AİLE HEKİMİ SAYISI 21 BİN 200"E ULAŞTI

Sağlık Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarına hizmet sunumu için ayrılan finansmanın, 2013 için 16 milyon 894 bin TL, 2014 yılı için ise 18 milyon 647 bin TL olduğunu dile getiren Müezzinoğlu, döner sermaye bütçesinin de 2013 için 19 milyon 869 bin TL, 2014 yılı için 21 milyon 443 bin TL olarak belirlendiğini bildirdi.

Müezzinoğlu, sağlıkta dönüşümün 10. yılında doğumda beklenen yaşam süresinin 2002 için yıl olarak 71.8, 2012 içinse 76 olduğuna dikkati çekerek, "Bebek ölüm hızı, bin canlı doğum için 2002'de 31.5 ve 2012 için 7.4'tür. Beş yaş altı ölüm hızı ise bin canlı doğum için 2002 yılında 40 ve 2012 yılında 11 şeklindedir. Anne ölüm oranı da yüzbin canlı doğumda 2002'de 64'ten 2012 yılında 15.4'e inmiştir. Cepten yapılan sağlık harcamalarının toplum sağlık harcamasına oranı da yüzde 19.8'den 2012 yılında yüzde 15.4'e düşmüştür. Sağlık hizmetlerinden genel memnuniyet oranı da 2002'de yüzde 39.5'ten yüzde 74.3'e yükselmiştir" şeklinde konuştu.

Dünya Sağlık Örgütü'nün "Tallinn Şartı" ve "Sağlık 2020" politikaları ile uyumlu 2013-2017 strateji planını hazırladıklarını anlatan Müezzinoğlu, "Türkiye Sağlık Bakanlığı Stratejik Planı'nın, DSÖ Avrupa bölgesindeki diğer üye ülkeler için Sağlık 2020'nin ulusal bir stratejik palana nasıl dahil edileceğine örnek olması beklenmektedir" diye konuştu.

-Bebek dostu hastane sayısı 141'den 990'a çıktı.

Müezzinoğlu, aşılama hizmetleri hakkında da bilgi verdi. Türkiye'nin en geniş aşılama programı uygulayan ülkeler arasında yer aldığının altını çizen Müezzinoğlu, aşılama hizmetlerinin tamamen ücretsiz yapıldığını, erişkin aşılama programlarının geliştirildiğini, dünyada ilk kez karekod destekli elektronik aşı takip ve soğuk zincir izleme sistemini uyguladıklarını söyledi.

Müezzinoğlu, doğum öncesi bakım hizmetlerinin 2002'de yüzde 70'den bu yıl yüzde 98'e yükseldiğine dikkati çekerek, hastanede yapılan doğum oranlarının da yüzde 69'lardan yüzde 97'ye çıktığını bildirdi. Bebek izlem oranlarının yüzde 62'den yüzde 99'a yükseldiğini ifade eden Müezzinoğlu, bebek dostu hastane sayısının 141'den 990'a çıkardıklarını kaydetti.

Müezzinoğlu, yeni doğan ve doğuştan kalça çıkığı tarama programını, koruyucu ağız ve diş sağlığı hizmetlerini genişlettiklerini belirterek, işitme taramasını okul çağındaki çocuklara yönelik başlattıklarını anlattı. Okul öncesi çocuklarda kırma kusurlarına yönelik görme taraması başlatıldığını dile getiren Müezzinoğlu, ergen sağlık danışma merkezlerinin de yaygınlaştırıldığını vurguladı.

Toplam 55 ilde 85 sağlık tesisinde 600 yatakla Anne Oteli hizmeti verildiğini de anımsatan Müezzinoğlu, sezaryen ile doğum hakkında da bilgi verdi.

Müezzinoğlu, "Ülkemizde doğumların yarıya yakın sezaryen ile yapılıyor. Sezaryen ile doğum, sonraki doğumlarda sezaryen ihtiyacını artırıyor. Primer sezaryen olarak adlandırılan ilk sezaryenin kadının sağlığını riske sokacak şekilde gereksiz yere yapılmasını önleme kararlılığındayız" dedi.

-Aile hekimi sayısı 21 bin 200"e ulaştı

Müezzinoğlu, aile hekimi sayısının 2013 itibariyle 21 bin 200'e ulaştığını, aile hekimi başına düşen nüfusun 2017 yılına kadar 3 binin altına indirmeyi hedeflediklerini belirterek, aile hekimliğinde yaşa özel periyodik muayeneleri başlattıklarını söyledi.

Aile hekimliği hizmetlerinin aile hekimliği uzmanlarınca verilmesi için uzmanlık eğitimini teşvik ettiklerine işaret eden Müezzinoğlu, görüntüleme hizmetlerinin verilmesini yaygınlaştırdıklarını, aile hekimlerini diyetisyen, psikolog, sosyal çalışmacı, çocuk gelişimcisi gibi personel ile desteklemeyi planladıklarını bildirdi.

Müezzinoğlu sağlıklı yaşam programlarının da yürütüldüğünün altını çizerek, bu kapsamda obezite ile mücadele programı, diyabet önleme ve kontrol programı, tütünle mücadele programı, kalp ve damar hastalıklarını önleme ve Kontrol Programı, Solunum Yolu Hastalıklarına Karşı Küresel İttifak ile Ruh Sağlığı Kontrol Programı'nın yapıldığını kaydetti.

Mehmet Müezzinoğlu, 19 yaş ve üstü kişilerde vücut kitle endeksinin dağılımına bakıldığında, Türkiye'nin yüzde 30'u obez, yüzde 33'ü normal ve yüzde 35'i kilolu ve yüzde 2'sinin zayıf olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:

"2017 yılına kadar obez nüfus oranını yüzde 25'e indirmeyi hedefliyoruz. 12 yaş ve üzerindeki kişilerde egzersiz yapmayanların oranı yüzde 72'dir. 2017 yılına kadar egzersiz yapmayan nüfus oranını yüzde 50'ye indirmeyi hedefliyoruz.

Ekmekte kepek oranının daha da artırılması ve tam buğday ekmeğin yaygınlaştırılması için çalışıyoruz. Hazır gıdalarda trans yağların kullanılmasını engellemeyi planlıyoruz. Toplu yemek tüketilen yerlerde sağlık menü uygulamalarını yaygınlaştırıyoruz. Çocuklarımıza okullarda sağlıklı beslenme bilinci oluşturuyoruz. Yüksek enerjili gıdaların tüketiminin azaltılması için çalışıyoruz."

Müezzinoğlu, Türkiye'de günlük tuz tüketiminin DSÖ tavsiyelerinin üç katı olduğuna dikkati çekerek, daha az tuz tüketimi sağlamak için programlar geliştirildiğini bildirdi.

Türkiye Diyabet Önleme ve Kontrol Programı'nı tüm paydaşlarla birlikte uyguladıklarının altını çizen Müezzinoğlu, diyabetteki artış eğilimini durdurmayı hedeflediklerini belirtti. Müezzinoğlu, diyabetlilerde de hastalığa bağlı komplikasyonların gelişimini engelleyici programların geliştirildiğini ifade etti.

-DSÖ'den Türkiye'ye üç ödül

Tütünle Mücadele Programı hakkında da bilgi veren Müezzinoğlu, Türkiye'nin DSÖ'nün ve MPOWER kriterlerinin tamamını karşılayan "ilk ve tek" ülke olduğunun altını çizerek, Türkiye'nin bu alanda elde ettiği başarıdan ötürü DSÖ tarafından üç kez ödüllendirildiğini hatırlattı.

Müezzinoğlu, Kronik Böbrek Hastalıkları ile Kas ve İskelet Hastalıkları kontrol programlarını hayata geçirdiklerini de belirterek, çocuğun Psiko-Sosyal Gelişimin Desteklenmesi Programı'nı yaygınlaştırarak ruhsal bozukluklara erken müdahale edileceğini bildirdi.

İntiharların önlenmesi için krize müdahale birimlerinin yaygınlaştırılacağını da vurgulayan Müezzinoğlu, afetlerde Psiko-Sosyal Destek Programları'nın da geliştirileceğini aktardı. Müezzinoğlu, çocuğa yönelik istismarla etkin mücadelenin bir parçası olan Çocuk İzlem Merkezleri'ni aktif olarak kullanmaya devam edileceğini söyledi.

-Kanser taramaları

Müezzinoğlu, Türkiye'de 15 ilde sürdürülen Aktif Kanser Kayıtçılığı'nın 81 ilde yaygınlaştırıldığını anlatarak, "En sık görülen meme, rahim ağzı ve kalınbağırsak kanserlerine yönelik yaygın taramalara başlıyoruz. Meme kanseri taraması için mobil araçlarla vatandaşlarımızın ayağına gidiyoruz. Kanser konusunda araştırmaların ve her türlü ilerlemelerin destekleneceği bir yapı oluşturuyoruz" diye konuştu.

Bulaşıcı hastalıklara mücadelede kızamık eliminasyon programı ile 2008 yılından bu yana yerli kızamık vakası görülmediğini belirten Müezzinoğlu, "Ancak bu süreçte Avrupa'da kızamığın kontrol altına alınmaması son bir yıldır ülkemizi etkiledi. Avrupa kaynaklı bu problemi, büyük ölçüde kontrol altına aldık" dedi.

Çok Sektörlü Sağlık Sorumluluğunu Geliştirme Programı kapsamında toplam 37 üniversiteden 235 akademisyen ile birlikte paydaş kurum ve kuruluşlardan 524 temsilci ile 48 konu başlığında 5'er günlük 24 çalıştay düzenlendiğini ifade eden Müezzinoğlu, tüketici güvenliği kapsamında da şebeke sularının coğrafi bilgi sistemi üzerinden etkin takibini ve risk haritalarının oluşturulması sürecini başlattıklarını bildirdi.

Müezzinoğlu, işyeri hekimliği ve iş güvenliği hizmetlerini yaygınlaştırdıklarına da işaret ederek, çalışma ortamlarında risk analizi yapılarak çalışanların sağlığına yönelik riskleri azalttıklarını ve meslek hastalıkları ile etkin mücadele ettiklerini kaydetti.