05 Kasım 2024
  • Ankara3°C
  • İstanbul10°C
  • Bursa8°C
  • Antalya16°C
  • İzmir14°C

BAHARLA GELEN HASTALIK; ALERJİK RİNİT

Bahar hem doğanın yeniden doğuşuna tanıklık ediyor hem de bizler bu değişimin bir parçası haline geliyoruz. Ama maalesef çiçeklerin açtığı bu dönemlerde bazı davetsiz misafirler vücudumuzu ele geçirebiliyor.

Baharla gelen hastalık; alerjik rinit

01 Nisan 2015 Çarşamba 12:54

Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Gökhan Güvener, bahar aylarının başladığı şu günlerde özellikle alerjik rinitlerin ihmal edilmemesi gerektiğini belirterek, “Bahar hem doğanın yeniden doğuşuna tanıklık ediyor hem de bizler bu değişimin bir parçası haline geliyoruz. Ama maalesef çiçeklerin açtığı bu dönemlerde bazı davetsiz misafirler vücudumuzu ele geçirebiliyor” dedi. 

Avusturya Sen Jorj Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Gökhan Güvener alerjik rinit ile ilgili önemli bilgiler verdi. Op. Dr. Gökhan Güvener, “Alerjik rinit, soğuk algınlığı benzeri semptomlarla seyreden bir hastalıktır. Soğuk algınlığından farklı olarak, sebebi virüsler değildir. İç veya dış ortamda bulunan alerjenlere karşı burun mukozasının bir anormal yanıtı olarak ortaya çıkar. Görülme sıklığı giderek artmakta ve yapılan çalışmalara göre yüzde 20-30 arasında değişmektedir. Yıl boyu devam eden formları olduğu gibi, sadece mevsimsel olarak ortaya çıkan formları da vardır. Bazı formlar, semptomların yıl boyu sürmesi ve mevsimsel olarak şiddetlenmesi şeklinde seyreder. Yıl boyu süren alerjik rinitte genellikle küfler, ev tozu akarları, böcekler ve hayvan tüyü gibi alerjenler sorumludur. Mevsimsel alerjik rinitte ise yabani ot, çimen ve ağaç polenleri gibi alerjenler sorumludur. Yaşanan bölgeye göre değişmekle birlikte; ağaç polenleri genellikle ilkbaharda, çayır çimen polenleri ilkbahar ve yazda, yabani ot polenleri ise genellikle sonbahardaki mevsimsel rinitlerin sebebidir” diye konuştu.

Mevsimsel alerjik rinit için saman nezlesi, bahar nezlesi, yaz nezlesi gibi isimler de kullanıldığını dile getiren Op. Dr. Gökhan Güvener, daha sonra şunları kaydetti; “Burun tıkanıklığı ve akıntısı; hapşırık; burunda, bazen de damak ve boğazda kaşıntı; gözlerde kızarıklık, kaşıntı ve sulanma; göz altlarında şişlik ve morarmalar; sinüslerde basınç hissi ve yüz ağrısı; öksürük; koku ve tat bozuklukları gibi semptomlar görülebilir.

Aynı semptomlar soğuk algınlığında da görülebilir. Ancak alerjik rinitte burun akıntısı daha sulu ve renksizdir, soğuk algınlığında daha koyu ve beyaz veya sarı renkte olabilir. Soğuk algınlığında semptomlar, virüse maruz kaldıktan bir kaç gün sonra görülür ve 5-7 günde hafifler. Alerjik rinitte ise bulgular alerjene maruz kalıştan hemen sonra ortaya çıkar ve bu temas devam ettikçe semptomlar da sürer.

Alerjik rinit herhangi bir yaşta başlayabilir. Ancak çocukluk ve gençlik dönemlerinde ortaya çıkışı daha sık görülen bir durumdur.

Bu hastalıkta bağışıklık sistemi, solunum yoluyla alınan ve aslında zararlı olmayan kimi maddeleri hatalı bir biçimde zararlıymış gibi algılayarak bunlara karşı anormal bir bağışıklık yanıtı geliştirir ve antikorlar oluşturmaya başlar. Bu alerjenlerle temas edildiğinde bu antikorlar aracılığıyla bir reaksiyon verilir ve bir takım kimyasal maddelerle birlikte bu alerjik semptomlar ortaya çıkar.

Mevsimsel alerjik rinit, semtomların yoğun seyretmesiyle yaşam kalitesini belirgin olarak düşürür. İş ve okul performansını olumsuz etkiler. Uyku kalitesini düşürerek, buna bağlı ek problemler ortaya çıkarır. Astımı olanlarda astım ataklarını tetikleyebilir. Sinüzite ve özellikle çocuklarda kulak enfeksiyonlarına zemin hazırlayabilir.

Tanıda en değerli kriterler hastalığın öyküsü ve fizik muayene bulgularıdır. Gerekiyorsa cilt testleri veya özellikle çocuklarda kanda bakılan alerji testleri uygulanabilir.”

Op. Dr. Gökhan Güvener, mevsimsel alerjik rinitte alerjene maruziyetten kaçınmak çok önemli olduğunu, bunun için alınabilecek önlemleri şöyle sıraladı:

“Polen mevsimlerinde kapı ve pencereleri kapalı tutulması; Çamaşırların bu mevsimlerde dışarı asılmaması (Polenler çarşaf, havlu ve kıyafetlere yerleşebilir); Evde, işte ve arabada filtreli klima ve havalandırma sistemleri kullanılması; Alerjenlerin en yaygın olduğu sabah saatlerinde mümkünse dışarı çıkılmaması, zorunluysa maske takılarak çıkılması; Bu dönemlerde bahçe işlerinden uzak durulması. Tüm önlemlere rağmen alerjenlerden her zaman uzak kalmak mümkün olmayabilir. Bu durumda semptomları azaltacak burun spreyi ve tabletler şeklinde çeşitli ilaçlar doktor önerisiyle kullanılmalıdır.”

Kaynak: Haber Kaynağı
Yorumlar
SON DAKİKA