BU 10 KELİMEYİ KENDİNİZE YASAKLAYIN!
Sadece bu 10 kelimeyi kullanmayarak 14.850 çocuğun hayatını iyileştirebilirsiniz...
07 Mart 2014 Cuma 11:29
IŞIL CİNMEN
[email protected]
HABERTURK.COM
Geçmişinizi bilmeden yaşamanın nasıl olacağını hayal etmeyi deneyin.
Mesela 6 yaşınızdan öncesi yok.
Annenizin suratı, babanızın soyadı, evinizin yolu yok.
Aynaya bakınca gördüğünüz suratın geçmişi yok.
Burnunuz niye büyük?
Ayaklarınız neden küçük?
Cevap yok.
14.850 çocuk “Neden ben?” diye soruyor
Onlar, “arkadaşlarının tokasını veya kıyafetini kıskanacağına ailesini kıskanıyor.”
Devlet korumasında yaşayan çocukların neler yaşadıklarını, kendilerini var etmek için neler yaptıklarını geçen hafta aktardım.
Sıra bizim neler yapabileceğimizde…
Hayat Sende Gençlik Akademisi Derneği, devlet korumasında büyümüş çocukların kurduğu bir dernek. Zorlukları biliyorlar, sorunların çözümsüz olmadığının da farkındalar. Hayat Sende’den Abdullah Oskay ve Zehir Tunçbilek anlattı hepsini.
Çok çalışıyorlar.
Arkalarından gelen küçük çocuklar onlar kadar ağlamasın diye…
Çocuk isteyen kadınlar ve erkekler koruyucu aile olmanın gerçek aile olmak kadar değerli olduğunu anlasın diye…
Bir de öncelikle medya, arkasından hepimiz şu çirkin kelimelerden kurtulalım diye
Önce şu 10 kelimeyi yasaklayacağız kendimize.
Kısa bir “Doğru Sözlük” hazırlamışlar zira rencide oldukları, ayrıştırıcı etiketlerden kurtulmanın, hayatı dönüştürmek için ilk adım olduğunu düşünüyorlar.
Haklılar.
Hayır: Evlatlık alma
Evet: Evlat edinme
Çünkü çocuklar meta değildir; alınıp satılmazlar.
Hayır: Yetimhane
Evet: Yetiştirme yurdu, çocuk/sevgi evi
Türk Dil Kurumu babası ölmüş çocuklar için "yetim" diyor. Yetimlerin yaşadıkları yerlere de “yetimhane.” Oysa devlet korumasında yaşayan çocuklar yalnızca babası ve annesi hayatta olmayanlar değil. Ailesi tarafından bakılamayan ya da istismara uğrayan çocuklar da orada kalıyor.
Hayır: Kimsesiz çocuk
Evet: Devlet korumasındaki çocuk
Çünkü hiçbir çocuk “kimsesiz” değildir, olamaz.
Hayır: Korunmaya muhtaç çocuk
Evet: Koruma altına alınan çocuk
Çocuk korunmaya muhtaç değildir, korunmak onun en doğal hakkıdır.
Hayır: Gerçek anne/baba
Evet: Biyolojik anne/baba
Çünkü tüm anneler çocuklarını karınlarından doğurmaz.
Bazı anneler, çocuklarını kalplerinden doğurur.
Koruyucu anneler de, biyolojik anneler kadar gerçektir.
Hayır: Yuva çocuğu
Evet: Çocuk yuvasında yetişen çocuk
"Yuva çocuğu" şiddete eğilimli, yaramaz, ahlaken düşkün, ötekileştirilmeye mahkum bir çocuk olarak kodlanmış, içi olumsuz klişelerle dolmuş, karanlık bir etiket. "Çocuk yuvasında yetişen çocuk" ise herhangi bir nedenle devlet koruması altında büyüyen çocuktur. O da, tüm diğer çocuklar gibidir.
Hayır: Yurt çocuğu
Evet: Yetiştirme yurdunda yetişen çocuk
Hayır: Yuvadan çocuk alma
Evet: Evlat edinme, koruyucu aile olma
Hayır: Çocuğu evlatlık verme
Evet: Çocuğu evlat edindirme
Devlet koruma kurumlarında çalışan görevliler veya evlat edinmek üzere başvuran aileler bile zaman zaman farkında olmadan "çocuk verme" kalıbını kullanıyor. Oysa çocuğu ailenin bir bireyi gibi görmeyen, dışlayan "evlatlık" sözcüğü zaten başlı başına hatalı. Buna bir de “alma, verme” ekleniyor.
Hayır: Çocuk Esirgeme Kurumu
Evet: Çocuk evi/ yetiştirme yurdu
Çocuk Esirgeme Kurumu 2011’de kaldırıldı. Onun yerine artık yetiştirme yurtları var.
Nasıl çözeceğiz bu konuyu? Çocuklar için olması gereken ne?
Zehir: Koruyucu aile sisteminin yaygınlaşması, en ideal çözüm bu.
Neden?
Abdullah: Devlet korumasında yetişen çocuk sadece hayatta kalır, ölmez yani. Ama hayatı öğrenmez. Hospitalizm sendromu denen bir hastalık var. Küçük yaşta herhangi bir sebeple uzun süre bir kurumda kalan, bir yetişkinin doğrudan ilgisinden mahrum kalan çocuk bu sendroma yakalanıyor.
Nedir bu?
A: Hospitalizm, kurum bakımı hastalığı demek. Çocuk, birebir yetişkinlerle diyaloğa geçmediği için birçok yönden eksik kalıyor. Beyin gelişimi yavaşlıyor. Bu durum, sosyal ve duygusal gelişime ket vuruyor çünkü birebir güveneceği bağlanacağı bir birey yok.
18’İNE KADAR PARA NEDİR BİLMEZ, YUMURTA BİLE KIRMAMIŞTIR
Sistem nasıl? Kurumlarda çocuklarla birebir ilgilenilemiyor mu?
A: Hayır bu mümkün değil. 0-3 yaşında bir çocuk 12 saat boyunca bir yatağın içinde tek başına kalıyor bazen… Oysa özellikle 0-6 yaş grubu için birebir ve sürekli iletişim şart çünkü beyin gelişiminin büyük bir kısmı o yaş aralığında oluyor.
“Çocuk yalnızca hayatta kalır, hayatı öğrenmez” dedin, ne demek bu?
Z: 18 yaşına kadar hayata dair öğrendiklerinizi düşünün. Mesela parayı yönetmek… Bir harçlığınız olur, onunla yaşamayı öğrenirsiniz. Ailenizi gözlemleyerek hayat bilgisi edinirsiniz. Hayatın nasıl yaşandığını az çok anlamış olursunuz. Oysa devlet korumasında çocuk 18’ine kadar para nedir bilmez, yumurta bile kırmamıştır, bir evin ihtiyaçlarını gözlemlememiştir ama 18 yaşında üniversiteyi kazanamazsan devlet koruması kalkar. Artık yalnızsın, kendi başınasın ve hayat hakkında hiç bilgin yok.
Yurttan çıkınca en çok nede problem oluyor?
Z: Dışarı çıktıklarında çok zorlanıyorlar. Hiçbir şekilde parayı yönetemiyorlar. İşe girdikten sonra büyük kredilerin altına giriyorlar, borçlanıyorlar. Yemek yapmayı bilmiyorlar. Diğer insanlarla iletişim kurmakta güçlük çekiyorlar.
“BENİM OĞLANI O YUVALI İSMAİL’İN YANINA OTURTMAYIN”
Ama 6 yaşından itibaren, diğer çocuklar gibi okula gidiyorlar değil mi? Oradaki arkadaşlarıyla sosyalleşirken…
A: Genelde öyle bir şey mümkün olmuyor. İlkokula başlarken çocuk kurumdan ilk defa çıkıyor. Kız, erkek hepsi aynı mont, aynı ayakkabı, aynı saç tıraşıyla okula gidiyor. Zaten yurtlu oldukları hemen anlaşılıyor ve genelde tüm yurttan gelen tüm öğrenciler aynı sınıfa veriliyor.
Ama neden? Bu çok yanlış!
A: Karma sınıflarda da durum daha kolay değil. 20 tane yuvalı uygun adım marş aynı saç kesimiyle okula girince zaten şipşak ayırt edilirsin. Sen “yuvalı”sındır. Aileler, “benim oğlanı o yuvalı İsmail’in yanına oturtmayın da ne dilerseniz dileyin” der. Öğretmenler, yoklama yaparken “yuvalılar ayağa kalkın” der. Eğitimde etiketlenme yüzünden en büyük sosyalleşme şansları da yok oluyor.
MERHAMET KORKUYA DÖNÜŞÜYOR
Bu çok acımasız bir dışlama…
A: Büyüdükçe daha da zorlaşıyor. Genelde 12 yaşına kadar olan çocuklara karşı acıma ve merhamet temelli bir yaklaşım var insanlarda… Ama 13-18 yaş arası, çocuk tam ergenliğe girerken, yani en çok desteğe ihtiyacı olduğu anda o merhamet korkuya dönüşüyor. Toplumun gözünde artık o korkulacak birisi… Suça meyilli, ya hırsız olacak, ya tinerci… Böyle görüyorlar.
Bu imajın sebebi ne?
Z: Çünkü bilmiyorlar ve yurtlara ilişkin, çocuklara ilişkin kelimelerin içi çok olumsuz çağrışımlarla dolu. Bu yüzden kelimeleri değiştirmek çok önemli. Kelimelerin içini tekrar doldurmalıyız. Çünkü bir noktada bunlar tekrar edilip, aktarıldıkça o bakış, çocuğu da biçimlendiriyor ister istemez.
HAYATA TUTUNMA STRATEJİSİ: GİZLENME
Kendini gerçekleştiren kehanete dönüşüyor…
A: Dışarıdan nasıl görüldüğünüz sizi de biçimlendirir. Her kişinin direnç noktası farklı, kişinin özünde farklı. Kimi tutunurken, kimi tutunamıyor. Fakat bu kısır döngüyü kırmak zorundayız. Çocuk, onarılamaz değildir, onarılamayacak çocuk yoktur. Yeter ki içlerindeki ışığı yakalamalarına olanak sağlansın.
Derneğinizde kaç kişi var?
130 üye, 35 aktif gönüllümüz var. Bu hafta 100 gönüllüye oryantasyon yapacağız. Hızla büyüyoruz. Ofisimiz Ankara Kızılay'da.
Dernektekiler hep devlet korumasında büyümüş kişiler mi?
Çoğunlukla. Büyürken “gizlenme” en önemli hayata tutunma stratejisi oluyor, yurtlardaki çocuklar için. “Aman kimse yurtlu olduğumu bilmesin” diye saklanıyorsun. Oysa bu utanılacak bir şey değil ki! Yurtlarda kalan çocuklar aktif olarak dernekte çalışmaya başlayınca kendileriyle barışmalarını da sağlıyor bu açıklık.
KORUYUCU AİLELİKTE ÇOCUĞUN MADDİ YÜKÜMLÜLÜĞÜ YOK
Devlet korumasında kalan çocukların bir kısmının biyolojik anne babaları hayatta değil mi?
Z: Çoğunun. Sosyoekonomik sebeplerle çocuğa bakamıyorlar ya da istismar nedeniyle çocuk devlet korumasına alınıyor. Medyada ve kamuoyunda “kimsesiz” olarak adlandırılıyor fakat neredeyse çocukların yüzde 90’ının anne ya da babaları hayatta. 14.850 çocuk kurum bakımında kalıyor.
Koruyucu aile sisteminin yaygınlaşması en doğru çözüm o zaman…
Z: Ben 8 aylıkken çocuk evine verildim ama şanslıydım. 3,5 yaşında koruyucu ailem oldu. Evlenene kadar ailemin yanındaydım. Onların da 3 çocukları var, ben 4’üncü oldum.
A: Koruyucu ailelikte çocukların size hiçbir maddi yükümlülüğü bulunmaz. Giderleri devlet tarafından karşılanır. Koruyucu aile ve evlat edinme farklı sistemler. Evlat edinmek çok daha uzun bir süreç ama koruyucu aile olmak farklı.
KÜÇÜCÜK BİR ADIM O KADAR ÇOK ŞEYİ DEĞİŞTİRİR Kİ!
Birinde nüfusuna kaydediyorsun, koruyucu ailede ise çocuk zamanı geldiğinde biyolojik ailesinin olduğunu öğreniyor değil mi?
A: Bir fark bu evet ama 18 yaşına geldiğinde çocuğun da kabulüyle evlat edinebiliyorsunuz. Koruyucu aile bekleyen 14 bin çocuk var.
Zor bir karar…
Z: Neden? Hamile olunca ne kadar zorsa aslında o kadar zor. Doğacak çocuğunun da kim olacağını bilmiyorsun; sana gelecek sahipsiz bebeğin de… Hamile olduğunda “bu çocuğa nasıl bakarım” diye düşünmeyeceksen, yurttan gelecek küçük bebeğe de “nasıl bakarım” diye düşünmemelisin. En azından aklında minicik bir “yapabilirim” baloncuğu olanlar, yurtlara gidip çocukları görmeli, iletişim kurmalı. Bu küçücük adım bile o kadar çok şeyi değiştirebilir ki!
Ne kadar güzel anlattın…
devlet korumasındaki çocuklar
, IŞIL CİNMEN, Koruyucu aile, koruyucu anne, hayat sende gençlik akademisi , abdullah oskay , zehir tunçbilek- Bayburt'ta sağlık çalışanı anne adayları normal doğum hakkında bilgilendirildiBayburt Devlet Hastanesi'nde anne adaylarına normal doğum hakkında bilgi verildi.23 Kasım 2024 Cumartesi 12:43KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM
- ALKÜ'den diş ve ağız bakımı uyarısıAlanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ) Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Akın,23 Kasım 2024 Cumartesi 11:53AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI
- AK Parti Mardin İl Başkanı Uncu, Kızıltepe Devlet Hastanesini ziyaret ettiAK Parti Mardin İl Başkanı Mehmet Uncu, Kızıltepe Devlet Hastanesi'nde hizmete giren Anjiyo Ünitesi'ni ziyaret etti.23 Kasım 2024 Cumartesi 11:38BASIN HABERLERİ
- "Yenidoğan çetesi" davasının duruşması 6. gününde sürüyorİstanbul'da, bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve23 Kasım 2024 Cumartesi 11:23BASIN HABERLERİ
- DSÖ danışmanından "iklim krizi kaynaklı salgın" uyarısıDünya Sağlık Örgütü (DSÖ) danışmanlarından Dr. Rita Issa iklim krizinin 2050 yılına kadar yeni bir salgına yol açabileceğini söyledi.23 Kasım 2024 Cumartesi 11:23DÜNYADA SAĞLIK
- Biruni Üniversite Hastanesinden "bacak ödemi" uyarısıBiruni Üniversite Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Okay Abacı, bacak şişmesinin vücuttaki sıvı birikmesinin bir belirtisi olduğunu ve ihmal edildiğinde ciddi sağlık sorunlarına neden olacağını belirtti.23 Kasım 2024 Cumartesi 11:23KARDİYOLOJİ
- Ankara'da "4. Uluslararası Beslenme, Sağlık Okuryazarlığı ve Eğitim Konferansı" yapıldıAnkara'da "4. Uluslararası Beslenme, Sağlık Okuryazarlığı ve Eğitim Konferansı" gerçekleştirildi.23 Kasım 2024 Cumartesi 11:03KONGRE VE KONFERANSLAR
- Sağlık Bakanı Memişoğlu, canlı yayında soruları yanıtladı:"Bu çeteyi (yenidoğan çetesi) çökertmekle kendi kötülerimizi, çürük elmalarımızı ayıkladık. Sağlık sisteminde ne kadar varsa bunların hepsinin peşine gidiyoruz, gitmeye de devam edeceğiz"23 Kasım 2024 Cumartesi 00:03SAĞLIK BAKANLIĞI
- İsrail'in Gazze'de hastaneye düzenlediği saldırıda bir doktor ve çok sayıda hasta yaralandıİsrail ordusunun, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Kemal Advan Hastanesine insansız hava aracıyla (İHA) düzenlediği saldırıda, bir doktor ve çok sayıda hastanın yaralandığı bildirildi.22 Kasım 2024 Cuma 23:33BASIN HABERLERİ
- New York'taki kalp ve damar sempozyumunda Türk bilim insanları tecrübelerini paylaştıABD'nin New York kentinde bu yıl 51'incisi düzenlenen "Veith Sempozyumu"nda Türk bilim insanları, Türkiye'de tıp alanındaki gelişmeler ile tecrübe ve birikimlerini yabancı meslektaşlarına aktardı.22 Kasım 2024 Cuma 22:48KALP VE DAMAR CERRAHİSİ
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2006 Sağlık Aktüel