25 Kasım 2024
  • Ankara-1°C
  • İstanbul4°C
  • Bursa1°C
  • Antalya7°C
  • İzmir5°C

AZ VAKİTTE ÇOK HASTA, VERİMİ DÜŞÜRÜYOR

Doktorların isyan ettiği konuların başında performans sistemi geliyor. Prof. Semih Baskan'a göre 6 dakikada bir hastaya bakmaya zorlanan hekimlerin, bu kadar kısa sürede doğru teşhis koyması çok zor. Çözüm ise tatmin edici bir ücret

Az vakitte çok hasta, verimi düşürüyor

02 Nisan 2011 Cumartesi 09:31

Doktorların isyan ettiği konuların başında performans sistemi geliyor. Prof. Semih Baskan'a göre 6 dakikada bir hastaya bakmaya zorlanan hekimlerin, bu kadar kısa sürede doğru teşhis koyması çok zor. Çözüm ise tatmin edici bir ücret

 

Doktorların, eylemlerinde açıklamalarında, gönderdikleri maillerde, telefon konuşmalarında en çok tartışılan konulardan birisi de Sağlık Bakanlığı'nın yeni uygulamasıyla birlikte getirilen performans sistemi... Nedir bu performans sistemi diye, Türkiye'de 40 yıldır hekimlik yapan, bir gün muayenehane açmayan hocaların hocası Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Semih Baskan'ın kapısını çaldık. Sistemin seçenek sunmadan, hekimleri tek bir yola itmesini doğru bulmadığını belirten Baskan'a göre performans sistemi hekimin yaptığı işle doğru orantılı para kazanmasını sağlayan bir uygulama. Baskan, sistemi eleştirirken 'Ay sonunda yüksek maaş almak isteyen bir hekimin mümkün olduğunca çok hastaya bakması, ancak bu az sürede doğru teşhisi koyması gerekiyor. Çünkü doğru tedavi olmazsa, yeni getirilen bir uygulamayla bunun cezasını da hekim kendisi ödüyor' diyor.

EN AZ 15 DAKİKA ŞART
Baskan, performans sisteminin düşük bir sabit ücretle çalışan doktorlara, yaptığı iş ölçüsünde ek ödeme yapmayı öngördüğünü belirtirken, bunu doğru bulmadığını da ekliyor. Doktorların 5-6 dakika içerisinde hasta bakmaya zorlandığına dikkat çeken Baskan, aldıkları tıp eğitimine göre bir hastaya en az 15 dakika zaman ayırmaları gerektiğini hatırlatıyor: 'Bize 5-6 dakikada hasta bakın. Aksi takdirde kontenjanınızı o gün dolduramıyorsunuz ya da kontenjandaki hastaların hepsine bakamayacaksınız şeklinde dayatmalar yapılıyor. Bu tıp etiğine aykırı. Özellikle üniversite hastanelerine üç dört hastane gezmiş, teşhis konulamamış hastalar geliyor. Bu hastanın tanısını 5-10 dakika içerisinde nasıl koyacaksınız, mümkün değil.'
Bu kadar hızlı sürede yanlış teşhis koyma ihtimalinin yüksek olduğuna işaret eden Baskan'a göre Tam Gün Yasası'yla birlikte getirilen Malpractis uygulaması da gereksiz tetkik talebine neden oluyor. Hastalara yanlış teşhis konulduğunda tazminat ödememek için gereksiz tetkik, ilaç isteneceğini savunan Baskan, 'Hastayı iyi incelemediğinizde çok fazla tetkik isteyeceksiniz. Ardından da 10 gün sonra tekrar gel diyeceksiniz. Hasta neden teşhisim konulamadı diye düşünüyor, biz de bir şeyler atladık mı endişesini hep taşıcağız' diyor.

ÇÖZÜM İDEAL ÜCRET
40 yıllık bir hekim olarak bir gün bile muayenehane açmadığını, açmayı da düşünmediğini anlatan Baskan'ın çözüm önerisi de hazır: 'Bunu hep savundum ancak hekimin önüne iki ya da üç seçenek sunmalısınız, o arzu ettiğini seçmeli. Tatmin edici bir ücret verildiği takdirde dışarıda zaten hiçbir hekim arkadaşımın çalışacağını da düşünmüyorum. İyi hesap yapıldığı zaman hiç kimsenin de 18-20 bin TL gibi bir ücreti istemediğini hepimiz biliyoruz. Bir orta yol bulunup doktorları hastanelerde tam gün çalışmaya teşvik edebilirdik. Ama bu orkadan kaldırıldı, tek bir yol çizildiği için burada bir sıkıntı doğmuştur.'

Bir çeşit bıçak parası
İstanbul'da eğitim ve araştırma hastanesinde çalışan bir başka doktorun performans sistemine yaklaşımı ise şöyle: Performans tehlikeli bir uygulama. Şöyle ki gözü dönmüş bir insan sırf puan toplayıp daha yüksek döner sermaye alayım diye hastaya gereksiz işlem dahi yapabilir. Yapmadığı bir işi yapmış gibi gösterebilir ve bunu kimse de bilemez. Performans sistemi bir çeşit bıçak parası uygulamasıdır. Hastayla hekim arasına parayı sokan bir sistemdir. Her hekim hastasına çare olmak için bakar. Hasta hekim ilişkisi zaten böyle olmalıdır. Hastalar puan toplama aracı olmamalıdır. Bu kadar çok hastaya bu kadar az sürede bak, ama hep doğru teşhis koy. Kendileri de hataların artacağını tahmin etmiş olacak ki mesleki sorumluluk sigortasını zorunlu hale getirdiler.

Kemoterapi alırken çalışan var
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Bölümü'nden bir öğretim üyesi de doktorların hasta bile olsalar çalışmadıkları sürece para kazanamadıklarına dikkat çekerek çarpıcı bir iddiada bulunuyor: Kanser hastası bir meslektaşımız kemoterapi alırken, raporlu olmasına rağmen performans geliri düşmesin diye gelip çalışmak zorunda kaldı.
Üroloji uzmanı, sistemin sıkıntılarını ise şöyle dile getiriyor:
- Üretilen iş için yapılan geri ödemeler o kadar düşük ki, belli bir gelir için, aylık ulaşılamaz rakamlara çıkarmak gerekir.
KOMPLİKE İŞLEM GİDEREK AZALDI
- Üretilen iş sağlıkla ilgili olunca, bu rakamlar daha çok hasta, tetkik ve ameliyat yapılması anlamına gelir ki, doğal olarak bunları gereklilikler sorgulanmaya başlar.
- Daha kısa, basit, risksiz işlemle elde edilen performans geliri daha çok olduğu için, uzun ve komplike üst düzey işlemler giderek daha az yapılır hale gelir.
ÇALIŞMAYANA PERFORMANS YOK
- Çalışmadığınız, hasta ya da izinde olduğunuz dönemlerde performans alamazsınız ki, bu tedirgin, huzursuz ve mutsuz personel anlamına gelir. (Kemoterapi alırken, raporlu olduğu halde, performans geliri düşmesin diye çalışmak zorunda olan doktor mevcuttur).
- Performans geliri çalıştığınız kurum, klinik ya da laboratuarın kar etmesine indekslidir. Yani siz ne yaparsanız yapın, kurum kar etmiyorsa size performans ödeme şansı yoktur.
- Özellikle üniversite hastaneleri artmış borç yükleri nedeni ile kar eden kurumlar olamadıkları için, performans ödemeleri ile ilgili ciddi sıkıntıların yaşanması beklenmektedir.

Cerrahide risk çok puanlama az
- Döner sermaye katkı payı hastane performans puanından da etkileniyor. Hastane seçimi bizim elimizde değil.  Teknik anlamda daha az donanımlı hastanelerde çalışan hekimlerin müdahale oranları azalacak, yine maddi kazanç olumsuz etkilenecektir. Herkes en donanımlı hastanede çalışmak ister. Uygulamaların, tedavinin vs. riskleri aynı değildir. Cerrahi girişimlerin riskleri fazladır. Ancak dahili branşlardan risk daha fazla olmasına rağmen daha düşük puanlar alınmaktadır. Aynı cerrahi branşlarda çalışan hekimler arasında hasta tercihi ve yeri geldiğinde hasta yönlendirmeleri ile dengesiz maddi kazançlara (ki bu hasta dağılımları ayarlanmadığından çok farklara sebep olmaktadır), hekimler arasında haksız ve dengesiz kazanca yol açabiliyor.

Araştırmaya vakit ve kaynak ayıramıyoruz
Temel Tıp Bilim Dernekleri Platformu sözcülüğünü yapan Prof. Dr. Hamdi Çelik, performans sisteminin zamana karşı bir hizmet yarışı gibi değerlendirildiğini bunun da sağlıklı olmadığına vurgu yapıyor. Tam Gün Yasası'nı desteklediklerini ancak beklentilerinin karşılanmadığından yakınan Çelik, ekliyor:

EMİKLİLİĞE YANSIMIYOR
'Temel Tıp Bilimcileri açısından araştırmanın ve bilimsel verimliliğin ön planda olmadığı bir performans sisteminde birçok eksik ve hata söz konusu. Üniversitelerin akademik kadrolarını, orta eğitim kurumlarındaki eğitmenler gibi görmek ne büyük haksızlıktır? Maddi olarak kaybı olan hekimlerimizin yanında performans sisteminin hastaya sağlıklı bir hizmetten mahrum bırakacağı endişelerini dile getirilmektedir. Bunun yanında üniversitelerin birinci önceliği olması gereken araştırmaya vakit ve kaynak aktaracak bir çözümün yaratılamaması da endişe verici.' 
Sabit maaşın dışında alınan performans ücretinin emeklilik maaşına yansıtılmadığını belirten Çelik, kanun yapıcının hak edilen pozisyonlara uygun çözüm modellerini, yasaya koyması gerektiğini ifade ediyor. Çelik, sistemin tek sorumlu olarak gösterilmesine de karşı: Bu kaotik durumun suçluları arasında maalesef hekimler ve hekimlerin meslek örgütleri de yer almakta. Türk Tabipler Birliği'nin, meslektaşlarının menfaatlerine yönelik, onların herhangi bir sorunu için destek veren çalışmasına veya basit bir açıklamasına rastladınız mı? Siyasi erkle uyum içinde çalışmayan meslek örgütlerinin de bu sonuçlardan sorumlu olduğunu düşünüyorum.

HER KOŞULDA EL ÜSTÜNDE
Çelik, üniversitelerde yaşanan durumun bir geçiş döneminden kaynaklandığını da ekliyor: 'Konuya hakimiyet açısından çok sıkıntılar yaşanıyor. Bu kaotik durum gerçekleştirilecek olumlu düzenlemeler ile mutlaka düzelecektir. Ancak temel tıp bilimlerinin her koşulda her zaman el üstünde tutulması gerekirken beklentilerin karşılanamaması ve bu yasanın uygulanmasının üniversite idarelerine bırakılması hayal kırıklığı yaratmaktadır.'

HEKİMLER ANLATIYOR:

10 bin TL'yi rüyada görürüz
- Bakanın 'bir hekim 10 bin lira alıyor' sözlerinin gerçekle ilgisi yok. Ben de eşim de doktoruz. Bu paraları ancak rüyamızda görürüz. Maaşınız 1700. Gerisi döner sermaye. O da emekliliğinize yansımaz. Döner sermayeyi devlet giderek düşüyor. Aldığınız döner sermaye, yaptığınız iş aynı bile olsa (performans puanı) A hastanesinde 500 TL iken B hastanesinde 2000 TL olabilir.

23 yıllık hekimim ancak hayal kırıklığı yaşıyorum
- 23 yıllık hekim olarak tıp fakültesinde çalışan bir öğretim üyesiyim. İki yıldır profesörüm. Şimdiye kadar muayenehanem olmadı. Şu anda aldığım maaş 3250 lira. Bir aydır döner sermaye alamıyoruz ve özel muayene yapamıyoruz. Ne zaman ve ne kadar performans alacağımızı da bilemediğimiz için büyük hayal kırıklığı içindeyiz. Devlet hastanelerinde uyguladıkları performans sistemini tıp fakültelerinde uygulamak sakıncalı durumlar ortaya çıkaracak. Tıp fakültelerindeki öğretim üyeleri bu şartlarda çalışma motivasyonlarında bir azalma hissetmekteler ve karamsarlık içindeler.

Fabrikada paketleme yapar gibi!
-  Eğitim ve araştırma hastanesinde çalışıyorum. 6 dakikada bir hasta bakmam isteniyor. Bu süre içine önceki günlerden görüp tetkik istediğim ya da son 10 gün içinde kontrole çağırdığım hastalar, acilden veya diğer branşlardan konsültasyon istenen hastalar da girince hasta başına düşen süre 2-3 dakika oluyor. İnanın hiç abartmıyorum. Polikliniğe başladığınız andan itibaren sanki bir yarışa başlayan at gibisiniz ve süre sürekli sizden önce gidiyor. Bu arada sizin başka hangi tedaviyi verebilirim diye düşünmeye, literatür okumaya hatta önünüzdeki kitabı bile açmaya vaktiniz yok. Kamuda çalışmanın biz hekimler için bir fabrikada paketleme yapar gibi (ya da etiket basmak gibi) ne kafanızı ne de kalbinizi kullanmadan çalışmaktan hiç bir farkı yok.

Bir hasta 21 puan
- 18 yıllık doktorum net maaşım 1900 TL.  Çevrenizde sorun bakalım doktorlar ne kadar alıyor diye.10-15 bin derler değil mi? Hiç alakası yok. Avrupa'da saatte 2.2 hastaya bakarsanız normaldir. Saatte 3 veya 4 hasta bakarsanız meşgul sayılırsınız. Biz saate 10-20 hasta bakarak ortalama maaş hariç 2000-4000 alıyoruz. Daha çok almak için gece gündüz çalışmak ve önüne geleni ameliyat etmek zorundasın. Maksimum döner sermaye almak için 40-50 bin puan yapmak zorundasın. 1 hasta 21 puan. Hesaplayın işte. Aylık 2000 hasta eder, günlük 100 hasta. Siz yüzüncü hasta olmak ister misiniz. Günlük insani bakma sayısı 20'dir.

Türkan YILMAZER
[email protected]

 

Kaynak: Haber Kaynağı
Yorumlar
SON DAKİKA