24 Kasım 2024
  • Ankara0°C
  • İstanbul5°C
  • Bursa3°C
  • Antalya6°C
  • İzmir7°C

AYLARDIR ÇOK SATANLAR LİSTESİNDE OKURLARI ŞAŞIRTAN BİR KİTAP YER ALIYOR

Karatay Diyeti. Kitabında 50 yıllık mesleki birikimini paylaşan Prof. Dr. M. Canan Efendigil Karatay, hiç zorlanmadan zayıflamanın ve zayıf kalmanın sırlarını açıklıyor.

Aylardır çok satanlar listesinde okurları şaşırtan bir kitap yer alıyor

18 Kasım 2011 Cuma 08:29

Ülkemizdeki en büyük sağlık sorunlarından bir aşırı şişmanlık ve obezite. Bu sorunların sebep olduğu hastalıklar ise karaciğer yağlanması ile başlayıp, diyabet, hipertansiyon, kalp krizi, felç, inme, Alzheimer, erken bunama, kronik artritler, bel ağrıları, fibromiyosit, polikistik meme hastalığı, polikistik over sendromu ile devam ediyor ve kanserle son buluyor. Peki, bu hastalıklarının hiçbirinin genetik olmadığını ve önlenebilir hastalıklar olduğunu biliyor muydunuz? Tüm bu hastalıklardan korunmanın, sağlıklı bir şekilde zayıflayarak, daima zayıf, dinç, enerjik ve mutlu yaşamın aslında ilkokuldaki ABC harflerini çözmek kadar kolay olduğunu söylesek kulaklarınıza inanır mısınız?Mesleğe 50 yılını vermiş bir hekim olan Prof. Dr.M. Canan Efendigil Karatay’ın Hayykitap’tan yayınlanan Karatay Diyeti kitabı bu sorulara yanıtlar veriyor. Yıllarca 4 farklı kıtada hekimlik yapan Prof. Karatay, farklı ülkelerin beslenme alışkanlıklarını gözlemledi.

DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR

Sonuçta Türk insanı için ‘en uygun’, ‘en iyi sonuç’ veren diyeti geliştirdi. Bu diyete de kendi adını verdi. ‘Hocaların Hocası’ olarak nitelendirilen Prof. Karatay’ın çalışması için bu 50 yılın kazandırdığı bilimsel deneyimin bir sonucu diyebiliriz. Bu diyetin eksiksiz uygulanması durumunda başarı şansının yüzde 100’e yakın olduğunu vurgulayan Prof. Karatay, kitabında hem zayıflama konusunda doğru bilinen yanlışları anlatıyor hem de yukarıda saydığımız kronik hastalıklardan korunmanın basit formülünü bize açıklıyor. Yıllardır yasaklanan, kokusunu özlediğimiz sağlıklı gıdalarımızı da (kırmızı et, balık, süt, peynir, yoğurt, tereyağı, yumurta, pastırma, kuru fasulye ve turşu, sebze vemeyve, kuruyemişler) bilimsel gerçeklerle serbest bırakıyor. Bu kitap, klasik bir diyet kitabı değil. ‘1 kibrit kutusu peynir’, ‘iki yemek kaşığı fasulye’ gibi anlamsız ölçülerle insanları strese sokmuyor. Yıllardır pazarlanan beslenme balonlarını patlatıyor, doğru beslenmenin ne demek olduğunu anlatıyor. Beslenme ile hücresel/hormonal fonksiyon bozuklukları arasındaki yakın ilişkiye odaklanan Prof. Dr. Canan Efendigil Karatay, kilo vermenin ABC’sini öğretiyor, hiç zorlanmadan zayıflamanın ve zayıf kalmanın sırrını açıklıyor.

İşte bir günlük Karatay diyeti

KAHVALTI: 07.00-09.00 ARASI (HER SABAH)

* Az pişmiş 2 adet yumurta. Hazırlop, rafadan veya düşük ısıda tavada saf tereyağında fazla katı olmadan pişirilebilir. Menemen ya da pastırmalı yumurta yapılabilir.

* Bir avuç içiniz kadar az tuzlu peynir. Bunun yanında herhangi bir ekmek, poğaça, simit vb. yenmeyecek!

* Peynirle birlikte ekmek yerine, bir ince belli çay bardağı ceviz içi veya fındık, az tuzlu fıstık, badem, yerfıstığı vb yenebilir.

* Az tuzlu 8-10 adet zeytin. Üzerine zeytinyağı, limon, kekik ve pul kırmızıbiber eklenebilir.

* Domates, biber, salatalık, turp, maydanoz, nane, roka vb arzu edildiği kadar yenebilir. Doğal ve mevsiminde olmak şartı ile!

* Limonlu çay veya süt içilebilir. Şekersiz ve tatlandırıcısız olarak! (sf.32)

ÖĞLE YEMEĞİ: 13.00-14.00 ARASI

Aşağıda verdiğimiz yiyeceklerden herhangi bir seçenek öğle yemeği olarak tercih edilebilir:

* Etli ya da zeytinyağlı sebze yemeği

* 3-5 kalem pirzola, biftek, bonfile, kuzu kapama vb. Etin yanında yüksek glisemik indeksli karbonhidrat içerdikleri için pilav ve patates (Gİ=100) yenilmeyecek!

* Balık. Izgara, fırınlanmış ya da buğulama olarak tüketilebilir.

* Döner, kebap ya da diğer kebap türleri. Bol salata ve yoğurtla yenebilir. Yanında pide, pilav, patates ve ekmek yenmeyecek! n Her türlü mercimek yemeği. Sarı, kırmızı veya yeşil mercimek olabilir.

* Semizotu Etli ya da yoğurtlu sarımsaklı ve cevizli salata yapılabilir.

* Enginar, kereviz, lahana, karnabahar veya pırasa yemeği. Doğal ve mevsimine göre seçilebilir.

* Karnıyarık, imambayıldı, patlıcan kebabı, yaprak sarmaları, her türlü kabak ve biber dolma.

* Pastırmalı ya da kıymalı kuru fasulye, bakla veya nohut yemeği Bol soğan ve salata ile yenebilir. Bunların yanında pirinç pilavı yenmemeli! Pirincin Gİ=100-130 nEvde pişirilmiş olan her türlü çorba; domates, tarhana, paça, işkembe vb. Hazır çorba tozları, işlenmiş oldukları için kullanılmamalıdır! (sf.33-34)

AKŞAM YEMEĞİ: 18.00-19.00 ARASI

Akşam yemeğinde de istek ve beğeniye göre, öğle yemeğine benzer olan yiyecekler arasından çeşitli seçenekli yemekler hazırlanabilir. (sf.34)

Nelere dikkat etmeli?

Sızma zeytinyağlı her türlü sebze yemeği yenebilir.

* Yemekler ile ekmek, pirinç pilavı ve makarna yenilmeyecek!

* Yoğurt ve salatalara her türlü taze maydanoz, taze veya kuru nane, kekik, fesleğen vb. otlar eklenebilir.

* Margarin kullanılmayacak!

* Bal, reçel ve pekmez yok!

* Çay ve kahveye hiçbir şekilde tatlandırıcı eklenmeyecek. nÜzerinde diyet yazan ürünler yenilmeyecek. nKeten tohumu ve balık yağı kan yağlarını düzenler, kanı sulandırır, kilo vermeyi kolaylaştırır, kilo almayı önler, hipertansiyon ve depresyon gelişmesini engeller.

* Tüketilen yiyeceğin doğal ve bütün olmasına dikkat edilmelidir.

* Yemeklerimizde tuz miktarı azaltılmalı.

* Tahıllar, un ve nişastalı gıdalar tüketilmemeli.

* Her gün 2-2,5 litre taze limonlu doğal kaynak suyu içilmeli.

* Beslenmenin önerildiği şekilde düzenlenmesinin dışında her gün 40- 50 dakika sık adımlarla yürüyüş yapılmalı. (sf.145-146-147)

Lezzetin adresi

Akdeniz mutfağına sahip olan Türk mutfağı, dünyanın en lezzetli ve sağlıklı mutfağıdır. Ancak, daha önceki bölümlerde açıkladığımız gibi Türk mutfağında bazı besinler hazırlanış ve yanlış pişirilme şekilleri ile sağlığımıza zararlı hale dönüştürülmektedir. Akdeniz mutfağında kısıtlanması gereken, sağlığa zarar veren besin bulunmaz. Bütün besinler doğal olarak tüketildikleri zaman, mutlaka sağlığımıza bir yarar sağlamaktadır. (sf.117)

Banka hesabı gibi

Sık sık yemek yiyerek, cari hesabımızı kullanıyor gibi, sürekli hazır sunulan enerjiyi kullanıp yakıyoruz. Hatta kullanamadığımızda birikim olarak depo ediyoruz. Aynen vadeli bir banka hesabımızda giderek fazla para biriktirmemiz gibi, yağlarımızı da biriktirip artırıyoruz. Karatay Diyeti’nin amacı, cari hesaplarımızı bir an önce bitirip, vadeli hesabımızı da bozup kullanılmasını sağlamaktır. Ama insülin hormonu devrede olduğu ve devamlı olarak yüksek kaldığı süre içinde, vadeli hesabımıza girip harcamamız imkânsızdır. (sf.18)

İnsanın gerçek dostu

Kolesterol düşman değil, insan için hakiki bir dost konumunda! Kolesterol, son derece önemli (olmazsa olmaz), temel bir yapı taşıdır. Öyle ki, kolesterol doğadaki tüm hayvanların doku ve organlarında bulunan her hücre zarının temel yapı taşıdır. Kolesterol olmasaydı dünyada insanlar ve hayvanlar oluşamaz, yaşayamaz ve hayatta olamazdı. (sf.90)

Bir tabakta dört madde dört madde

Eski bir Çin atasözüne göre, iyi hazırlanmış bir yemek tabağında dört önemli unsur bulunmalıdır:

1. Renkleri ile göze hitap edebilmelidir.

2. Nefis kokusuyla duyguya hitap edebilmelidir.

3. Çıtır sesi çıkararak kulağa hitap edebilmelidir.

4. Lezzeti ile ağza hitap edebilmelidir. (sf.117)


İdeal egzersiz nasıl olmalı?

Düzenli olarak yapılan egzersiz insülin ve leptin direncini kırar ve gelişmesini önler. Egzersiz ile organizmada gelişen yararlı değişiklikler şunlardır: Egzersizin ilk 15-20 dakikasında enerji olarak, bacak adalelerinde glikojen olarak depolanmış olan ‘şeker’ yakıt olarak kullanılır. Egzersizin süresi 20 dakikadan daha fazla olursa, enerji olarak kanda bulunan şeker ve serbest yağlar kullanılır. Dolaşımda bulunan birikmiş yağ ve şekerler bu şekilde azalır. Bu sırada adrenalin hormonu depo yağlarımızı yıkarak gerekli enerjiyi sağlar. Uzun süren egzersiz sırasında yorgunluk hissetmemizin nedeni, salgılanan adrenalin hormonudur. Tokluk hissetmemizin nedeni de adrenalin hormonunun bir süre daha depo yağlarını yıkmaya devam etmesine bağlıdır. Egzersiz 40 dakikadan fazla sürecek olursa, karaciğer ve vücudumuzda depo edilmiş olan birikmiş yağlarımız yıkılarak kan şekerine dönüşür ve gerekli enerji sağlanır. (sf.55-56)

Obeziteye giden yol meyve sularından geçiyor

Bol meyve yiyerek ya da büyük bir bardak (en az 2-3 meyve sıkılarak elde edilmiş) meyve suyu içerek hiçbir zaman insülin direncini kıramayız. Kalori azaltarak verdiğimiz kiloları işte bu sebepten kısa sürede fazlasıyla geri alırız. Daha da önemlisi önceki bölümlerde açıklamış olduğum gibi, meyveler sıkılarak meyve suyu haline dönüştüğü anda lifleri paramparça olmakta ve posalı özelliklerini yitirmekteler. Bu nedenle hazmedilmeleri son derece hızlı olmakta, kan şekerimizi ve insülinimizi hızla yükseltmektedirler. Meyve şekeri olan ‘fruktoz’, bugün bütün şekerlerin en tehlikelisi olarak kabul edilmektedir. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre yaygın obezitenin nedenlerinden biri faydalı diye aşırı miktarlarda tüketilen meyve sularıdır. (sf.47)

Kaynak: Haber Kaynağı
Yorumlar
SON DAKİKA