23 Aralık 2024
  • Ankara1°C
  • İstanbul7°C
  • Bursa4°C
  • Antalya11°C
  • İzmir11°C

BİYOPSİ OLMADAN BU HASTALIĞIN TEDAVİSİNE BAŞLAMAYIN

Hastalığın tanısının konulması için belirtileri olan hastaların kanından yapılan serolojik testler ve çölyak ile ilişkili doku gruplarının araştırılması gerekir.

Biyopsi olmadan bu hastalığın tedavisine başlamayın

15 Şubat 2015 Pazar 19:40

Gluten'e karşı ince bağırsakta gelişen hastalık olan çölyak, yaşam boyu devam eden tek gıda alerjisidir. Hastalığın belirtilerinin ek gıdalara başlandıktan sonra yani kişi gluten ile (unlu gıdalarla) tanıştıktan sonra başladığını söyleyen Çocuk Gastroenteroloji, Hepatoloji ve Beslenme Uzmanı Doç. Dr. Fatih Ünal, çölyakla ilgili bilinmesi gerekenleri anlattı.

6 AYDAN İTİBAREN ORTAYA ÇIKIYOR

Çölyak hastalığı, genetik, çevresel ve otoimmün (vücudun savunma mekaniznasının rol oynadığı) bir süreç sonunda gelişmektedir. Yeni doğanlarda görülmez, genellikle yaşamın 6. ayından itibaren, ek gıda alımına başlanmasıyla birlikte ortaya çıkmaktadır.

Çölyak genler yoluyla geçen bir hastalıktır. Çölyak hastasının yakınlarında ve çocuklarında %10, ikinci derece akrabalarında ise %5 oranında hastalık görülme olasılığı vardır. Bir ailede çölyaklı bir kişi var ise diğer aile bireylerinin de çölyak hastalığı açısından araştırılması gerekir. Çölyak hastalığının ülkemizde görülüş sıklığı -tüm çocuk gastroenteroloji uzmanlarının katılmış olduğu çalışmada- 1/212 olarak belirlenmiştir.

İNCE BAĞIRSAKLA ALAKALI BİR HASTALIK

Çölyak ince bağırsağın bir hastalığı olup, ince bağırsağın başlangıç kısmı ile incebağırsağın son kısmı arasında herhangi bir bölgesini tutabilmektedir. Çölyak hastalığının belirtileri, gluten ile incebağırsağın tanışmasından belli bir süre sonra ortaya çıkar (bu süre 4 ay -14 yıl arasında değişebilir), ancak bazen de hastalık yıllarca sessiz kalabilir. Tıp literatüründe 80 yaşında bile çölyak hastası tanısı alan hastaların olduğu bildirilmiştir. Hastalık başlama yaşına göre farklı belirtiler göstermektedir. Süt çocukluğu çağında, kilo almada yavaşlama, karında şişlik, kas erimesi (kollar ve bacaklarda incelme ), huzursuzluk, kusma, 2 haftayı geçen ishal ( şekilsiz, miktarı değişebilen, yağlı pis kokulu dışkılama, ekşimsi ) görülür. Tedaviye yanıt alınamayan demir eksikliği anemisi, raşitizm, karaciğer fonksiyon testlerinde yükseklik yapılan kan testlerinde saptanabilir. Çocuk büyüdükçe bu belirtiler silikleşir. Büyüme gelişmede yavaşlama, kabızlık, dişlerde dental erozyon, ağızda iyileşmeyen yaralar, kilo almada güçlük, sebebi belli olmayan karın ağrıları olmaya başlar. Kansızlık, saç dökülmesi, kemik erimesi, eklem ağrıları, ergenlikte gecikme, adet görmede gecikme, karaciğer enzim testlerinde yükseklik olur. Okul başarısı düşer ve dikkatsizlik görülür. Eğer bir kişide bu belirtiler varsa çölyak hastalığı açısından taranmalıdır.

STRES HASTALIĞI TETİKLEYEBİLİR

Hastalık sadece çocukluk çağında görülmez, bazen stres, geçirilen operasyonlar, araya giren enfeksiyonlar, uzun süreli antibiyotik kullanımı, gebelik gibi durumlar erişkinlerde de hastalığın ortaya çıkışını tetikleyebilir. Bazen de şeker hastalığı, epilepsi, otizm, romatoid artrit, tiroid bezi hastalıkları, dermatitis herpetiformis, infertilite ve Down sendromu ile beraber olabilir.

BİYOPSİ ALINMADAN BAŞLANMAMALI

Hastalığın tanısının konulması için belirtileri olan hastaların kanından yapılan serolojik testler (AGA IgA ve IgG, EMA IgA ve IgG, tTG IgA ve IgG) ve çölyak ile ilişkili doku gruplarının (HLA DQ2 ve HLA DQ8 ) araştırılması gerekir. Bu testlerde pozitiflik durumunda hasta mutlaka çocuk ve erişkin gastroenteroloji uzmanına yönlendirilmelidir. İki yaş altında serolojik testlerde negatiflik olasılığı olduğu bilinmeli bu grup hastalarda gastroenteroloji uzmanı tarafında ayrıntılı değerlendirilmeli ve sonrasında hastalıktan şüphelenilen kişiye gastroenteroloji uzmanınca yapılacak olan endoskopi ile ince bağırsaktan alınan çoklu biyopsinin patoloji uzmanı tarafından incelenmesi ile kesin tanı konulur. Biyopsi alınmadan glutensiz diyete kesinlikle başlanmamalıdır.

TEDAVİSİ GLUTENSİZ BESİN TÜKETMEK

Tedavi gluten içeren gıdaların diyetten çıkartılmasını yani buğday, arpa ve çavdar yerine alternatif olarak gluten içermeyen glutensiz ürünler tüketilmelidir. Mısır unu, buğday nişhastası, pirinç unu, mercimek unu, nohut unu, kestane unu ve soya unu, karabuğday unu, humus unu, patates unu diyette kullanılabilecek ürünler arasındadır. Gluten birçok gıda maddesinde koruyucu olarak bulunduğu için çölyak hastası etiket okuma alışkanlığı edinmelidir. Örneğin konserve, tahıllı kahvaltılıklar, meyveli yoğurtlar, hazır çorbalar, buyyon tabletler, neskafe, demlik poşet çaylar, çölyak hastası tarafından tüketilmemesi gereken ürünler arasında sayılabilir. Ayrıca zarflar dil ile yalanmamalı, gluten içeren oyun hamurları, kıvrılmış ve yapışkan bulunan karton bardakları da çölyak hastasının kullanmamalı, ruj ve cilt bakım ürünlerinin de glutensiz olanları seçilmelidir. Gıda üreticisi firmalar da etiketlendirme yaparken ürünlerinin gluten içerip içermediği konusunda etikette bilgi vermelidirler. Bir diyetin glutensiz sayılabilmesi içeriğinin için 20 mg'dan az gluten içeriyor olması gerekir.

Çölyak hastanın kendisi ve yakınlarının diyete uyumu yanında, ortak kullanılan mutfak gereçlerinin çölyaklı için ayrı olarak kullanması gerektiğini bilmesi gerekmektedir. Mutfak gereçlerinden teflon tencereler, ekmek bıçakları, ekmek tahtası, tahta kaşıklar temizlik bezleri, ekmek yapma makinası çölyak hastası için özel olarak tahsis edilmiş olmalıdır. Bazı ilaçlarında gluten içerebileceği akılda tutulmalıdır. Tüm bunlardan görüldüğü üzere çölyak, artık bir hastalık değil bir yaşam biçimi olarak kabul edilmektedir. Bunun için çölyak konusunda tüm toplum bilinçlendirilmelidir. Çölyaklı kişinin kendisi ve aile bireyleri yanında; sınıf arkadaşları ve öğretmeni, çalışma arkadaşları, restoran çalışanları da çölyak konusunda gerekli bilgi donanımına sahip olmalıdır.

Çölyak hastası diyete dikkat etmek koşulu ile sağlıklı ve sorunsuz olarak yaşamına devam edebilir. Hastanın yaşam kalitesi artar, okul ve iş başarısı artar. Çölyak hastasının diyete dikkat etmesi için gayret gösterilmelidir. Eğer diyete dikkat edilmez ise; şeker hastalığı, tiroid hastalıkları, epilepsi, erken bunama, karaciğer hastalıkları ve en önemlisi her türlü bağırsak kanseri ve tümörünün görülebileceği unutulmamalıdır.

Kaynak: Haber Kaynağı
Yorumlar
SON DAKİKA