27 Kasım 2024
  • Ankara2°C
  • İstanbul10°C
  • Bursa8°C
  • Antalya13°C
  • İzmir10°C

BİRİNCİ BASAMAK SAĞLIK HİZMETLERİ -KAMU PERSONELİNE- ÖZELLEŞTİRİLDİ

Ankara Tabip Odası hekimlerin sağlık hizmeti sunmak için ceplerinden ödeme yaptığını belirterek, "Hekimler Ankara’da ceplerinden sağlık tesisleri yapıyorlar" dedi.

Birinci Basamak Sağlık Hizmetleri -Kamu Personeline- Özelleştirildi

27 Ağustos 2010 Cuma 16:01

Ankara Tabip Odası hekimlerin sağlık hizmeti sunmak için ceplerinden ödeme yaptığını belirterek, "Hekimler Ankara’da ceplerinden sağlık tesisleri yapıyorlar" dedi.

Ankara Tabip Odası'nın 15 Temmuz'da başlayan aile hekimliği sisteminde hekimlerin yaşadığı sıkıntılarla ilgili basın açıklaması yaptı;

"Ankara Tabip Odası

15 Temmuz'dan beri Ankara’da aile hekimliği sistemi uygulanıyor. 15 Temmuz’dan beri hem aile hekimliği yapan meslektaşlarımızdan, hem de halktan uygulamayla ilgili bilgi alıyoruz. Süreci yakından izliyoruz. 14 Temmuz'da Ankara’da bir deprem yaşanmış, hekimler 15 Temmuz'da olağandışı koşullarda göreve başlamıştır. Bugün mekan, personel, evrak, iletişim gibi pek çok konuda, çok sayıda eksiklik ve sıkıntı yaşanmaktadır. Hekimler 40 gündür belirsizliklerin içinde çabalamaktadır.

Aile Hekimliği uygulamasına geçiş için Ankara Sağlık Müdürlüğü tarafından gereken hazırlıklar yapılmamıştı. Yerleştirme listeleri ile ilgili birçok itiraz vardı ve bu itirazlar neticesinde ATO idari yargıya başvurdu. Dava halen sürüyor.

Sisteme geçiş öncesi hazırlıkların iyi yapılmadığı Ankara’da, ASM’lerde pek çok sorun yaşanmaktadır. Aile Sağlığı Elemanı olarak görev yapacak ebe-hemşire konusu ciddi sorundur. Ebe ve hemşireler çoğunlukla sisteme girmek istememekte, sistem görevlendirmelerle sürdürülmeye çalışılmaktadır. Birçok ASM'de aile hekimliği yapan meslektaşlarımız, yardımcı personeli olmadan yalnız başına çalışmak zorunda kalmıştır. Altı hekimin çalıştığı ve hiç hemşiresi olmayan merkezlerin olduğunu biliyoruz. Eskiden altı hekimin ve yardımcı sağlık personelinin çalıştığı ama şu anda tek başına bir hekime terk edilmiş merkezlerin varlığını duyuyoruz. Ankara’da birinci basamak hizmeti tüm uyarılarımıza rağmen bir kaosa sürüklenmiştir.

Vatandaşlara sürekli olarak aile hekimlerinden çok fazla hizmet alacakları söyleniyor. Verilmesi olanaksız bir hizmet vaad ediliyor. Böylece vatandaşla ASM’lerdeki hekimler karşı karşıya getiriliyor.

15 Temmuz'dan beri bu meslektaşlarımız kendilerine göre büyük paralar harcamak zorunda kaldı. İl sağlık Müdürlüğü tarafından yer verilmeyen hekimler 15.000 -20.000 TL para harcamak zorunda bırakıldı. Bu nasıl oldu? Hekimler kredi kartlarına yüklendiler, krediler çektiler ve bir ayı aşkın süre bu hekimlere ücret de ödenmedi. Bu nedir? Bu Ankara’da bakanlığın hekimlere sağlık hizmeti sunmak için merkezler yaptırtmasıdır. Tablo budur. Hekimler Ankara’da ceplerinden sağlık tesisleri yapıyorlar.

Ankara’da birinci basamak sağlık hizmeti; ticari girişimlere, hekimlerin işletme yeteneklerine bırakılmıştır. Sağlık hizmeti ticari bir iş olarak görülmektedir. O yüzden Ankara’da bugün ASM’lerin su abonelikleri ASKİ tarafından “ticari” tipte yapılıyor. Aile hekimleri ticari muhatap olarak görülüyor.

Aile hekimliği uygulama yönetmeliğine göre kamunun kiraladığı mekanlar çoğunlukla en alt kategori olan D kategorisinde, hatta daha da altındadır. Müdürlüğün verdiği binaların eksiklerinin bitmediği ortadadır.. Bir gün elektrikçi, bir gün su tesisatçısı vb. çağırmak zorunda hekimler. Ama elektrik kesintileri için hekimler yardım istendiğinde müdürlük kendilerine "ceplerinden jeneratör almalarını" öğütlüyor. Soruyoruz Bakanlığa: Peki D sınıfı ASM’ye giden vatandaşın sınıfı nedir?

Aile hekimleri bölgesinde bulunan cezaevi, kadın sığınma evi gibi yerlere de bakmak zorunda bırakılıyor. Ama nüfus bilgileri kapalı olduğundan bağlı nüfus olarak kaydedilemiyor. Hani aile hekimliği kayıtların iyi tutulması için uygulanacaktı. Üstelik 3500 nüfusa bakan bir hekim bir de cezaevi doktorluğu nasıl yapar. Gerçekten niyet nedir? İyi bir sağlık hizmeti sunumumu?

İdarenin aile hekimliğine geçen meslektaşlarımıza yönelik tutumu kaygı vericidir. Sağlık Müdürlüğü çalışanlarının bir bölümünün, aile hekimlerinin çok para aldığı için her şeyi yapmak zorunda olduğunu açık olarak ifade ettiğini duyuyoruz. “Şikayete yol açarsanız ceza alırsınız ve sözleşmeniz feshedilir” ifadesiyle hekimlerin tehdit edildiğini öğreniyoruz. Sağlık Müdürlüğü’nün ASM’lerdeki hekimleri kendi başlarının çaresine bakmak üzere ortada bıraktığını anlıyoruz. Tıbbi malzeme almak isteyen hekimlere, kendi arabalarını kullanmaları söyleniyor. Yani birinci basamaktan devlet çekiliyor.

Bunun adı özelleştirmedir, piyasalaşmadır. Bu tablonun anlamı birinci basamağın çaresizlikle aile hekimliğine sözleşmeli geçen eski Sağlık Bakanlığı personeli hekimlere özelleştirilmiş olduğudur.

Vatandaşında hekimin de sağlık alanından beklentisi açıktır:

- Hekime insanca yaşayabileceği bir ücret verilmelidir.
- Mesleki bağımsızlığı yok edecek hekimleri baskı altına alacak uygulamalardan vaz geçilmelidir.
- Birinci basamak ticarethaneleri olarak kurgulanmış ASM düzeni sağlığa, hekimlere zararlıdır.
- Sağlık finansmanı genel vergilerden karşılanmalı,
- Katkı payı v.b. sağlığa erişimi zorlaştıran uygulamalardan vaz geçilmelidir.
- Vatandaşı ve hekimlere sınıflara bölmek yanlıştır. Herkese eşit bir sağlık hizmeti verilmelidir.
- Sağlık hizmeti vatandaşın, vatandaşlıktan doğan bir hakkıdır ve nitelikli iyi planlanmış bir sağlık hizmeti almalıdır.
Ancak tüm bu çağdaş adımların atılması için öncelikle Bakanlığın temel ideolojik tercihinden, sağlığı her hangi bir alınıp satılan mal olarak görmekten vazgeçmesi gerekir. Türkiye sağlık ortamının temel sorunu bu ticari bakıştır. Sağlık ticareti yapılacak bir hizmet değildir.

Ankara Tabip Odası olarak bu vesileyle, süreci takip edeceğimizi ve hem hekimlerin hem de vatandaşlarımızın mağdur olmaması için çalışmalarımıza sürdüreceğimizi kamuoyuyla paylaşırız."

ANKARA TABİP ODASI
YÖNETİM KURULU
 

Yorumlar
SON DAKİKA