Sağlık sektöründe rutin olarak belirli aralıklarla özel sektör ile kamu kesimi biraraya gelir. Kongreler, Ankaraya yapılan ziyaretler ve açılışlar. Bu ortamlarda özel sektör sorunlarını kanun koyucuya anlatma şansını bulur. Yıllardır bu organizasyonların bazılarına bende iştirak ederim. Bu iştiraklerimde gözlemim sürekli aynı sorunların iletilmesi olmuştur. Çözüm adına birşeyler yapılmıyor değil, ancak yeterli olduğu kanaatinde değilim.
Kamu; hizmet satın alan, kural koyan, denetleyen, hizmet veren ve sektörü finanse eden en büyük oyuncu.
2016 yılı ülkemiz için olağanüstü bir yıl oldu. Yaşadıklarımız her ülkenin kolay kolay kaldıramayacağı türden. Bu durum 2017 yılının bütün bu yaşananlar nedeniyle oldukça zor geçeceğini işaret ediyor.
Peki özel sağlık sunucularını yeni yılda neler bekliyor, nasıl zorluklar var önümüzde. Bütün bunlara karşılık neler yapmalıyız.
Benim sağlık sektörüne bakış açım her zaman işletmeci gözlüğüyle olmuştur. Sağlık hizmeti sunan bütün yapılar, öncelikle bir işletmedir. Bütün işletmelerin alanına göre sektörel hassasiyetleri olduğu gibi, sağlığında kendine has iç dinamikleri ve hassasiyetleri mevcuttur. Üst yöneticiler hastanelere öncelikle profesyonel işletmeci gözlüğünden bakmalı. Bunu yaparken sektörün hassasiyetlerini dikkate alarak bir metod uygulamalıdır.
Işletme yönetimi planlama ile yapılır. Her işletme mali bir dönemin bitmesi neticesinde, geçmiş yılın değerlendirmesini yapar. Planlanmış bütçe ve nakit akış hedeflerinin ne derece gerçekleştiğini irdeler. Hatalarını eksiklerini tespit eder. Bu değerlendirmelerin ışığında, yeni mali dönemin bütçe ve nakit akış planlaması yapılır ve yeni hedefler ortaya konur.
Ülkemizde gerçek manada, dönemsel ve tahakkuk esaslı bütçe planlaması yapan, nakit akış tabloları oluşturan, bunu takip eden sağlık hizmet sunucusu maalesef oldukça az sayıdadır. Bu nedenle sektörde birçok kurum sıkıntılı duruma düşmektedir.
Bütçe ve nakit akış, işletmelerin navigasyonu gibidir. Bu sistematik ile yönetim yapan kuruluşlar herhangi bir süpriz ile karşılaşmaz.
2017 yılı bütçe ve nakit akış açısından nelere gebe.
Sağlık hizmeti sunan kurumların gelirleri 2017 yılında bir önceki yıla göre istenen seviyede bir artış göstermeyecektir. Bunu neden söylüyorum. En büyük finansör olan SGK’nın SUT fiyatlarında yıllardır olduğu gibi bu yılda artış yapacağına dair bir emareye rastlanmamaktadır. Bu durumda sağlık sunucuları aldıkları farkları artırma seçeneğini değerlendirmek zorundalar. Bununda ne kadar hassas bir konu olduğunu hepimiz bilmekteyiz. Artan rekabet kurumların bu adımı atmasını zorlaştırmaktadır.
Gelir tarafında böyle bir hassasiyet varken gider kalemlerindeki durum nedir.
Sağlık sunucularının temel giderleri,
► İlaç ve malzeme giderleri,
► Personel giderleri,
► Doktor giderleri,
► Diğer giderler,
Yıllık enflasyon ve kurdaki yüksek artış, ilaç malzeme giderlerine belirli oranda yansıyacaktır. Bu kalemin piyasadaki sunucuları ile yaptığım görüşmelerde 2017 yılında ortalama artış oranının %15-18 arasında olacağını söyleyebilirim.
Personel giderleri için asgari ücretteki artış ve enflasyon oranındaki personel zammı yine işletmelerin üzerine minimum %8-10 oranında ek bir yük getirecektir.
Doktor giderlerinde enflasyonist baskıdan dolayı minimum %7-9 oranında bir artış beklenmektedir.
Diğer giderlerdeki artış malzemedeki artışla paralel şekilde kura bağlıdır. Bu kalemde de %15-18 oranında bir artış beklemek yanlış olmaz.
Bütün bu artışlar işletmelerin gider bütçesinde toplamda %8-9 oranında artışa sebep olacaktır. Düşük karlılıkla ayakta durmaya çalışan kurumlarımızın işi dahada zorlaşacaktır.
Kurumların en büyük yüklerinden biriside yüksek borçlar ve bunların finansal maliyetleridir. Rekabet edebilmek için altyapı ve makina cihaz yatırımlarını sürekli yapmak durumundayız. Bu yatırımlar, finansman ihtiyaçını artıracaktır. Yeni finansman yeni maliyet anlamına gelir. Yeni maliyet net karımızı düşürür.
Sektörün ağırlıklı bir kesiminin SUT fiyatları ile hizmet verdiğini ve bu fiyatlarda herhangi bir artışın şu an için öngörülmediğini unutmayalım. Gelirde artışın, yüksek rekabet ortamlarında minimal düzeyde olduğu, giderdeki bu artışlar ve yüksek finansal maliyetler 2017 yılının sektör için çok zor olacağına işaret etmektedir.
Bu durumda yapılması gerekenler;
► Profesyonel işletme yönetimi ile yıllık bazda, aylık dilimlerle bütçelerin planlanması,
► Yapılan gelir ve gider bütçesi ışığında nakit akış tablolarını hazırlanması,
► Üst düzeyde raporlama teknikleri ile, çıkan verileri analiz edilmesi,
► Analizler sonucunda hızlı karar alarak durumlara müdahale yapılması,
Bu yönetim şeklini benimseyen ve uygulayan kurumlarımız, zorlu geçmesi beklenen 2017 yılından olumsuz manada, en az etkilenecek yapılardır. Kriz dönemini bu anlayışla fırsata çevirebiliriz.
Alışılagelmiş geleneksel yöntemlerle idare edilen kurumlar, gece karanlığında dümeni olmadan yolalan gemiye benzer. Her an bir kayaya çarpma, karaya oturma tehlikesi ile karşı karşıyalar.
Zorlu geçmesi beklenen 2017 yılı için özel sektörün;
► Mevcut durum ve sektörü bekleyen tehlikeleri büyük hizmet alıcılarına tekrar tekrar anlatmalı.
► SUT fiyatlarında mutlaka artış için süregelen girişimler devam ettirilmeli.
► Kurumların daha profesyonel yönetim modeline geçmesi sağlanmalı.
► Ölçülebilir, denetlenebilir, planlama yapan şeffaf sürdürülebilir yapılar kurulmalı.
► Birliktelikler oluşturularak ortak satınalma sistemleri ile maliyetler azaltılmalı,
► Bilgi paylaşımı ile doğru uygulamalar bütün işletmelere yayılmalı,
Bütün bunların öğrenilmesi ve uygulanması için herbir işletmenin ayrı ayrı tecrübe ederek yüksek bedeller ödemesi gerekmez. Gerekli durumlarda Profesyonel yardım almak tecrübeye ve optimum çözüme kolay ve minimum maliyetle ulaşımı sağlayacaktır.
Bu vesile ile 2017 yılının sektörümüz, ülkemiz ve tüm dünya için terörden uzak, barışçıl ve sıkıntısız bir yıl olmasını temenni eder herkesin yeni yılını kutlarım.
Yaşar GENÇ
Sağlık Kurumları Yönetim Danışmanı
OMP Healthcare
0532 351 46 49 [email protected]