ÖSYM yaptığı olumlu bir değişiklikle, geçtiğimiz yıla kadar yabancı dil alanında uygulanan Kamu Personeli Dil Sınavı (KPDS) ile Üniversitelerarası Kurul Yabancı Dil Sınavı'nı (ÜDS) kaldırarak, yerine Yabancı Dil Sınavı'nı (YDS) getirdi. Bu sınav diğer iki sınavın birleştirilmesini sağladı ve çoğu kişi bu kararı yerinde buldu. Fakat sınav sonuçları açıklandığında ortalık karışıverdi…
Daha önceki sınavlara göre başarı başarısızlık oranları oldukça garip ve farklı bir sonuç ortaya çıkardı. Akşam gazetesinin haberine göre bu yıl ilk kez uygulanan YDS, 7 Nisan'da gerçekleştirildi. Sınavda 289 bin 76 aday ter döktü. Bunlardan 218 bin 39'u ise "geçersiz" kabul edilen 0-49 arası puan aldı. Böylece her 100 adaydan, 75'i 'başarısız' kabul edilmiş oldu…
Sınavda "geçersiz" puan alan adaylar arasında, Eylülde Tıpta Uzmanlık Sınavı'na (TUS) girerek uzmanlık alanlarını belirleyecek olan çok sayıda pratisyen hekim de bulunması ve bunların geçersiz not almaları tıpta uzmanlık yapmak isteyen hekimleri zor durumda bıraktı. Çünkü uzmanlık eğitimi almak isteyen doktorların TUS sonrası tercih yapabilmeleri için en az 50 yabancı dil puanı almaları gerekiyor. Bu durumda pek çok hekim tercih yapamayacak konuma düştü…
Gazete haberine göre sınavdan sadece TUS'a girecek olan pratisyen hekimler değil uzman doktorlar da şikayetçi olmuşlar. Uzmanlığını yapıp "Baş asistan" olmak isteyen hekimler bile YDS'nin zorluğundan ve alınan sonuçtan dert yanmışlar… Onlar ve herkes için sınav soruna dönüştü… Nasıl yanmasınlar ki sonuç ortada… Akademik olarak ilerlemelerine engel olan bir sınavdan elbette rahatsız olacaklardır…
Habere göre '0' çekerek kariyer hedeflerini en azından bir yıl ertelemek zorunda kalan adaylar isyan etmişler. Sınavda başarısız olan hekimlerin şikayet yağmuruna tuttuğu Türk Tabipleri Birliği (TTB)'de harekete geçmiş… TTB yetkilileri ÖSYM'den, sınava giren doktorların sayısı ve başarı durumuna ilişkin bilgi istemişler. Acaba kaç hekim girdi ve bunların kaçı bu sınavda başarısız oldu. Ya da bu başarısızlığın hekim olmayanlara göre durumu nedir? Gibi sorular…
Gazeteci Doruk Çakar’ın haberine göre Kamu Personeli Dil Sınavı (KPDS) yerine "Yabancı Dil Sınavı" (YDS) adıyla bu yıl ilk kez uygulanan yeni sistemde başarısızlık oranının yüzde 75 olması, "eski sistemde nasıldı?" sorusunu haliyle gündeme getirmiş… Geçtiğimiz yıl son kez uygulanan Kamu Personeli Dil Sınavı (KPSS)'de 133 bin 503 adaydan, 60 bini 0 ila 49 puan aralığında kalmış… Bu oran sınava girenlerin yüzde 45'lik kısmı imiş…
Bir önceki sınava göre başarısızlık oranının bu kadar çok yükselme göstermesi anlaşılacak bir durum değil gibi görünmektedir. Zira sınavdan hemen sonra sınavda da gözetmen olarak görev almış bir İngilizce öğretmeni olan arkadaşıma sınavdaki soruların zorluk derecesi hakkında bilgi vermesini istediğimde “Hocam eski sınavlardan yani KPDS’den farklı değildi… Eşdeğer bir sınav denilebilir” görüşünde bulundu.
Bu sınava ben de hazırlanıyorum. TUS için değil doktora için… Sorulara baktığımda bende hakikaten çok ciddi bir fark görmedim diyebilirim. Peki bu başarı başarısızlık oranlarındaki büyük fark nasıl ve nereden kaynaklandı. Bu açıklanmalı… Yılda iki kez yapılan bu sınavlardaki değişim ancak sınavın sorularından kaynaklanıyor olabilir. Bu da olmadığına göre fark nereden kaynaklanıyor? Ülkede bu sınava girenler daha henüz aradan bir yıl geçmeden birden bire bu kadar büyük bir başarısızlığa nasıl imza atabilirler? TTB’nin konuyla yakından ilgilenmesi son derece doğaldır. Zira bu adaylar içinde 50 puan sınırını aşamayan acaba kaç Tıp Doktoru vardır? Başarısızlık oranlarındaki fark nereden kaynaklanıyor? Bunlar gibi merak edilen çok soru var…
Neyse ki ümit verici haber henüz bu makale bitmeden geldi ve sonraki YDS’nin erkene alınarak 1 Eylül 2013 tarihinde yapılacağı duyuruldu. Bunu cep telefonuma gelen bir mesajla öğrendim. Bu çok önemli ve yerinde bir karardır… Herhalde ÖSYM Yetkilileri TTB vasıtasıyla sorunun önemine vakıf oldular ve sınav tarihini öne alarak hekimleri önemli bir sıkıntıdan kurtarmış oldular. Bu kararın alınmasında emeği geçenlere teşekkürler. Sınavla ilgili bilinmeyenler gazete haberleriyle sınırlı kalmamalı… Yetkililer açıklayıcı bilgileri kamuoyuyla paylaşmalıdırlar…
Bu sınavlarda ortalama 50 puanı alabilmek nispeten daha kolay olmalıdır. Puanların bu sınırdan sonra alınması zorlaştırılabilir. Tabi bunun ayarını en iyi soruları hazırlayan yetkili kurullar bilir. Bunun düzenlenmesinin çok zor olmadığı açıktır… Başarı oranının düşük olması kimseye bir şey kazandırmaz. Fakat binlerce genç arkadaşımızın üzülmesine ve akademisyenlikte ilerleme düşüncelerine olumsuz yönde etkide bulunur… Niteliği arttırmaya çalışırken eldeki kaynaklar kurutulmamalıdır…
Tıp eğitiminin Üniversite hastanelerinde yaşadığı darbenin yanı sıra ülkemizin her tarafında açılan pek çok Üniversite sadece Tıp alanında değil pek çok farklı alanlarda öğretim üyesi akademisyen ihtiyacı içinde kıvranmaktadır. Bu süreçte İngilizce sınavlarının zorlaştırılması doğru değildir. Ayrıca akademisyenliğin genç kuşaklara tavsiye edilmesine ve özendirilmesine ihtiyaç vardır. Öğretim üyelerinin aldıkları bu maaşlarla Üniversiteler Hükümetin 2023 vizyonuna gerekli olan katkıyı kesinlikle yapamazlar…
Yabancı Dil Sınavı Yabancı Dil Sorunu olmaktan çıkartılmalı ve YÖK geçmiş dönemlerin hantallığından sıyrılıp kurtulmalıdır. ÖSYM Prof. Dr. Ali Demir vasıtasıyla önemli bir değişim ve dönüşümden geçmeye başladığını göstermektedir. Sınav güvenliğinin sağlanması ve sonuçların hızla açıklanması gibi önemli değişimler herkes tarafından olumlu karşılanıyor. Aynı başarı YÖK tarafından da Üniversite yönetim ve yasalarında yapılan değişikliklerle sağlanabilir. Gerçek sıçrama alanı eğitimdir. Türkiye artık eski Türkiye değil… Ufku açıldı ve geleceğe çok daha emin adımlarla ilerlemeye başladı. YÖK yerinde duramaz yeni Türkiye’ye adapte olmalı…
Dr. Recai Yahyaoğlu
