22 Kasım 2024
  • Ankara9°C
  • İstanbul9°C
  • Bursa9°C
  • Antalya16°C
  • İzmir17°C

BAŞ AĞRISI BEYİN KANAMASINA İŞARET OLABİLİR

Medical Park Göztepe Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Kadir Tahta, bahar aylarında baş ağrılarının artmasının olağan olduğunu ancak ağrının uzun sürmesinin ve ağrıyla birlikte diğer belirtilerin ortaya çıkmasının beyin kanamasına işaret

Baş ağrısı beyin kanamasına işaret olabilir

20 Haziran 2010 Pazar 22:04

Medical Park Göztepe Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Kadir Tahta, bahar aylarında baş ağrılarının artmasının olağan olduğunu ancak ağrının uzun sürmesinin ve ağrıyla birlikte diğer belirtilerin ortaya çıkmasının beyin kanamasına işaret edebileceğini ifade ederek, ``Bir, iki saati bulabilen baş ağrısıyla birlikte kol ve bacaklarda uyuşukluk, bulantı ve kusmanın birlikte olması gibi belirtiler mutlaka ciddiye alınmalı`` dedi.


Prof. Dr. Tahta, AA muhabirine yaptığı açıklamada, baş ağrılarının iş, özel ve sosyal yaşamı etkilediğini belirterek, bahar aylarında yaşanan baş ağrılarına dikkati çekti.


``Bahar aylarında baş ağrılarının artması olağandır`` diyen Prof. Dr. Tahta, tıksırma, burun kızarıklığı, burun tıkanıklığı, gözlerde sulanma, başta zonklama gibi ana belirtilerin olabileceğini ve bu tip baş ağrılarının sinüs baş ağrısı ve alerjik baş ağrısı gibi değerlendirilebileceğini söyledi.


Prof. Dr. Tahta, ``Baharda ortaya çıkan baş ağrıları ağrı kesicilere cevap vermeyebilir. Ancak beyin MR`ı çektirmeyi gerektirmez. Sadece ortamdan uzaklaşma yeterli olabilir. Ayırıcı tanıda beyin damar anormallikleri, hipertansiyon, beyinde urlar, migren tipi baş ağrıları da gözden geçirilmelidir`` dedi.


Ağrının uzun sürmesi ve ağrıyla birlikte diğer belirtilerin ortaya çıkmasının beyin kanamasına işaret edebileceği uyarısında bulunan Prof.Dr. Tahta, ``Bir, iki saati bulabilen baş ağrısıyla birlikte kol ve bacaklarda uyuşukluk, bulantı ve kusmanın birlikte olması gibi belirtiler mutlaka ciddiye alınmalı`` diye konuştu.


Gençlerde görülen ısrarcı baş ağrılarına da dikkat edilmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Tahta, şunları kaydetti:


``Gençlerde görülen ısrarcı baş ağrılarında da zaman zaman bir iki saati bulabilen kol ve bacaklarda uyuşukluk gibi belirtilere dikkat etmek gerekiyor. Baş ağrısı ile bulantı ve kusmanın beraber olması da büyük kanama belirtileri olarak gösteriliyor. Kanama gelişmeden tanı koymak önemlidir. Gençlerde beyin kanamaları nadir görülse de kanama olduğu zaman ağır bir tablo ortaya çıkmaktadır. 20`li ve 30`lu yaşlarda karşılaşılan beyin damarlarındaki anormal damar yumağı beyin kanamasının ilk akla gelen sebeplerindendir.``


Erken tanının hayat kurtardığını da kaydeden Prof. Dr. Tahta, şöyle devam etti:


``Arteriovenöz malformasyon (AVM) denilen beyindeki anormal damar yumakçıkları anne karnındaki bebeklerde gelişmekte ve yıllar içinde büyümektedir. Bu damar yumakçıklarının bazılarında beyinde gerçek besleyici ve boşaltıcı damarları olabilir, bazılarında ise bu damarlar bulunmamaktadır. Her iki grupta da ani kanamalarla karşılaşılabilmektedir. Bu tür kanamalar beyin dokusuna vurgun olarak etki eder ve sonrasında ortaya çıkan biyokimyasal zincirlerle ödem gözlenir. Bu dönemde kanama durdurulup boşaltılsa bile hayati fonksiyonların kazanılması mümkün olmayabilir. Bu sebeple erken tanı koyarak ve sebebe yönelik cerrahi ve damar içi girişimlerin ardından yaşamlarını normal olarak devam ettirmeleri mümkün olabilmektedir. Beyin kanaması geçirdikten sonra yapılacak cerrahi müdahalede hayati tehdit ve sakatlık oranı yüksek olabilmektedir.``


Sadece baş ağrısı öncelikli olan kişilerde erken tanıyı bilgisayarlı beyin tomografisi veya beyin manyetik rezonansı (MR) çekerek koymanın mümkün olabileceğini söyleyen Prof. Dr. Kadir Tahta, şunları söyledi:


``Kol ve bacaklarda uyuşma, zaman zaman görme bozuklukları olanlarda, ellerinde nöbet şeklinde titremeleri olanlarda öncelikle beyin elektrik aktivitesini ortaya koyan elektroensefalografi (EEG), daha sonra MR çekerek fikir edinilmektedir. Bu tür yakınmaları olan gençlerin tanılarının ortaya konması ve tedavilerinde ne aşırı ilgi ne de kayıtsız kalınmalıdır. Erken tanı konup tedavi edilmesi ile bir avantaj daha yakalanmış olmaktadır. Gebelerde özellikle gebeliğin beşinci ayından sonra vücutlarında kan volümünün artmasına bağlı olarak bu tür kanamalarda artış gözlenebilmektedir. Çocuklarda, gençlerde ve gebelerde bu tür yapıların kanamalarının sıkıntı yaratabileceği bilinmeli ve erken tanı için gereken ilgi gösterilmelidir.``

 

Yorumlar
SON DAKİKA