5-6 ARALIK'TA İSTANBUL'DA KONGRE

Özellikle 40 yaş üstü ART’de zorlayıcı konulara bakış, postmenopozal osteoporozis tedavisinde tartışmalı konular, alternatif tedaviler, postmenopozal tarama programlarına yaklaşım, postmenopozal kadın sağlığında risk tayini, postmenopozal deri ve kozmetik yaklaşımlar, postmenopozal akılcı hormon tedavisi (HT) ve klimakterik minimal invazif cerrahi adlı bölüm başlıkları altında çok ayrıntılı ve güncel konular alanında söz sahibi bilimadamları tarafından anlatılacak.

Kongreyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Ulusal Menopoz ve Osteoporoz Derneği Başkanı Prof. Dr. C. Tamer Erel, son yıllardaki menopoz ve yönetimindeki değişikliklerin, kadın sağlığına daha farklı ve geniş bir açıdan bakmayı zorunlu hale getirdiğini belirterek şunları söyledi; “Menopoz öncesi ve sonrasında kadın sağlığındaki olası riskleri bilmek, önceden olabilecek hastalıklara karşı da önlem almamızı sağlayacaktır. Ayrıca bu risklerin belirlenmesi durumunda hangi kadına nasıl bir tedavi yaklaşımında bulunacağımızı da gösterecektir. Bu dönemlerde özellikle çocuk sahibi olmak isteyen, kalp hastalıklarından, kemik erimesinden ve başta meme kanseri olmak üzere diğer kadın genital kanserlerinden korkan kadınlarımızın, sağlık taramasının ve kişiye özgü risk değerlendirilmesinin nasıl yapılacağı çok önemlidir. Doktorlar ancak bu değerlendirme sonucunda risk faktörleri tarama programları sonucunda belirlenen kadınlara yardımcı olabilir. VIII. Ulusal Menopoz ve Osteoporoz Kongremizde özellikle bu dönemde çocuk istemi olan kadınların sorunlarını ve tedavi yaklaşımlarını tartışacağız. Bu dönemde kadınların en önemli şikayetlerinden biri olan cinselliğe ve deride görülen değişikliklere yaklaşımın da nasıl olması gerektiği cevaplanacaktır. Ayrıca kardiyovasküler hastalıklar, kanserler ve osteoporozda doğru bilinen yanlışlar ortaya çıkacak, özellikle kişisel risk tarama programları üzerinde durulacaktır.” diye konuştu.

Özellikle 2002 yılında çok acele olarak yayımlanan WHI çalışmasının hormon tedavisi ile ilgili bazı olumsuz sonuçların, Türkiye genelindeki çoğu kadın doğum hekimlerini de etkilediğini belirten Prof. Dr. Erel, ancak geçen zaman içinde konu üzerinde yapılan detaylı inceleme ve tartışmalar sonucunda hormon kullanımının daha rasyonel sınırlara çekildiğini ve adeta 2002 öncesindeki duruma gelindiğini ifade etti. Prof. Dr. Erel şöyle devam etti: “Dahası klimakterik kadın sağlığını ilgilendiren birçok gelişmeler sonucunda farklı formülasyonlu ilaçlar kullanıma girmeye başlamıştır. VIII. Ulusal Menopoz ve Osteoporoz Kongremizin hekim arkadaşlarımın da katılımı ile uyarıcı ve verimli tartışmalara kaynak olacağını düşünüyorum. Kongremize katılacak değerli hekim arkadaşlarımıza ‘Klimakterik Kadın Sağlığında Güncel Gelişmeler’ adlı kitabımızı da sunmaktan büyük bir mutluluk duyacağız” diye sözlerini tamamladı.