24 Kasım 2024
  • Ankara2°C
  • İstanbul8°C
  • Bursa5°C
  • Antalya10°C
  • İzmir9°C

"AĞZINIZA ALDIĞINIZ GIDA ÇOK LEZZETLİYSE O ZARARLI DEMEKTİR"

Türk Gastroenteroloji Derneği İkinci Başkanı Prof. Dr. Şentürk: ''Eğer ağzınıza aldığınız gıda çok lezzetliyse o zararlı demektir. Eğer 'bu ne kadar lezzetsiz, tuzu az, şekeri az' diyorsanız, o sağlıklı gıdadır. Çok lezzetli gıdadan uzak durun''

"Ağzınıza aldığınız gıda çok lezzetliyse o zararlı demektir"

29 Kasım 2014 Cumartesi 15:51

Türk Gastroenteroloji Derneği İkinci Başkanı Prof. Dr. Hakan Şentürk, ''Eğer ağzınıza aldığınız gıda çok lezzetliyse o zararlı demektir. Eğer 'bu ne kadar lezzetsiz, tuzu az, şekeri az' diyorsanız, o sağlıklı gıdadır. Çok lezzetli gıdadan uzak durun'' dedi.

Türk Gastroenteroloji Derneği (TGD) tarafından binin üzerinde katılımcıyla Titanic Deluxe Otel'de "31. Ulusal Gastroenteroloji Kongresi'' düzenledi.

Türk Gastroenteroloji Derneği 2. Başkanı ve Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şentürk, basın toplantısında yaptığı konuşmada, sindirim sistemi hastalıklarının günümüz hastalıkları arasında çok önemli bir yer tuttuğunu belirtti.

Bağırsaklarda kilolarca bakteri bulunduğunu anlatan Şentürk, bu bakterilerin çocukların fiziksel ve ruhsal gelişmesinde olduğu gibi erişkinlerin de, şişmanlık ve şeker hastalığı gibi metabolik olaylarda önemli bir rol oynadığını ifade etti.

Bağırsaklarındaki bakteri çeşitliliği az olan kilolu insanların, az yese veya yemese bile kilo almaya devam ettiğine dikkati çeken Şentürk, süpermarket tipi beslenme sonucunda bağırsak bakterilerinin çeşitliliğinin azalmasının çeşitli hastalıklara yol açabildiğini bildirdi.

Şentürk, insanların süpermarket tipi beslenme yerine doğal ve organik ürünlere yönelmesi gerektiğini vurguladı.

-''Acıktığınızda değil her gördüğünüzde yerseniz diyetlerin eline düşersiniz''

Diyet uzmanlarının birbirinden farklı önerilerini de ''spekülatif reçeteler'' olarak değerlendiren Şentürk, ''İnsanlar acıktığı zaman yemeli, yavaş yemeli doyduğu zaman da durmalı. Toplumdaki hastalıkların, fonksiyonel hastalıkların önemli bölümünde vücut ritmini iyi bir şekilde dinleyememek söz konusu'' dedi.

İnsan organizmasında açlığa karşı çok ciddi koruma mekanizmaları olduğuna, ancak aşırı beslenmeye karşı bir koruma olmadığına işaret eden Şentürk, çoğunluğun acıkınca yemediğini, masaya oturunca yemeye başladığını hatta bazen doysa bile yemek yemeye devam ettiğini , bunun da şişmanlığı beraberinde getirdiğini söyledi.

-''Bir gıda ne kadar lezzetliyse o kadar zararlıdır''

Doğru beslenme hakkında da bilgi veren Şentürk, ''Kılavuzu şu olmalı; eğer ağzınıza aldığınız gıda çok lezzetliyse o zararlı demektir. Eğer bu ne kadar lezzetsiz, tuzu az, şekeri az diyorsanız, o sağlıklı gıdadır. Ama bir müddet sonra ona alışmaya başladığınız zaman onlar da size lezzetli gelmeye başlayacaktır. Çok lezzetli gıdadan uzak durun. Bunlar meyve ve sebzeler için söylüyorum. İçinde şekeri, yağı yoğun olan gıdaları lezzetli kabul eden inanlar için söylüyoruz'' ifadelerine yer verdi.

-Hepatit C tedavileri umut verici

Türk Gastroenteroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Necati Örmeci de Hepatit C virüsünün (HCV) dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 3'ünü (yaklaşık 170 milyon kişi) enfekte eden önemli bir halk sağlığı sorunu olduğunu belirterek, C hepatiti ile son derece güzel başarılı, virüsün kökünü kazıyacak tedaviler geliştirildiğini söyledi.

-''Çölyak hastaları buzdağının görünen yüzü''

İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim Hastanesi Gastroenteroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Emrah Alper ise buğday, yulaf ve arpa içeren gıdaların içindeki ''gliadın'' adlı proteinin bağırsakta oluşturduğu alerjiye ''çölyak'' dendiğini belirterek, birçok insanın çölyak hastası olduğunu ancak bunun farkına varamadığını kaydetti.

''Teşhisi konmuş çölyak hastaları aslında buzdağının görünen yüzüdür'' diyen Alper, uzun yıllar kansızlık çeken hastaların bir kısmında aslında çölyak hastalığı nedeniyle oluşan demir emilim eksikliğine bağlı kansızlık mevcut olduğunu ifade etti.

Büyüme, gelişme geriliği ile beraber yaşından daha geç zamanlarda adet görmeye başlayan ya da adet göremeyen kızlarda mutlaka çölyak hastalığı da akla gelmesi gerektiğini vurgulayan Alper, çölyak teşhisi alan bir kişinin sıkı diyet yapması ve hayatı boyunca buğday, arpa, yulaf ve bunlardan üretilen yada bunlar ile temas eden gıdalar tüketmemesi gerektiğini bildirdi.

-Hazımsızlık 3 kişiden birinde görülüyor-

Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Halil Bahçecioğlu da hazımsızlık üst karın orta bölgesinde hissedilen yemeklerden sonra oluşan ve rahatsız edici dolgunluk hissi, erken doygunluk, ağrı ve yanma hissi yakınmaları olduğunu belirterek, toplumda 3 kişiden birinde görüldüğünü anlattı.

Yorumlar
SON DAKİKA