AİLE HEKİMLİĞİNİN İSTANBUL SINAVI

İstanbul’da 1 Kasım’dan itibaren “Aile Hekimliği” uygulanmaya başlıyor. Sağlık Bakanlığı, Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın en büyük sınavlarından birini, 13 milyonun üzerinde nüfusu bulunan İstanbul’da aile hekimliğiyle verecek. Hekim başına ortalama 3 bin 600 kişi düşecek. Sistemde toplam 3 bin 645 aile hekimi yer alacak. Sağlık İl Müdürlüğü, bugüne kadar 3 bin 300 hekimi yerleştirdi. Yerleştirmeler sürüyor.

Sağlık İl Müdürü Prof. Dr. Ali İhsan Dokucu, dün yaptığı basın toplantısında, yeni uygulamayla ilgili bilgi verdi. Sağlık ocakları, 112 Acil Servis, devlet hastaneleri, belediyeler, kurumlar ve özelde sektörde çalışan emekli ve diğer tüm hekimlere aile hekimliği kadroları açıldığını belirten Dokucu, şöyle konuştu:

“Söz konusu birimlerin adı Aile Sağlığı Merkezi olacak. Aile hekimliği hizmetinde laboratuvar, muayene, pansuman, enjeksiyon hizmetleri tamamen ücretsiz. İlan edeceğimiz internet adresine girenler, TC Kimlik numaralarıyla aile hekimini bulabilecek. Ayrıca tarafımızdan Aile Sağlığı Merkezleri, Grup Başkanlıkları ve muhtarlıklara aile hekimlerine bağlı kişilerin listesi verilecek.”

Koruyucu sağlık hizmeti

Aile hekimlerinin asıl görevleri, koruyucu sağlık hizmeti vermek olacak. Aşılama, obeziteyi önleme, sağlıklı yaşam, sigarayı bırakma, gebelik, loğusalık takipleri, çocukların büyüme, gelişme, beslenme takipleri gibi kişiyi daha hasta olmadan sağlıklı yaşatmaya yönelik hizmetler sağlanacak. Yatalak hastalara mesai saatleri içerisinde evde bakım uygulanacak. Kronik hasta ve ilaç kullanımlarında sürekli yeni doktorlara gidilerek, yeniden ilaca başlanması gibi ilaç sarfları önlenecek, tedavilerin başarısı hekimler tarafından izlenecek.

Tansiyon ölçmeyi bile bilmeyen doktorlar var

1 KASIM’dan itibaren İstanbul’da uyugulanacak olan aile hekimliğini eleştiren isimlerden Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Ahmet Rasim Küçükusta, sistemin sağlık ocağı sistemine yeni bir isim vermekten ibaret olduğunu söyledi. Küçükusta, tıp fakültelerinin liseye döndüğünü vurgulayarak, “Tansiyon ölçmeyi, iğne yapmayı bilmeyen doktorlarla bu iş zor yürür” dedi. Aile hekimliği uygulamasının temelde doğru olduğunu, ancak sistemin çalışabilmesi ve verimli olabilmesi için yeterli sayıda pratisyen doktora ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Küçükusta, şöyle devam etti:

“Kaç kişiye doktor düştüğü tabii ki önemlidir, ama ondan daha önemlisi doktorun kalitesidir. İyi yetişmemiş olduktan sonra, ister 200 kişiye, isterse 100 kişiye bir doktor düşsün, neye yarar?”