocuk Hastalıkları Uzmanı
BSK Eskişehir Anadolu Hastanesi

Yorumlar
SON DAKİKA