20 Kasım 2024
  • Ankara4°C
  • İstanbul7°C
  • Bursa5°C
  • Antalya14°C
  • İzmir11°C

ALKOLİZME KARŞI 10 İLAÇ YOLDA!

Büyük şirketler, alkolizme karşı yeni ilaçlar üretmek için çalışmalarına hız verdi. Çünkü, piyasadaki ilaçlar yetersiz kalıyor.

Alkolizme karşı 10 ilaç yolda!

07 Ekim 2011 Cuma 19:44

Büyük şirketler, alkolizme karşı yeni ilaçlar üretmek için çalışmalarına hız verdi. Çünkü, piyasadaki ilaçlar yetersiz kalıyor. Araştırmaları süren 24 ilaçtan 10’u umut vaat ediyor

Çağın bir numaralı bağımlılığı sigaranın tahtını sallayan alkol, özellikle Batı ülkelerinde önemli bir sorun haline geldi. Alkol alışkanlığı, direkt ya da dolaylı olarak her yıl bütün dünyada 2.3 milyon insanın yaşamına mal oluyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre bu, her yıl dünyada meydana gelen bütün ölümlerin yüzde 3.8’ine geliyor. Bu rakamlar alkolizmden ölümleri, güvensiz seksten ölümlerin hemen altına, kötü beslenmeden ölümlerin de hemen üstüne yerleştirerek, ‘ilk 10 neden’in arasına yerleştiriyor. Alkolden ölümler, trafik kazaları, kronik karaciğer hastalıkları, çeşitli kanser türleri, akut alkol zehirlenmeleri, öldürücü alkol sendromu, kalp hastalıkları kılığında kapıyı çalarken, alkolden kaynaklanan trafik kazaları sonucu pek çok insan sakat kalıyor.

Yeni hastalık yaratılır mı?
Artan alkol kullanımı, ilaç firmalarının da iştahını kabartıyor. Araştırma laboratuarlarında uzmanlar 24 yeni ilaç üzerinde deneylerini sürdürüyor. Bunların 10’unda deneme aşaması yarılandı. ABD’deki Merck, Eli Lilly ve Alkermes firmasının da yer aldığı çalışmalar, sürekli olarak rapor yayımlayarak alkolizmin boyutlarını kamu oyuna duyuruyor.

Üç yeni ilaç geliştirmek için yoğun olarak çalışan Alkermes yetkilileri, bunlardan ikisinin tamamen yeni formüllerle üçüncüsünün de piyasada var olan bir ilacın yeni versiyonu olarak hazırlandığını açıkladı. Piyasayı yakından izleyenler ise, ilaç firmalarını yeni bir alana ilgi göstermeye başladıkları anda yeni bir ‘hastalık’ icat etmeye çalışmakla suçluyor. Bu durum bazı ilaçların ‘gerekliliği’ konusunda soru işaretleri yaratıyor. Buna karşı çıkanlar ise, her yeni ilacın yeni bir umut olduğunu ve milyonlarca insanı alkolizmin pençesinden kurtarabileceğini savunuyor.
 

 

Gelişmeler cesaret verici
İlaç firmaları, daha etkili bir ilaç geliştirmek için hızlı bir yarış içinde. Uzun zamandır piyasada bulunan bazı ilaçların, içkiye olan isteği beyindeki ‘opioid’ adı verilen reseptörleri bloke ederek azalttığı belirtiliyor. Bazı alkol ilaçları ise anksiyete ve uykusuzluğa yol açabiliyor. Uzmanlara göre, ilaçlarla ilgili en büyük sorun, bir alkol bağımlısı üzerinde olumlu sonuç veren bir ilacın, diğerleri üzerinde hiç etki yaratmaması. Bazı ilaçlar kişiyi öylesine kötü etkiliyor ki, tedavi gören kişi ilacı bırakıp anında içki şişelerine dönebiliyor. Pek çoğu henüz erken araştırma aşamasında olan yeni ilaçların iyi sonuç verecek olsalar bile piyasaya çıkartılacak aşamaya gelebilmesi için en az 10 yıla ihtiyaç var. Fakat pek çok uzman gelişmeleri cesaret verici olarak niteliyor.

Eli Lilly’nin ürettiği ilacın beynin ‘opioid’ reseptörlerini hedeflediği söyleniyor. Fakat ne ne Eli Lilly, ne de Merck, halen deneme aşamasında olan ilaçlarının hedefinin ne olduğunu açıklıyor.

Alkermes’in üç projesinin de ‘opioid reseptörlerini’ hedeflediği belirtiliyor. AstraZeneca ve Transcept Pharma’nın da aralarında bulunduğu diğer bazı firmaların ise, beynin ‘ödül geçidi’ adı verilen dopamin reseptörlerini hedefleyen formüller üzerinde çalıştıkları kaydediliyor.
Erken umut sinyalleri veren bir diğer ilacın ise, beyindeki birden fazla hedefe ulaşıp etki yarattığı belirtiliyor. Migren ve epilepsi tedavisinde kullanılan ilacın, alkol kullanımını belli oranda azaltma yeteneği gösterdiği ifade ediliyor.

Hamilelikte alkol çok sakıncalı
Hamileliklerinde alkol kullanmayı sürdüren kadınların çocuklarında, ‘fetal alkol sendromu’ olarak bilinen bozukluklar görülebiliyor. Yeni doğanın gelişmesinin geri olması, merkezi sinir sistemi bozuklukları, yüz ve kalp aykırılıkları bu sendromun en önemli özellikleri. Alkolün direk fetüsü etkileyerek bu doğumsal bozukluğa yol açtığı düşünülüyor. Özellikle gebeliğin ilk üç ayındaki alkol kullanımlarının çok önemli olduğu vurgulanır.


 

 

6.5 milyon genç ‘akşamcı’
İngiltere’de erkeklerin yüzde 33’ü ve kadınların yüzde 16’sı ‘tehlikeli düzeyde’ alkol bağımlısı. Bu durum alkolizmi İngiltere’de medyanın ve politikacıların öncelikli gündem maddesi haline getiriyor. Sokaklarda anti sosyal davranış biçimleri giderek artarken, aile içi şiddet ve otoyollardaki trafik kazalarının yarattığı dehşet hızla tırmanıyor. ABD’de ise, 18 milyona yakın insan alkol kullanımı yüzünden çeşitli sorunlar yaşıyor. Bunun en az iki katı insan da henüz teşhisi konulmamış olmakla birlikte yüksek risk grubunda. Yine ABD’de 7.5 milyon genç, ‘akşamcı’ denilebilecek oranda alkol kullanıyor. Uzmanlar, 1.5 milyon genç için de ‘bağımlı’ tanımını yapabileceklerini söylüyor. Uzmanlar, bu nedenle alkolizm tedavisinde kullanılan ilaçların geliştirilmesi konusunda ilaç firmalarının ‘iştahlı’ davrandıklarını öne sürüyor.

“ARTIK ÇOK GEÇ, İÇMEYE DEVAM”
İngiltere Kraliçesi 2’inci Elizabeth tarafından MBE (Üstün Hizmet Ödülü) ile ödüllendirilen Kıbrıslı Prof. Dr. Teoman Sırrı, aşırı alkol tüketiminin siroz ve kansere neden olduğunu söylüyor. İlaçlarla alkolü bırakan bağımlıların, psikolojik olarak alkolden kopamadığına dikkat çeken Sırrı, şöyle diyor: “Uyuşturucuda olduğu gibi alkol devamlı hastanın aklındadır. İnsanlar siroz ve kanser olduklarında yani karaciğerleri tahrip olduğunda alkolü bırakmaya niyetleniyorlar. O durumda bana bana gelen hastalara, “Artık çok geç, içmeye devam” diyorum. Alkol tüketimi, bağımlılığa dönüşen bir hastalıktır. Ve insan vücuduna yaptığı tahribat, düşünülenden çok daha fazladır.”

 

 

Kalbe de zarar veriyor
Prof. Sırrı, alkolün karaciğer dışında ağız, yemek borusu, mide ve bağırsaklarda da kansere yol açtığını anlatıyor: “Alkolün kalbe de büyük zararı var. Çünkü alkol, kalp kaslarını genişletir ve kalp yetersizliğini başlatır. Kalp spazmına ve göğüs ağrılarına neden olur. Damar sertliğine zemin hazırlar. Ayrıca beyin hücrelerini öldürdüğü için hafıza kaybına da neden olur. Başlangıçta alkolün cinselliğe iyi geldiği görüşü bile ortaya atıldı. Fakat bugün alkolün, az ya da çok, orta ve uzun vadede cinsel sağlığı bozduğu bir gerçek. Özellikle erkeklerde uyarılma konusunda olumsuz etkileri var ve sertleşme sorununa yol açıyor. Performans endişesi yaratıyor.Alkolü aşırı kullanmayanlar evde de tedavi görebilir. Ama aşırı kullananların mutlaka hastaneye yatmaları gerekir.”

Açken içki içmeyin
Eskiden kokteyllerde alkolün yanına lokum ve badem verildiğini hatırlatan Prof. Sırrı, “Şimdi artık davetlerde şampanya, şarap ya da bira tek başına takdim ediliyor. Beraberinde ise hiçbir şey ikram edilmiyor. İşte en kötüsü de bu, yani aç karna içki içmek. Aç karna içilen alkolün, mideye büyük zararları var. Bu yüzden alkolü mutlaka bir şeyler eşliğinde için” uyarısında bulunuyor.
 

Kaynak: Haber Kaynağı
Yorumlar
SON DAKİKA