05 Kasım 2024
  • Ankara1°C
  • İstanbul11°C
  • Bursa7°C
  • Antalya16°C
  • İzmir12°C

30 BİN DOKTOR, YÜZBİNLERLE İFADE EDİLEN HEMŞİRE AÇIĞIMIZ VAR!

Bir dönem Türkiye'de doktor fazlası bulunduğuna dair eleştirilerin yapıldığını kaydeden Mehmet Müezzinoğlu, nüfusa düşen hekim oranını örnek vererek 20 bini uzman 30 bin doktor açığı olduğunu ve hemşire açığının yüzbinlerle ifade edildiğini kaydetti.

30 bin doktor, yüzbinlerle ifade edilen hemşire açığımız var!

05 Nisan 2015 Pazar 17:45

Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, "Tükettiğimiz sağlık ürünlerini üretebilen, ilaçsa ilaç üretebilen, marka değeri olabilecek ürünler ortaya koyan bir ülke olmamız gerekiyor" dedi.

Müezzinoğlu, SwissOtel Grand Efes'te Sağlık Bakanlığı'nın düzenlediği "Genç Hekimler Buluşuyor Sağlığın Geleceğini Konuşuyor" konulu toplantıya katıldı.

Genç hekimleri buluşturan 3. toplantıyı İzmir'de düzenlemekten mutluluk duyduklarını belirten Müezzinoğlu, ülkenin en büyük zenginliğinin gençler olduğunu ve gençlerin projelerini, fikirlerini öğrenmek istediklerini belirtti.

Sağlık Politikaları Kurulu ile 11 sivile görev vereceklerini kaydeden Mehmet Müezzinoğlu, "Bu kişiler, sağlık teknolojisinden, ilaç sanayisinden, bilim dünyasından olabilir. 663 sayılı yasa ile 11 kişilik kurul oluşturacağız ve toplantılarla tüm tıp fakültelerini tarayacağız" diye konuştu.

Gençliğin sağlık vizyonuna, hayata bakışına odaklanacaklarını söyleyen Müezzinoğlu, ülkenin de gençlerin de geleceğine katkı sağlamayı hedeflediklerini dile getirdi.

- Sağlık ürünleri üretebilme hedefi

Türkiye'nin sağlık hizmeti sunumunda çok iddialı noktaya geldiğini, 24 saat hizmet sunan ve yeni bilimsel gelişmelerin yaşandığı bir alanda başarıya ulaştığını söyleyen Bakan Müezzinoğlu, şöyle devam etti:

"Çok güçlü bir sağlık camiamız var. Son derece takdire şayan, 24 saat emeğini sunan son derece saygın bir meslektaş grubumuz var. Ama sağlıkta hizmet sunumunun çok iyi olması biz sağlık yöneticileri olarak yeterli olmamalı. Çok iyi sağlık hizmeti sunuyor olmamız çok iyi bir sağlık tüketicisi olduğumuzu gösterir. Teknolojiyi, laboratuvar imkanlarını, bilgiyi tüketiyoruz anlanıma gelir. Bununla övünüyor olmamamız gerekiyor. Tükettiğimiz sağlık ürünlerini üretebilen, ilaçsa ilaç üretebilen, marka değeri olabilecek ürünler ortaya koyan bir ülke olmamız gerekiyor. Türkiye'nin ve Türk bilim adamlarının Ar-Ge'siyle, tıbbi tedaviyle 'Türkiye'nin de şu ürüne katkısı var' diyebileceği ayakları oluşturmamız lazım."

Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı'nı yasalaştırdıklarını ve kurumsal altyapısını oluşturmaya başladıklarını kaydeden Müezzinoğlu, "Bu ay içinde kanser enstitüsünü, biyoteknoljisi enstitüsünü ve akreditasyon merkezini kurmuş olacağız" dedi.

Kanser enstitüsü ile araştırmaların çok daha güçlü desteklenebileceğini kaydeden Mehmet Müezzinoğlu, Türkiye'de "dünya şu ilacı üretmiş, bize ne zaman gelecek?" sorusu yerine, dünyada "Türkiye kanserde bu ilacı bulmuş" ifadelerinin kullanılmasını istediklerini dile getirdi.

Türkiye'nin 5-10 yıl içinde sağlık ürünleri tüketen değil, üreten bir ülke olmasını istediklerini vurgulayan Müezzinoğlu, sağlık turizmiyle yakın coğrafyadaki 1-1,5 milyarlık dünya nüfusuna hizmet verebilecek potansiyele de sahip olduklarını belirtti.

Bakan Müezzinoğlu, toplantıda söz alan gençlerin fikir ve projelerinden yararlanmayı hedeflediklerini söyledi.

Toplantıda konuşan DEÜ Tıp Fakültesi öğrencisi Osman Salim ise hekimlerde performans sistemini eleştirerek, "Ayrıca hasta başına 20-30 öğrenci ile yapılan eğitim ile hekimlik becerilerinden yoksun şekilde mezun olmaktayız. Biz tıp öğrencileri nitelikli hekimler olmayı istiyoruz" diye konuştu.

Sağlık personeline yönelik şiddetin de son bulması için gereken önlemlerin alınması isteyen Salim, "Hastaların yaralarını sararken hekim kendi yaralanıyorsa bir problem var demektir. Hasta hekim ilişkisi yeterince sağlıklı kurulamıyor" dedi.

Nöbet ücretlerinin yükseltilmesi konusunda müteşekkir olduklarını da kaydeden Osman Salim, nöbet ertesi günü izin gibi düzenlemelerle konuyla ilgili diğer sıkıntıların giderilmesini istedi.

İzmir Valisi Mustafa Toprak'ın da izleyiciler arasında yer aldığı toplantıda, İzmir ve çevre kentlerdeki şehirlerin tıp fakültelerinde görev yapan öğretim üyeleri sağlık sistemine ilişkin görüşlerini dile getirdi.

- DEÜ Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Canda'nın görüşleri

DEÜ Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tülay Canda, toplantıda yaptığı konuşmada, bir öğretim üyesinin görev için her işe koştuğunu ifade ederek, "Bizi bu duruma getiren utansın, biz utanmıyoruz" ifadelerini kullandı.

Hekimliğin özveri istediğini söyleyen Prof. Dr. Canda, "Genç hekimlerin kaygıları var, insanlık dışı nöbetler var, 3 gün hastaneden çıkmayan asistan, hekim var. Ameliyat arasında kendisine serum takan hekim var. Bunu ne bakanlık ne hasta biliyor" dedi.

Performans sisteminden memnun olmadıklarını da ifade eden Tülay Canda, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Eskiden hekime şiddet yoktu. Hekim kimsenin uşağı değil, hekime yöneticiler sahip çıkarsa halk da sahip çıkar. Ben mezun olan çocukların yüzüne bakarken düşünüyorum, sistem nasıl korur onu da bilmiyorum. Her şeyin sonu var bunlar da iyi niyetle çözülecek buna da inanıyorum. Mecburi hizmet konusuna gelince biz ne yaptık da bu kadar mecburi hizmeti yapıyoruz bilmiyorum. Onurlu, etik, ilkelere bağlı hekim olarak yaşamak, uygun çalışma koşulları için bir ortam için hem YÖK, hem Sağlık Bakanlığı'nın çözüm üretmesi gerekiyor."

Tıp fakültesinin ticarethane, hastanın da müşteri olmadığını vurgulayan Canda, "Ben umutluyum, sorun olduğunu biliyorsak çözümünü de buluruz" dedi.

- Bakan Müezzinoğlu'nun değerlendirmesi

Toplantının sonunda Mehmet Müezzinoğlu, yaptığı değerlendirmede tıpta bilimsel gelişmelerin devam ettiğini belirterek, "Bizim gibi siyaset yapanlar olduğunuz ve birkaç dönemlik ara verdiğiniz zaman 'benim hekimliğim artık öldü' diyecek ya da özgüveninizi kaybedeceksiniz. Umarım eksiklik olarak nitelendirdikleriniz ömrünüzün sonuna kadar devam eder ve iyi hekim olma şansını yakalarsınız" dedi.

Eğitim koşullarının 30 yıl öncesine göre çok daha iyi olduğunu vurgulayan Bakan Müezzinoğlu, bugünkü eksiklerin de hekimlerin moralinin bozulmasına neden olmamasını istedi.

Gelişen bilimle yeni eleştiri alanlarının oluşturulacağına dikkati çeken Müezzinoğlu, "Bilimde eleştiri gittiyse ve eksikler görülmezse orada zaten kaybetmeye başlamışız demektir. O nedenle sorunları ve sistemleri devamlı tartışmalıyız. Dünyadan kopmayan bir anlayışla çalımalıyız. Biz dünyadan zaman zaman koptuk. 1970'li yıllarda sınıflarda bırakın ders çalışmayı, hangi sıranın altından bir zincir sesi gelecek, hangi sıradan silah çekilecek diye düşünürdük" diye konuştu.

Gençlere dürüst, güvenilir ve çalışkan olma önerisinde bulunan Mehmet Müezzinoğlu, mecburi hizmetlerin eleştirildiğine dikkati çekerek, "Hakkari, Ardahan, Kars, Mardin bizlere imkan sunan bu memleketin köşeleri. Parası varsa dışarıda muayene olsun diyebilir miyiz" ifadesini kullandı.

- Doktor ve hemşire açığı

Bir dönem Türkiye'de doktor fazlası bulunduğuna dair eleştirilerin yapıldığını kaydeden Mehmet Müezzinoğlu, nüfusa düşen hekim oranını örnek vererek 20 bini uzman 30 bin doktor açığı olduğunu ve hemşire açığının yüzbinlerle ifade edildiğini kaydetti.

Hemşire açığının akşamdan sabaha kapatılamayacağına değinen Müezzinoğlu, şöyle konuştu:

"Yoğun bakımların çok noktasal olduğu bir ülkeden yaygın olduğu bir ülkeye dönüşürken tabi ki zorluklarımız olacak. Bilimsel verilerle örtüşmeyen ağır yüklerimiz de olacak. Geri kalmışlığın açık makasını kapatmak için fedakarlık gerekiyor. Bütün bunları sorunsuz aşmamız mümkün değil. Sorunsuz bir hayatı bekliyorsak sorunsuz bir hayat aslında anlamsız bir hayattır. Merdivenin basamaklarını birlikte çıkacağız, sorunları azaltacağız. Bir basamak yukarı çıktığımızda yine sorun konuşacağız."

- Sağlıkta şiddet ve hasta memnuniyeti

Sağlıkta şiddetin herkesi yaraladığını, ancak sağlık personelinin de toplumdan ayrı görülemeyeceğini ve şiddetin birçok yerde olduğunu belirten Müezzinoğlu, "Toplumu ayrıştırarak korunamayız. Fiziksel sağlığa verdiğimiz değeri ruh sağlığına vermediğimiz sürece kendisiyle barışık olmayan bireyleri yetiştiririz" diye konuştu.

Türkiye genelinde yaptıkları hasta ziyaretleri sırasında yüzde 47'lik bölümün sağlık hizmetlerinden çok memnun, yüzde 49'unun ise memnun olduğunu açıklayan Bakan Müezzinoğlu, "Şikayetçi olan yüzde 3-4. Hijyen ve iletişim alanında şikayetler var. Almamız gereken tedbirler var" dedi.

Toplantıdan önemli sonuçlar elde ettiklerini dile getiren Müezzinoğlu, bir bakandan çok hekimlere saygı duyulması gerektiğini de sözlerine ekledi.

Kaynak: Haber Kaynağı
Yorumlar
SON DAKİKA