26 Aralık 2024
  • Ankara6°C
  • İstanbul11°C
  • Bursa12°C
  • Antalya8°C
  • İzmir9°C

BRONZLAŞMAK BAĞIMLILIK YAPIYOR

Güneşin artık dost olmadığı gerçeği, yaz gelince bronzlaşmak uğruna kendini güneşin altına atanların sayısını azaltmıyor. Cosmopolitan "Zararını bile bile güneşe çıkmaya hâlâ nasıl cesaret ediyoruz?" sorusunun yanıtını araştırdı.

Bronzlaşmak bağımlılık yapıyor

10 Haziran 2011 Cuma 10:27

Bilimadamlarının 'Güneş kanser yapıyor" açıklamaları, hâlâ kadınların büyük bölümünü korkutmuyor! Pek çok kadın, bronz bir ten için ölüm riskini bile göze alarak güneşlenebiliyor. Cosmopolitan dergisinden Elif Nazlı Duran, "Zararını bile bile güneşlenmeye nasıl cesaret edebiliyoruz?" sorusunu dermatolog ve psikologlara sordu. İşte yanıtları...

GÜNEŞ YAŞAMA SEVİNCİ VERİYOR
Güneşin altında bir süre kaldıktan sonra, cilt yoluyla emilen D vitamini, bağışıklık sistemimize iyi gelir ve kendimizi çok daha iyi hissederiz.
Ultraviyole ışınlarının bir diğer etkisi de, kan dolaşımını hızlandırarak cildin bakterilerle savaşma gücünü tetiklemesidir.
Güneşin psikolojik etkileri de oldukça fazla. Uzmanlara göre, yaz aylarında pek çok kişinin ruh halinde meydana gelen olumlu değişikliğin nedeni; UV ışınlarını emen hücrelerin, vücudu mutluluk hormonu salgılamak üzere uyarması.

TANOREKSİYA'YA NEDEN OLUYOR
Yapılan araştırmalara göre, güneşte yananların yüzde 10'u, solaryum seanslarını aksatmayanlarınsa yüzde 25'i, tanoreksiya yani bronz ten bağımlılığından muzdarip!
Psikologlar, sürekli bronz tenle dolaşanların güneşlenmekten men edildiklerinde, diğer bağımlılar gibi yoksunluk krizine girdiklerini söylüyor.
Tanoreksiya'ya yol açan şeyse, UV ışınları sayesinde bol miktarda salgılanan mutluluk hormonu endorfine olan bağımlılık. Fakat, "Ben bağımlıyım" demek cilt kanserine karşı koruma sağlamıyor. O nedenle bu kişilerin, durum ciddileşmeden profesyonel yardım almaları gerekiyor.

MUTLU ANILARIN NEDENİ
Ailenizle, arkadaşlarınızla ya da erkek arkadaşınızla geçirdiğiniz en güzel günleri hatırlamaya çalışın. Büyük ihtimalle çoğu, güneşli, güzel bir günde, gökyüzünün bulutsuz ve masmavi olduğu bir anda, belki de deniz ya da bir havuz kıyısında geçiyordur. Tüm bunlar bilinçaltımızın bir köşesinde saklı dururken, güneşli günleri mutlulukla ilişkilendirmemiz hiç de sürpriz değil.
Yapılan tüm araştırmalar da bu savı destekler nitelikte. John Hopkins Üniversitesi Tıp Fakültesi bilimadamları yaptıkları bir çalışmayla, anıların çevre koşullarıyla sıkı bir ilişkisi olduğunu ortaya koymuş. İsveç'te 2004 yılında yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre de, kadınların çok büyük bir kısmı sadece tatil günlerini anımsamak için bile bronzlaşmaya ve risklerini almaya razılar.

PEK ÇOK ÜLKEDE LÜKSÜN SİMGESİ
Bronz tenin bir özelliği de pek çok ülkede lüksün bir simgesi sayılması. Oysa eskiden, yani sadece tarlada ya da çiftlikte çalışan kişilerin yanık olduğu dönemde, tam aksi geçerliymiş.
Ancak 1940'lı yıllardaki Sanayi Devrimi'yle, çalışan kesim iç mekanlara kapanmış. Bronz ten de, açık havada tenis oynayan, sürat teknesinde denizin tadını çıkaran zengin kesime ait bir şey olarak algılanmaya başlamış...

YANIK TENLE İLGİLİ MİTLER YANIK TENLE İLGİLİ MİTLER
UV ışınlarının azı karar, çoğu zarar: Teniniz UV ışınlarına maruz kaldıktan sonra renk değiştirdiyse bu, o bölgede bir hasarın oluştuğu ve cildinizin de daha fazla pigment üreterek bunu tamir etmeye çalıştığı anlamına gelir. Tabii, cilt kanseri riskinin arttığını da!

D Vitamini için güneş gerekli: Birçok uzman sadece besinlerle de yeteri kadar D vitamini almanın mümkün olabileceği görüşünde. Sofranızda somon gibi yağlı balıklara, yumurta sarısına ve portakal suyuna daha fazla yer açarak, D vitamini ihtiyacınızın büyük bir bölümünü karşılayabilirsiniz.
Solaryum zararsızdır: Pek çok solaryum cihazı, en az zararlı olduğu düşünülen UVA ışığı yayar. Ciltte renk değişimi olması ise cildin zarar gördüğünün de kanıtıdır. Yani ışık tipinin pek önemi yoktur.
UV ışınlarının azı karar, çoğu zarar: Teniniz UV ışınlarına maruz kaldıktan sonra renk değiştirdiyse bu, o bölgede bir

ŞEMSİYE ALTINDA ZARARI AZALIYOR ŞEMSİYE ALTINDA ZARARI AZALIYOR
Uzmanlar, "Eğer bu işten vazgeçemiyorsanız hiç değilse sabah 10.00'dan önce ya da öğleden sonra 14.00'ten sonra yapın" diyor. Cildiniz yine zarar görecektir; ancak bu saatlerde güneş çok kuvvetli olmayacaktır.
Uzmanların diğer önerisiyse, güneşlenirken şemsiyenin altına girmek. Şemsiye altında da yanmak mümkün ama en azından cildiniz daha az zarar görecek. Sizse güneşin faydalarından daha fazla yararlanabileceksiniz.

Kaynak: Haber Kaynağı
Yorumlar
SON DAKİKA