Lösemi hastası fahri can’ın üç aydır ithal edilemeyen! Ancak karaborsada bulunabilinen ilaç sorunu kamuoyunun gündemine gelmesi ile şimdilik giderildi. TEB tarafından 2 kutu ilaç dün gece ailesine ulaştırıldı.
Fahri can Okutucu henüz 10 yaşında ve işçi bir ailenin çocuğu. 5 ay önce bacakta morarma şikâyeti ile başvurduğu sağlık kuruluşunda (AML) lösemi tanısı aldı ve nisan ayından itibaren tedavisi sürmektedir. Fahri can şu anda İzmir Dr. Behçet Uz Çocuk Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Onkoloji Bölümü’nde yatmaktadır. Ancak tedavisinin bir parçası olan ve halen kullanmakta olduğu Lanvis 40 mg 25 tb isimli ilacı 3 aydır temin edememektedir. Konunun kamuoyuna yansıması ile şimdilik 2 kutu ilaç TEB tarafından ailesine dün gece ulaştırılmıştır. Ancak fahri can’ın ailesi 2 kutu ilaçtan sonra ne olacak diye sormaktadır.
Lösemi hastalığının idame tedavisinde bir yıl kullanılan 6 thioguanin etken madde içeren Lanvis 40 mg 25 tb isimli ilaç, Sosyal Güvenlik Kurumu ithal ilaç ödeme listesinde bulunmaktadır. SGK ithalatçı firmaya kutu başına net 30.54 TL bedel ödemektedir. Kur farkının ödenmemesi ve ıskonto nedeniyle ortaya çıkan düşük fiyatı gerekçe gösteren ithalatçı firma, ilacın ithal edilmesi ve hastalara ulaştırılmasında sıkıntı yaratmaktadırlar. Zor durumda kalan hastalar ise bu ilaca ancak karaborsada kutu başına yaklaşık 200 TL ödeyerek ulaşabilmektedirler.
Ancak babası bir fabrikada işçi, annesi de ev hanımı olan ve kıt kanaat geçinebilen bir ailenin çocuğu olan Fahri can ilaç için bu bedeli nasıl ödeyebilecektir?
Şimdi aile tüm yetkililere ve kamuoyuna sormaktadır: Lösemi hastası çocuğumuzun tedavisi için gereken ilaçlara karaborsa dışında nasıl ulaşabiliriz?
Sorun nereden kaynaklanmaktadır?
İthal ilaçta sorun, döviz kurunun sabitlenmesi ve SGK’nın yaptığı iskonto oranlarından kaynaklanmaktadır. Bu nedenle sürekli düşen fiyatlarla ithalatçı firmalar ilaç ithal etmekten kaçınmaktadırlar.
Kanser tedavisinde kullanılan çeşitli ilaçlara erişiminde önemli sıkıntılar vardır. İlaca erişimin kısıtlı olması beraberinde ciddi etik ve tıbbi sorunları da getirmektedir. Bu durum hastaların tedavisinin aksamasına neden olduğu gibi ilaçların karaborsada çok pahalıya satılmasına da yol açmaktadır. Türkiye’de son dönem uygulanan fiyat politikası sonucunda ilaç firmaları ürünlerini pazara arz etmemek veya geri çekmek yönünde kararlar alabilmektedir. Bu şekilde ithal ilaçlara erişimde ciddi sıkıntı yaşanabilmektedir. Sonuç olarak ithalatçı firmalar ilaç fiyatları ve dolayısıyla kar marjları düştüğü için özellikle kanser tedavisinde kullanılan ilaçları getirmemektedirler. Böylece kan ve lenf kanserinin tedavisinde kullanılan ilaçlara erişimde sıkıntı yaşanmaktadır.
Bulunamayan ithal İlaca erişim daha çok Türk Eczacılar Birliğinin ithal ilaç birimlerinden (ki bu yolun uzun ve yoğun bir prosedürü var) olmakta ya da karaborsa, merdiven altı ve yurt dışından yakınlar aracılığıyla oldukça yüksek bedellerle ilaç temin edilebilmektedir. Aileler, tedavilerin bir an önce tamamlanabilmesi ve eksik kalmaması için ellerindeki tüm birikimlerini harcamakta, borçlanmakta ve varsa mallarını mülklerini satmaktadırlar. Parayı denkleştiremeyenler ise tedavisiz kalmaktadır.
İşte size sağlıkta serbest piyasa düzeni;
Hastanelerin işletme, hastaların müşteriye ve sağlık hizmetlerinin kazanç kapısına dönüştüğü piyasa koşullarında ilaç tekelleri öncelik kazançlarıdır. Hasta sağlığı sonra gelir. Lösemi hastası Fahri can’ların sağlığı ve tedavisinin sürdürülmesini ise pek düşünmezler.
Sağlıkta piyasa düzeninde ilaç tekelleri için öncelik hastanın sağlığından çok kazançlarıdır.
Bugün bir gazetede yer alan Lanvis isimli ilacın, İzmir milletvekilinin SGK başkanını ile telefon görüşmesi sonrasında ithal ilaç listesine girdiği haberi gerçek değildir.
Dr. Ergün DEMİR
SES İzmir Şube Denetleme Kurulu üyesi