Hekim mesleki sorumluluk sigortaları (HMSS), sağlık kamuoyunda yoğun bir biçimde tartışılıyor. Ancak tartışmalar bu konuda yaygın bir bilgi eksikliği bulunduğunu da gösteriyor.
Sigorta işlemleri bir sözleşmedir. Anayasamıza göre herkesin sözleşme özgürlüğü vardır. Yani dileyen dilediğiyle (kanuna ve ahlaka uymak şartıyla) dilediği konuda sözleşme yapabilir. Yine Anayasaya göre kişiler sözleşme yapmaya zorlanamaz. Bu sebeple Sağlık Bakanlığının ya da Bakanlar Kurulunun tüzük, yönetmelik, yönerge vs. işlemlerle zorunlu sigortası getirmesi mümkün değildi. Anayasal haklar sadece kanunla sınırlanabilirdi. Bu yüzden HMSS bir kanun hükmüyle zorunlu tutuldu.
HMSS’na ilişkin kanun hükmünün tamamı, Anayasa Mahkemesine gitmedi. Mahkemeden iptali istenen sadece HMSS primlerinin yarısının hekim tarafından ödemesine dair kuraldı. Bu da iptal edilmedi.
HMSS adı üstünde bir sorumluluk sigortasıdır. Amaç sigortalıyı (doktoru) değil hastayı korumaktır. Bu sigortanın mantığında hastanın (veya kazazedenin) bir zarara uğraması durumunda, acaba zararımı tahsil edebilir miyim kaygısı taşımaması yatar. Hasta, sözgelimi, doktor, yurtdışına gitse veya tazminatı ödeyemez duruma düşse bile bilir ki sigorta şirketi bu zararı karşılayacaktır. Bu sebeple HMSS, sanılanın aksine KASKO’ya değil TRAFİK SİGORTASINA benzer.
HMSS sadece tazminat sorumluluğu için himaye sağlar. Türk Hukukunda sorumluluk sadece tazminatla sınırlı değildir. Bir olayla ilgili tazminatla birlikte aynı zamanda ceza sorumluluğu da doğabilir. Hatta hekim için çoğunlukla doğar. Bu durumda sigorta teminatı cezaya ilişkin bir himaye sağlamaz. Örneğin sigorta, doktorun bu olay sebebiyle meslekten men edilmesi durumunda uğrayacağı maddi kayıpları karşılamaz.
Sigortanın sağladığı teminat olay başına maksimum 300.000 TL’dir. Bunun içinde maddi ve manevi tazminat ile yargılama giderleri yer alır. Bu rakam Türkiye şartlarında kötü sayılmaz. Ancak kimi olaylarda, örneğin doktor kusuruna bağlı doğum travması neticesinde meydana gelen Cerebral Palsy vakalarında, tazminatlar çok yüksektir. Yakın bir zamanda bir hekimin yaklaşık 1,5 milyon (eski parayla trilyon) TL tazminata mahkum edildiğini biliyorum. Bu sebeple özellikle kadın doğum açısından 300.000 TL teminat yeterli değildir.
Teminatın içine manevi tazminatın dahil edilmiş olması son derece isabetli olmuştur. Genelde sorumluluk sigortalarında manevi tazminatlar himaye edilmezdi. Hazine Müsteşarlığının bu genel tutumundan vazgeçmiş olması sevindiricidir.
Dr. Erkin Göçmen
Hukukçu-Tıp Doktoru