Nihayet DKG grubu, İstanbul Tabip Odası seçimlerine iki günden az zaman kala, Özgür Hekimler Platformu’nun programı ile ilgili birşeyler söyleyebildi. Bugüne kadarki kişisel düzeydeki diyaloglar, içerikten yoksun kişisel atışmalardan ileriye geçmiyordu.
DKG (Demokratik Katılım Grubu) ‘nin eleştirilerini başlıca şu temel noktalarda değerlendirebiliriz.
1.Hekimlerin İçinde Bulunduğu Durum, Başarılarının Ölçüsüdür
DKG grubu, uzunca süredir TTB ve İTO yönetiminde bulunmaktadır. Şu anda hekimlerin içinde bulunduğu durum da ortadadır. Elleri kolları bağlanmış, çaresiz, köleleştirilmek üzere olan hekim topluluğu. Ve bu durum, DKG yönetimleri süresince oluşmuştur. Gelinen durumda, TTB yönetimindeki vizyonsuzluk, programsızlık ve başarısızlığın hiç mi payı yoktur?
2.“Tam Bakan’ın İstediği Bir TTB Yönetimi”
Son Sağlık Bakanı’nın yandaşı ve önemli görevlerde de etkin olan bir hekim meslekdaşa rastlamıştık. Konu hekimlerin durumu ve TTB konusuna gelince, bu arkadaş aynen şöyle söyledi: “Tam da Bakan’ın işine gelen bir TTB” dedi. Yani programsız, rotasız kronik muhalif sözlerle oyalanan ve öze ait birşey üretemeyen bir TTB.
Tabii ki bu durumdan son derecede üzüntü duyduk.
3.Yönetilmeye Alışmışlar
DKG’liler, Özgür Hekimler Platformu’nun programını anlamakta zorlanıyorlar. “ Bu program sanki yöneticiler için yazılmış görünüyor” diyorlar.“ Bu program neden Tam Gün Yasası, Tamamlayıcı Sigorta, Genel Sağlık Sigortası gibi konulardan söz ediyor?” diyorlar. Şaşırıyorlar.
Çünkü yönetilmeye alışmışlar. Rollerini benimsemişler. Bu rol de savunma mevzilerine yerleşip, kronik muhalefet salvoları atmak. Memur zihniyeti ve herşeyi başkalarından bekleme bu grubun iliklerine işlemiş durumda. Bu nedenle de hekim hareketi gelişemiyor.
Evet, Özgür Hekimler Platformu’nun ülkeye ve topluma ait de programı vardır. Olmak zorundadır. Çünkü, sizin bir programınız olacak ki, içinde hekimleri de doğru biçimde konumlandırabilesiniz ve bilinçli olarak geleceğe yönelik stratejiler üretebilesiniz. Eğer programsız olursanız, başkaları sistemi istediği gibi kurar ve sizi de sistemin en dibine yerleştirir. Aynen bugün olduğu gibi.
Maalesef bu grubun, Türkiye’nin sağlık sistemine ve geleceğine dair bir programı ve öngörüsü yok. Bu nedenle de, hekimlerin geleceği ile ilgili bir politikaları da yok.Rotasız gemi gibiler. Günceli yorumlayamıyorlar ve hep arkadan gidiyorlar. Böyle olunca da, kala kala herşeye muhalefet etmek düşüyor ve “istemezük” politikası, politikalarının temelini oluşturuyor. Şu anda olduğu gibi.
“Biz sosyalizasyondan yanayız” gibi, bugünün gündemden uzak, hayali hedeflerinin program olmadığını belirtelim.
4.Türkiye’deki Değişimden ve Özel Hekimlik Alanından Habersizler
Onlar, sağlık sistemini seyrederken, sistemin yapısı hızla değişiyor. Bunun farkında değiller ve şaşkın durumdalar.
Özellikle de İstanbul’da bu değişim çok daha hızlı.
İstanbul’da bugün, özel hastanelerin sayısı 200’ü aşmış durumdadır. Bir Medical Park, Acıbadem, Universal gibi grupların hekim sayıları, çoğu devlet hastanesinden ve bazı eğitim ve araştırma hastanelerinden daha fazladır. Meslekdaşlarımızın çok önemli bir kısmı, artık özel sektör kuruluşlarında çalışır durumundadırlar. İşleyiş ve sorunların özellikleri değişmektedir.
İstanbul’daki Tabip Odası üyelerinin üçte ikisine yakını özel sektörde çalışmaktadırlar.
Tabip Odası’nın aidat kaynağı da bu meslekdaşlarımızdır.
Ancak, ilginçtir DKG’li arkadaşlarımızın hemen tamamı kamuda çalıştığı için, hekimlerin tamamının da kendileri gibi memur olduklarını sanmaktadırlar.
“İnsan yaşadığı gibi düşünür” derler. Onlar da, her konuyu memur zihniyetiyle düşünmekte ve özel hekimlik alanındaki meslekdaşlarımızın sorunlarını anlayamamaktadırlar.
Zaten, Tabip Odası yönetimlerinde de bugüne kadar yalnızca kamuda çalışanlara yer vermişlerdir. Tabii ki böyle olunca da, kopma ve yabancılaşma oluşmuştur.
Düşünün ki, Özel Hekimlik Komisyonu’nun sorumlusu, ömründe hiç özel sektörde çalışmamış olan bir memur meslekdaşımızdır.
Asıl çarpıklık buradadır.
5.Temsiliyet Sorunu
DKG’li arkadaşlarımız, temsiliyet sorunundan söz etmektedirler.
Asıl gariplik, kendi listelerindedir.
Daha önce yönetim kurulunda özel hekimlik alanından hiç bir hekime yer vermezken, bu defa Özgür Hekimler hareketinden korktukları için, bir meslekdaşımıza yer vermişlerdir. Eh, artık bu da bir ilerleme sayılır.
Şunu gözden kaçırmaktadırlar ki, Özgür Hekimler listesinde yer alan meslekdaşlarımızın büyük çoğunluğu, mevcut sağlık sistemi nedeniyle kamudan ayrılmak zorunda kalmış hekimlerdir. Büyük çoğunluğunun uzun yıllar kamu deneyimi vardır. Kamuyu da gayet iyi bilirler.
Asıl çarpıklık, DKG’nin listesindedir. Siz aidatınızın üçte ikisini özel hekimlik alanındaki meslekdaşlardan alacaksınız, ama onlara yönetimde bir kişilik “ lütfen” kontenjanı sunacaksınız. Bu çarpıklığı onlar ya anlayamamakta, ya da anlamak istememektedirler.
Asıl doğru ve dengeli temsil, Özgür Hekimler Platformu’nun sunduğu listededir.
6.Mücadeleci Tabip Odası
Kendilerini mücadeleci olmakla övünmekteler. Mücadeleci çizgiyle bu hale gelmişsek, bravo doğrusu. Herşeyi eleştirmek, kronik muhalefet, sokak gösterileri, bağırmak ve duvarları yumruklamak mücadelecilik değildir. Mücadelecilik, bilinçli hedefler doğrultusunda, gücünü doğru ve etkin kullanarak hedefe varabilmektir.
İşte bu özellik de Özgür Hekimler Platformu’nda mevcuttur.
7.Siz Kim Adına Hareket Ediyorsunuz?
DKG grubundan birisi, ÖZGÜR HEKİMLER OLATFORMU için soruyor: “Siz kim adına hareket ediyorsunuz?”
Vay canına. İlle de perde arkasında birileri adına piyon olmak mı gerekir? Kendi geleceklerimiz ve haklarımız adına hareket edemez miyiz?
İşte farkımız buradadır. O yüzden de adımız ÖZGÜR HEKİMLER PLATFORMU’dur. Gerçekten ÖZGÜR HEKİMLER’iz. Hiç bir odağın temsilcisi değiliz. Hiçbir gücün güdümünde değiliz. Doğrular neredeyse, biz de oradayız.
SEÇİMLER HAKKINDA
Seçimler kazanılır veya kaybedilir. Şu gerçektir ki, Özgür Hekimler Platformu, İstanbul Tabip Odası yönetiminin çizgisinden umudu kesince harekete geçmiştir. Biraz geç kalındığı söylenebilir. Ancak, tabanda önemli bir kabul görmüştür.
Şu unutulmasın ki, bu hareket durmayacaktır. Önümüzdeki dönemlerin belirleyici hekim hareketi bu çerçevede şekillenecektir. Bundan kesinlikle eminiz.
Seçimlerin, tüm meslekdaşlar için doğru ve yararlı sonuçlar üretmesini dilerim.
Doç. Dr. Paşa Göktaş
ÖZGÜR HEKİMLER PLATFORMU
Merkez Delegasyon Adayı