23 Aralık 2024
  • Ankara2°C
  • İstanbul6°C
  • Bursa5°C
  • Antalya11°C
  • İzmir9°C

BÖBREK TAŞI HASTALIĞINDA MUTLAKA AĞRI BEKLEMEYİN

İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilimdalı öğretim üyesi Prof. Dr. Semih Sargın, böbrek taşının ağrı ya da kanama olmadan da kişilerde bulunabileceğini belirterek, bu durumun ...

Böbrek taşı hastalığında mutlaka ağrı beklemeyin

21 Ekim 2010 Perşembe 20:17

İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilimdalı öğretim üyesi Prof. Dr. Semih Sargın, böbrek taşının ağrı ya da kanama olmadan da kişilerde bulunabileceğini belirterek, bu durumun böbreklerde geri dönülmez sonuçlara yol açabileceği uyarısında bulundu.

İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilimdalı öğretim üyesi Prof. Dr. Semih Sargın, yaptığı yazılı açıklamada, idrar yolları (böbrek, idrar yolları ve mesane) içindeki taşların kendisini idrarda kanama ve şiddetli ağrı ile belli ettiğini söyledi. Bu belirtilerin olmadığı kişilerde de taş hastalığının bulunabileceğine işaret eden Sargın, şu bilgileri verdi: ''Ağrının geçmesi taşın düştüğünü düşündürmemelidir. Taşlar her zaman ağrı veya kanamaya neden olmazlar, nadiren sessizce idrar yollarını tıkayıp uzun süre rahatsızlık vermeden durabilirler. Tıkanmış olan kanallar üst sistemin şişmesine, iltihaplanmasına, böbreğin idrar yapamayacak hale gelmesine, apseleşmesine sebep olabilir. Bu durum, böbreğin alınmasına neden olabileceği gibi, hayatı tehdit edebilecek kadar ağır sonuçlara yol açabilir. Taş hastalığı 20-50 yaş arasında sık görülür. Erkekte daha fazla sıklıkla rastlanır.''

Böbrek taşı hastalığı olmayanların 3 yılda bir kontrol yaptırmalarının yeterli olacağına işaret eden Sargın, ''Bu hastalığı geçirenler veya tedavi olanlar için nüks oranı yüzde 10–50 arasındadır. Bu nedenle tamamen taşsız kalınmış olsa bile yılda bir doktor kontrolüne gidilmelidir. Böbrek taşlarının ilaçlarla eritilmesi, ancak daha nadir görülen, sistin ve ürik asit gibi taşlarda çok kısıtlı oranlarda, eczane ilaçları ile söz konusu edilebilir. Medikal tedaviler, tekrar taş oluşumunun önlenmesi veya geciktirilmesi yönünde uygulanmaktadır. Asıl tedavi, ürologun uygun gördüğü vücut dışından taş kırma, kapalı veya açık taş ameliyatları ile mümkün olmaktadır.''

Kaynak: Haber Kaynağı
Yorumlar
SON DAKİKA