23 Aralık 2024
  • Ankara1°C
  • İstanbul7°C
  • Bursa5°C
  • Antalya10°C
  • İzmir10°C

BEL FITIĞIYLA İLGİLİ EZBER BOZACAK ARAŞTIRMA SONUÇLARI!

Türkiye'de her 100 kişiden 80'i hayatlarının belli bir döneminde 'bel fıtığı' denilen hastalığa yakalanıyor.

Bel fıtığıyla ilgili ezber bozacak araştırma sonuçları!

31 Aralık 2013 Salı 14:13

ABD’den gelen son araştırmalar, bel fıtığıyla ilgili ezberlerimizi bozacak türden

Türkiye'de her 100 kişiden 80'i hayatlarının belli bir döneminde 'bel fıtığı' denilen hastalığa yakalanıyor. Hasta için asıl kâbus bundan sonra başlıyor. Tedavi için zaman hızla daralırken acının şiddetiyle kıvranan hastanın bir karar vermesi gerekiyor. Önünde iki seçenek var. Ya bir sağlık merkezine ya da 'alternatif' tıbba başvuracak. 

“Bel fıtığı ameliyatı gerekli mi değil mi?” sorusuna içini rahatlatacak bir cevap alamayan hastaların çoğu ikinci yolu tercih ediyor. Hastanın bu tercihinde 'bıçak korkusu' ve 'para' önemli rol oynuyor. Hastalar riskli olarak gördükleri bu hastalığın tedavisi için bıçak altına yatmaktan korkuyor. Hassas bir ameliyat olduğu için "ya felç kalırsam" korkusuyla ilk etapta ameliyat düşünülmüyor. İnsanların bu korkuları pek de yersiz değil. Toplum olarak bel fıtığı konusunda korkularla dolu bir bilinçaltına sahibiz. Gazete ve televizyonlarda yer alan "Bel fıtığı ameliyatı oldu, öldü", "Bel fıtığı ameliyatı geçirdi, felç kaldı" türü haberler hafızalarda tazeliğini koruyor. Maddi yönden zayıf olan insanların "doktora gidersek ameliyat gerekmese bile para kazanmak için ameliyat eder" düşüncesi sahte alternatif tıpçıların müşteri portföyünü her geçen gün artırıyor.

BEL FITIĞI OLMAYAN İNSANLARA NASIL BEL FITIĞI TEŞHİSİ KONULDU?

ABD’den gelen son araştırmalar, bel fıtığıyla ilgili ezberlerimizi bozacak türden. Araştırmalar her ağrısının bel fıtığından kaynaklanmadığını, film ve MR’da görülen bulguların bel fıtığı anlamına gelmediğini işaret ediyor.

Dr. Fizyoterapist Gamze Şenbursa, bel fıtığı olmayan insanlara bile bel fıtığı teşhisi konulmasına neden olan ilginç ve düşündürücü araştırmanın detayları hakkında şu bilgileri verdi:

ABD’den gelen son araştırmalar, bel fıtığıyla ilgili ezberlerimizi bozacak türden. Araştırmalar her bel ağrısının bel fıtığından kaynaklanmadığını, MR’da görülen bulguların cerrahi gerektirmediğine işaret ediyor.

Dr. Fizyoterapist Gamze Şenbursa, bel ağrısı olmayan insanlara bile bel fıtığı teşhisi konulmasına neden olan ilginç ve düşündürücü araştırmanın detayları hakkında şu bilgileri verdi:

“Bel fıtığının aşamaları vardır; 1-Disk bulging, 2-Disk protrüzyon, 3- Disk herniasyon/ ekstrüde, 4- Sekestre disk. Omurga arasında fıtıklaşmaya sebep olan aslında kemikler arasında yastıkçık görevi yapan bir yapıdır. Bu yapı 2 kısımdan oluşur. İç kısmında jel kıvamında bir madde ve onun etrafını saran dayanıklı bağ doku tabakası. Fıtıklaşma iç kısımda jel kıvamındaki maddenin aşama aşama dış kısımdaki lifleri yırtması ile başlar. Bulging seviyesinde yırtıklar az iken seviye ilerledikçe tamamen yırtılma hatta jelin sinir yoluna taşmasına kadar gidebilir. Genelde bulging ve protrüzyon seviyesinde sinirde çok fazla bası oluşmaz. Tabiî ki az da olsa bunun tersi olan durumlar da gözlemlenebilir fakat bunun uzman kişi tarafından klinik değerlendirme ile belirlenmesi gerekir. Son dönemde yapılan birçok çalışma bu seviyelerdeki fıtığın kendini iyileştirebileceği yönündedir. İdrar kaçırıyor, ayağınızda ileri seviye kuvvet yaşıyorsanız, günlük yaşam aktivitelerinizin %70’inden fazlasını gerçekleştiremiyorsanız ameliyat zorunlu. Bunun dışındaki durumlarda manuel tedavi ile başarı sağlanabiliyor.

Yani MR’da gördüğünüz fıtık her zaman herniasyondan kaynaklı bel ağrısına sebep olmaz. ‘New England Journal Of Medicine’ dergisindeki araştırmada ‘Bel ağrısı olmayan insanlarda bel MR’ı görüntülenmiş ve ilginç sonuçlar elde edilmiştir.
Bel ağrısı veya hiçbir semptomu olmayan 98 kişi üzerinde yapılan araştırmada; araştırmaya katılanların %52’sinde bulging, %27’sinde protrüzyon, %1’inde ekstrüde disk bulunmuştur. MR’ların %80’inde bulging, protrüzyon ve ekstrüde bulunmuştur. Yani bel fıtığı ağrısı teşhisi konulmuştur.

Radiology dergisinde yapılan çalışmada ise herhangi bir semptom vermeyen gönüllülerde bel MR’ı incelemesi ile ekstrüde ve sekestre disk araştırılmış; hiçbir bel ağrısı olmayan 35 yaş altı 60 kişi bel MR’ı ile incelenmiştir. Sonuç: %24 bulging, %40 protrüzyon, %18 ekstrüde disk bulunmuştur. Genel popülasyonun %82’sinde bulging, protrüzyon ve ekstrüde bulunmuştur.

Bu araştırmalar da göstermiştir ki teknoloji, uzmanları yanıltmış, bel fıtığı ağrısı çekmeyen hastalarda bile bel fıtığı teşhisi koyulmasına neden olmuştur. Doktor veya terapistiniz teknolojiye güvenmek yerine hastalık hikayesi, fiziksel, nörolojik ve fonksiyonel değerlendirmenizi yaparak kendi klinik deneyimini tetkikler ile birleştirmeliydi.”

BEL FITIĞI AMELİYATLARINDA BAŞARI ŞANSI %50

Tüm bu nedenlerden dolayı bel fıtığı ameliyatlarının ancak yüzde 50’sinin başarılı geçtiğini söyleyen Dr. Fzt. Gamze Şenbursa, bel fıtığı ağrısı çekenlere şu uyarılarda bulundu:

- Her bel ağrısı fıtıktan kaynaklanmaz. Sinirin kalça seviyesinde sıkışması da bel fıtığı semptomları gösterir fakat cerrahi ile çözülmez çünkü problemin kaynağı farklıdır.

- Küçük delikler açılarak yapılan cerrahiler, cerrahın yeterli tecrübesi yok ise sinir kökünde yaralanmaya neden olabilir.

- Operasyon bölgesinde yeniden fıtıklaşma olması operasyonun başarısız olduğunu gösterir.

BEL FITIĞININ NEDENİ EKONOMİK, SOSYAL VE PSİKOLOJİK

SİGARA İÇMEK VE KİLO ALMAK BEL FITIĞINI AZDIRIR

- Bel problemlerinin en önemli sebebi strestir. Ekonomik, sosyal ve psikolojik sorunlar bel ağrısını arttırır.

- Kilo almak bele binen yükleri arttırır. Aldığınız 1 kg belinize 10kg yük olarak yansır. Cerrahi sonrası kişinin kilosunun artması bu bölgeye ciddi yük binmesine sebep olacağı için operasyonun başarısız olmasını sağlar. Başka disk seviyesinde de fıtık oluşabilir.

- Sigara tüketimi o bölgeye giden kan akışını ve iyileşmeyi yavaşlatacağı için başarısızlık sebeplerindendir. 

- Hastanın operasyon sonrası egzersiz yaparak bel, karın ve pelvik taban kaslarını kuvvetlendirmesi gereklidir. Egzersiz tedavisi cerrahi öncesi ve sonrası mutlaka uygulanmalıdır. Kaslardaki zayıflık problemin tekrarlamasına sebep olabilir. 

Kaynak: Haber Kaynağı
Yorumlar
SON DAKİKA