23 Kasım 2024
  • Ankara10°C
  • İstanbul18°C
  • Bursa19°C
  • Antalya14°C
  • İzmir19°C

AKREDİTE OLMAYAN SAĞLIK KURULUŞLARINA TEŞVİK VERİLMEYECEK

Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürü Ömer Tontuş: "Akreditasyona bazı zorunluluklar getiriliyor. Bundan sonraki süreçte akredite olmamış sağlık kuruluşları, herhangi bir teşvikten yararlanamayacak"

Akredite olmayan sağlık kuruluşlarına teşvik verilmeyecek

23 Ağustos 2015 Pazar 07:23

YEŞİM SERT KARAASLAN - Sağlık turizmi alanında hizmet vermek isteyen ancak akredite olmayan merkezler, teşviklerden yararlanamayacak.

Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürü Ömer Tontuş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sağlık alanında hizmet kalitesi göstergelerinden birinin, "uluslararası alanda akreditasyon" olduğunu hatırlattı. Akreditasyonun, güvenilirlik sağladığının altını çizen Tontuş, özellikle yurtdışından Türkiye'ye gelecek hastalar için bunun önemli bir kriter olduğunu ifade etti.

Onuncu Kalkınma Planı Sağlık Turizminin Geliştirilmesi Programı Eylem Planı'nda, sağlık turizmi teşvik uygulamalarından yararlanmak için akreditasyon belgesine sahip olma şartı arandığını hatırlatan Tontuş, "Buna göre, kaliteli hizmet sunan kurumların (medikal ve termal tesisler, aracı kurumlar) desteklenmesi ve hizmet kalitesinin artırılması amacıyla teşvik sisteminden faydalanmak için akreditasyon şartı getirilecek. Hizmet sektörünün desteklenmesine yönelik genelge ile sağlanan yurtdışı tanıtım desteği, akreditasyon belgesi desteği, hastaların uçuş masraflarının desteklenmesi, yurtdışında birim açılması, tercümanlık hizmetleri gibi desteklerden yararlanmak koşula bağlı olacak" diye konuştu.

Akreditasyon ile ilgili olarak Sağlık Bakanlığının Uluslararası Sağlık Akreditasyonları Birliği (ISQUA) tarafından, akreditasyon verebilme yetkisi bulunan bir kuruluş olduğunu vurgulayan Tontuş, "Hastanelerde ağız ve diş sağlığı merkezleri, hastaneler ve klinikler için akreditasyon yetki belgesi vardı. Şimdi yetki belgesinin Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) üzerinden kullanılması ve sağlık turizmiyle alakalı yeni kriterlerin getirilmesi kararlaştırıldı" diye konuştu.

- "Belli kriterlerin uygulamaya geçirilmesi gerekiyor"

Tontuş, Türkiye'nin, 2017 yılı sonu itibariyle akredite kuruluşlarıyla sağlık hizmeti veren bir ülke olacağını belirterek, şöyle devam etti:

"Bundan sonraki süreçte akredite olmamış sağlık kuruluşları, herhangi bir teşvikten yararlanamayacak. Sağlık turizmi ile ilgili bir hedefi olan kuruluşun, mutlaka akredite olması gerekiyor. Bu şekilde, sektörün kendisine çeki düzen vermesini, uluslararası kalitede hizmet vermesini sağlayacak.

Şu anda tıp turizmi açısından Türkiye, dünyada saygın bir ülke konumunda, ancak olması gereken yerde değil. Bu noktaya ulaşılabilmesi için belli mevzuatların ve kriterlerin uygulamaya geçirilmesi gerekiyor."

- "Hasta, havalimanında karşılanacak"

Yeni kriterlere göre, merkezlerde bulunması gereken sertifikalı eğitim almış personelin, 2018 yılına kadar ilk 100 yatak için en az 2, ondan sonraki her 25 yatak için ilave 1 kişi olması gerektiğini anlatan Tontuş, şöyle devam etti:

"Hastane, toplam kapalı alanının yüzde 2'si kadar bir alanını, sağlık turizm departmanına ayırmalı. Bunun dışında, Sağlık Turizmi Koordinasyon Kurulu'nun hazırladığı yazılım programını mutlaka kullanmalı. İnternetten Türkiye'deki hizmetleri araştıran bir kişi, bu yazılım sayesinde doğru yönlendirilebilecek.

Yazılım, hastalara nasıl bir yerde tedavi olmak istediğine ilişkin her türlü seçeneği sunacak. Bu seçenekler, iklim şartlarından, tesis koşullarına, şehir alternatiflerinden, ameliyatın yapılabileceği üniversite, özel ya da devlet hastaneleri gibi farklı adresleri gösterecek. Bunların hepsi bilgisayarda programın arka tarafında veri olarak hazır. Bunlar işaretlenecek, ondan sonra hastaya dönülerek, isteklerine uygun belirlenen yerler önerilebilecek. Hastanın, kabul etmesi halinde ödeme, sistemden yapılabilecek."

Tontuş, hastanın, tedavi için yatırdığı paranın, tedavi bitinceye kadar Sağlık Bakanlığının belirlediği bir yerde bloke olarak duracağını anlatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Çünkü, hastalarımıza güvence vermemiz gerekiyor. Kimi zaman hasta, Türkiye'ye geldiğinde tedaviye gerek olmadığı tespit edildiğinde, para ilgili merkez tarafından alındığında hastaya geri ödeme yapılmasında sıkıntı yaşanabiliyor. Tedavi bittiğinde, yatırılan paranın fazla olması durumunda da taburcu olurken iade yapılacak.

Öte yandan, hasta ve yakınları uçak biletlerini alarak buradan onaylatmaları halinde Türkiye'de bir ekip tarafından havalimanında karşılanacak. Aynı şekilde, hasta taburcu olduğunda da havalimanına bırakılacak."

Tedavi maliyetinin, hekim tarafından raporlandığında geri ödeme kapsamında olduğunu vurgulayan Tontuş, "Tamamen geri ödeme kapsamına giriyor ancak konaklama kısmı hariç. Yapılan bütün fizik tedaviler, doktor muayeneleri, sağlıkla ilgili hizmetler, sigorta güvencesi altında" dedi.

Yorumlar
SON DAKİKA