22 Kasım 2024
  • Ankara17°C
  • İstanbul18°C
  • Bursa18°C
  • Antalya19°C
  • İzmir21°C

"2002 ÖNCESİNE GÖRE SAĞLIĞA 3 MİSLİ PARA AKTARDIK"

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, 2002 öncesine göre sağlık alanına 3 misli para aktardıklarını söyledi.

"2002 öncesine göre sağlığa 3 misli para aktardık"

25 Şubat 2011 Cuma 08:03

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, 2002 öncesine göre sağlık alanına 3 misli para aktardıklarını söyledi.

Sürmeli Otel'de düzenlenen 'Babıali Toplantısı'nda konuşan Akdağ, AK Parti Hükümeti olarak, Türkiye'yi bir refah ülkesi yapmak, demokrasiyi geliştirmek ve Türkiye'nin üstündeki vesayetleri kaldırmak istediklerini, son zamanlara demokrasi üzerindeki vesayetlerin kaldırılması konusunda önemli adımlar atıldığını belirtti.

Bakan Akdağ, Türkiye'de sağlık alanında da vesayet olduğunu vurgulayarak, şöyle dedi:

'Sağlık alanında halkın esamesi okunmuyordu. Vatandaşa, 'Paran varsa hizmet alabilirsin' veya 'Sen SSK'lısın, bu hizmetten faydalanamazsın' deniyordu. Bunu değiştirmek ve değişikliği yaparken de halkın isteklerini göz önüne almak gerekiyordu. 1960'lı yıllarda yapılan reformlardan sonra Türkiye'de sağlık alanında neredeyse hiçbir adım atılmadı. Eskiden devlet hastanelerine girerken bir para alınırdı, galoş parası gibi, bunlar şimdi tarihe karıştı. Biz insan odaklı bir dönüşüm gerçekleştirdik.'

Yavaş gerçekleştirilen hiçbir reformun başarıya ulaşamayacağını belirten Akdağ, bir iş yavaş yapıldığı zaman bazı çıkar çatışmalarının gündeme gelebileceğini ve bunun hizmetin önünü keseceğini, Türkiye'nin bu kısır döngüyü yıllardır yaşadığını, ama kendilerinin hızlı hareket ederek, sağlıkta reformu gerçekleştirdiklerini söyledi.

Bakan Akdağ, SSK, Bağkur, Yeşilkart gibi çoklu sistemin karışıklığa neden olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:

'Muayenehaneye karşı değilim, ama muayenehanenin kamuyla birlikte yapılmasına karışıyım. Bir hekim olarak hekimlerin haklarını çok önemsiyorum, ama bunu da hakkaniyetli yapmak lazım. Ancak bazı bölgelerde maaşı çok kötü olan doktorlarımız da var. Onların durumunu da biliyoruz. Uzman bir hekimin maaşının 7 bin, pratisyen bir hekimin maaşının da 3 bin TL civarında olması olağandır.'

Sağlık Bakanlığı koltuğuna oturduğunda Türkiye'de çok ciddi tıbbi cihaz eksikliği olduğunu bildiren Akdağ, o yıllarda özel sektörün de çok gelişmediğini ve ilaç fiyatlarının da anlamsız bir şekilde belirlendiğini ifade etti.

Akdağ, dünyadaki ilaç fiyatları düşse bile bu anlamsız uygulama nedeniyle Türkiye'de fiyatların düşmediğini, ama gerçekleştirdikleri kapsamlı dönüşüm programıyla ilaç fiyatlarına bir düzen getirdiklerini belirtti.

-'HASTANELERDE REHİN KALMAYI KALDIRDIK'-

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Türkiye'nin sağlık reformunu gerçekleştirmek için bütün çekmeceleri boşalttıklarını ve düzenleyip tekrar yerine koyduklarını bildirerek, şöyle devam etti:

'Eskiden kamuda hekim seçme şansınız yoktu, ama şimdi var. Hastanelerde rehin kalmayı kaldırdık. Performansa dayalı ek ödeme sistemini geliştirdik. Böylece hekimlerin hastanelerde tam gün çalışmasını sağlayarak, vatandaşın özel muayenehanelere gitme mecburiyetini büyük ölçüde kaldırdık. Acil ve yoğun bakım tedavisini kamu ile birlikte özel hastanelerde ücretsiz olarak vermeye başladık. 'Hastayı neden kaçırdın?' diye bir şey vardı. Kaçıran hakkında dava açılırdı, sanki oradaki insanlar gardiyan. Bir kanun bile çıkarmadan bir genelgeyle bunu başardık. Biz aslında hademe bakanlığıyız, zira patron bakanlıklar ekonomiden ve hazineden sorumlu bakanlıklardır. Bizim bir işlem yapmamız için herkesi ikna etmemiz gerekiyor. Ancak herkesi ikna edemediğimiz zamanlarda Başbakanı ikna ettik. Eğer tek parti olmasaydık bugün başardığımız reformları yapmamız çok zor olurdu.'

Bakan Akdağ, 112'lerin çok geliştiğini, helikopter ve uçak ambulansta ücretsiz hizmet verdiklerini, bu hizmetin dünyanın birçok yerinde ücretli yapıldığını bildirdi. Akdağ, aile hekimliğini tüm illere yaydıklarını, yoğun bakım ünitelerinin sayısını 2002'ye göre 9 kat artırdıklarını ve sektörü cihaz fakirliğinden kurtardıklarını söyledi.

İlaç Takip Sistemini kurduklarını hatırlatan Akdağ, piyasaya sürülen tüm ilaçların bir koda sahip olduğu bu sistem sayesinde bakanlık olarak ilaçları takip edebildiklerini belirtti.

Akdağ, sağlık sektörüne yatırılan paranın, bir ülkenin geleceğine yatırılan para olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:

'2002 öncesine göre sağlık alanına 3 misli para aktardık. Bu anormal bir harcama değil, bu harcamaları ülkenin gelişimine paralel olarak yapıyoruz. OECD ülkelerinin bebek ölümünde 30 yılda aldığı mesafeyi Türkiye 8 yılda katetmeyi başardı. Geçtiğimiz 8 yılda vatandaş memnuniyetinin en arttığı sektör, sağlık sektörüdür. Bunu asayiş takip etmektedir. Evde sağlık hizmetine başladık. 100 bin kişiye bu hizmeti götürüyoruz. Vatandaş, 182 çağrı merkezini arayarak, istediği hastane için istediği doktordan randevu alabiliyor. Yönetici performansı uygulaması, hastane yöneticilerinin aldığı ek ödemeyi yüzde 30 kadar etkilemektedir. Bu da motivasyonu güçlü bir hale getirmektedir. Hükümetimiz sağlıkta kayda değer bir yapısal düzenlemeyi başarmıştır. Sağlıkta Dönüşüm Programı etkin, verimli bir sağlık sistemi oluşturdu. Bu da halkımızın sağlık hizmetlerinden memnuniyetini artırmıştır.'

Konuşmasının ardından soruları yanıtlayan Sağlık Bakanı Akdağ, Libya'dan gelen vatandaşların sağlık durumlarının sorulması üzerine, gelen tüm vatandaşların çok korktuklarının görüldüğünü belirterek, şöyle devam etti:

'Bu korkuya bir de uzun gemi yolculuğunun eklenmesi, onları daha da yordu. Gemide ağır dalgalara maruz kaldılar, iyi bir organizasyonla tahliyeleri yapıldı. Otellere yerleştirildi, kimileri de şehirlerine gönderildi. Yolcular arasında çok ciddi bir hastalık ya da salgın yok.

Tahliye sırasında, yetiştirdiğimiz medikal ekipler alınlarından öpülecek bir başarı gösterdiler. 2 bin 500 kişilik ekibi çok iyi eğittik. Çok iyi de teçhizata sahipler. Her an çalışmaya hazır bu sağlık ekibiyle dünyanın birçok yerinde hizmet verdik. Dünyanın hiçbir ülkesinde bu kadar geniş çapta bir ekip daha yok.'

Akdağ, İstanbul'daki kızamık vakalarına ilişkin soruya da 'Aşılama hizmetlerinde büyük başarı sağladık, 2011'de İstanbul'da yaşanan bir vaka var, ama bunu da büyümeden çözeceğiz. 28 vakanın 18'i 1975-1990 doğumlular arasından. Bilim adamlarımız, bu yaş aralığıyla ilgili özel bir durum, hassasiyet olup olmadığını araştırıyor. Şu anda 'aşılama şart' diye bir şey yok' yanıtını verdi.

Bakan Akdağ, konuşmasının ardından bir konuğa 182 çağrı merkezini aratarak, verilen hizmetin kalitesini bizzat test etti.

Esas Holding Yönetim Kurulu Üyesi Erhan Kamışlı, Bakan Akdağ'a sağlık alanında yaptığı hizmetlerden dolayı bir teşekkür plaketi verdi.

Toplantıya, Demet Sabancı Çetindoğan, Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş'ın da aralarında bulunduğu davetliler katıldı.

Kaynak: Haber Kaynağı
Yorumlar
SON DAKİKA