22 Aralık 2024
  • Ankara5°C
  • İstanbul7°C
  • Bursa8°C
  • Antalya19°C
  • İzmir13°C

AKILLI MERCEKLE GÖZLÜĞÜ BIRAKMAK MÜMKÜN

Acıbadem Kayseri Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Altan Göktaş, akıllı mercekler sayesinde 40 yaş sonrası gözlüğü bırakmanın mümkün...

Akıllı Mercekle Gözlüğü Bırakmak Mümkün

17 Temmuz 2024 Çarşamba 14:43

Acıbadem Kayseri Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Altan Göktaş, akıllı mercekler sayesinde 40 yaş sonrası gözlüğü bırakmanın mümkün olduğunu söyleyerek, "Güvenli ve hastaları memnun eden cerrahi bir işlem" dedi.

Bu yöntemde akıllı mercekleri göze kalıcı olarak yerleştirdiklerini ve yerleştirilen merceğin kişiye özel olduğunu dile getiren Acıbadem Kayseri Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Altan Göktaş, "Akıllı mercekler aslında gerçekten akıllı bir mercek değil. Bu mercekler 3 odaklı veya çok odaklı görüntü sağlayabildikleri için akıllı mercek olarak adlandırılıyorlar. Bu mercekler katarakt ameliyatında olduğu gibi göz içerisine kalıcı olarak yerleştiriliyor. İki tip akıllı mercek sistemi var. Birincisi 3 odaklı ya da trifokal mercekler. Bunlarda iç içe geçmiş halkalardan farklı merkezlere odaklanan veya farklı mesafelere odaklanan optik sistem mevcut. İkinci sistemde ise derinlik odağının artırıldığı optik sistemler kullanıyoruz. Bu iki sistemin birbirlerine göre avantajları ve dezavantajları var. Çok odaklı olanlarda ya da trifokal merceklerde yakın görme çok daha iyi ancak uzakta ışık kamaşmaları, gece araç farlarında ve sokak lambalarında harelenmeler görülebiliyor. Derinliği artırılmış mercek sistemlerinde ise yakın görme 3 odaklı merceklere göre biraz daha düşük olabiliyor ancak uzak görmeler çok daha iyi oluyor ve 3 odaklı merceklerde rastlanabilen araba farklarındaki harelenmeler ve gece görüş zorluğu olmuyor. Günümüzde kıyafetlerde ve telefonlarda olduğu gibi merceklerde de kişiye özel uygulamalar var ve her şey kişiye özel tasarlanıyor. Bu mercek uygulamalarında da kişiye özel olarak yöntemler kullanılıyor. Örneğin, akıllı merceği uyguladığımız kişi sürekli masa başında çalışan bir muhasebeci, avukat veya bir öğretmense 3 odaklı mercekleri tercih ediyoruz. Ancak gece sürüşünün daha yoğun olduğu, gece şoförlüğü yapan kişilerde ise derinliği artırılmış, uzağı bozmayan ve harelenme oluşturmayan mercekleri tercih ediyoruz" ifadelerini kullandı.

"Akıllı mercekler farklı sorunları bir arada giderebiliyor"

Akıllı mercekler ile her tip göz derecelerinin, orta, yakın ve uzak mesafe görme bozukluklarının ve astigmatizmanın düzeltebildiğini aktaran Göktaş, güncel olarak 40 yaş öncesi görme bozuklukları için lazer, 40 yaş sonrası uzak ve yakın görme problemleri için akıllı merceklerin gözlükten kurtulma yöntemleri olduğunu belirtti. Merceklerin tam tıbbi terminolojideki isminin lens olduğunu söyleyen Göktaş, "Ancak hastalarımız arasında karışıklığa neden olmaması için ve kontak lensten ayrımını sağlamak için mercek terimini kullanıyoruz. Akıllı mercekler ameliyathane şartlarında kalıcı olarak göz içerisine yerleştiriliyor ve kontak lensten farkını bu oluşturuyor. Kontak lensler takılıp çıkarılabilen kişiye bağımlı bir işlemken, akıllı mercekler kalıcı olarak göz içerisine yerleştiriliyor ve gözün bir parçası haline geliyor. Akıllı merceklerin üretildiği materyaller göz içi dokularına hasar vermediği için kişi ömrünün kalan kısmında bu mercekleri rahatlıkla kullanabiliyor. Çok nadir olarak akıllı merceklerin yapılarında bozulma olduğunda ya da mercekler istediğimiz derecede düzeltme yapamadığında değişimini gerçekleştirebiliyoruz. Dolayısıyla oldukça güvenli bir cerrahi işlem. Hastaları da memnun eden bir yöntem. Tabii ki uygun aday olmak şartıyla" şeklinde konuştu.

"Rehabilitasyon süresi oldukça hızlı bir yöntem"

Ameliyat hakkında bilgi veren Dr. Göktaş, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

"Akıllı mercek uygulamasını takiben hastalarımız çabucak günlük hayatlarına dönebiliyor. Birkaç hafta sürebilen beyin ve gözün uyum süreci tamamlandığında akıllı merceklerden maksimum görme netliği elde ediliyor. Uyum sürecinde sadece ufak detaylarda küçük bulanıklıklar belki görülebilir, ancak hastanın hayatını etkileyecek düzeyde olmamaktadır. Dolayısıyla rehabilitasyon süresi oldukça hızlı bir yöntem ve ameliyat tamamladıktan sonra ertesi gün yüzde 80-90 performans, uyum süreci tamamlanınca da yüzde 100 performans elde ediliyor."

Kaynak: Haber Kaynağı
Yorumlar
SON DAKİKA