Evliliklerin sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesi; eşlerin karşılıklı anlayışlarına, birbirlerini değiştirmek yerine kabullenmelerine, bütün eski alışkanlık, davranış ve ilişkilerini yeniden düzenlemelerine bağlıdır.
Aksi takdirde; birbirlerine sanki uzaydan gelmiş, hemen istenilen kişilik yapısına getirilmeye hazır, her şeyiyle değişerek, kendisi gibi düşünen kişiler haline getirme gayretleri sonucunda bazı evlilikler; adeta bir "halat yarışına" dönüşebilmektedir.
Rahat ve huzurun beklendiği sıcak bir aile ortamının; devamlı bir rekabete, didişmeye, sen-ben veya seninkiler-bizimkiler kavgasına dönüşmesi şüphesiz hiçbir tarafı mutlu etmez. Aynı zamanda bu ortamda bulunan herkesin ruh sağlığınına da zarar verir.
Sevgi ve saygı birlikteliği içinde yürütülmesi gereken evlilik; böylesine sağlıksız bir ilişkinin sürdürülmeye çalışması ile eşler için bir işkenceye dönüşür. Bu arada eşler arasında en çok problem olan "kişilik değişimi" konusunu da biraz açalım isterseniz.
Evet; evlilikte eşlerin davranışlarını değiştirmesi gerekir; ama; ne kadar ve nereye kadar? Öncelikle unutmamak gerekiyor ki; eşlerin eski alışkanlıklarını ve davranışlarını, evlilik kurumunun gerektirdiği ölçülerde değiştirmeleri lazımdır, kişiliklerini değil. Yani değiştirilmesi gereken kişilikler değil, iletişim ve davranış şekilleridir. Çünkü herkesin yaradılıştan fıtratları değişiklikler arz eder ve yok olmazlar, sadece törpülenebilirler.
O zaman eşlere düşen; birbirlerinin yaratılıştan gelen özelliklerini olduğu gibi kabul etmek ve karşılıklı uyum için sivriliklerini ve çatışma bölgelerini en kısa zamanda törpülemektir. Törpülemeden kastettiğimiz; öncelikle; bu farklılığın farkına varmak, kabul etmek, değiştirmeye çalışmak, buna rağmen bir çatışmaya sebep olunca da karşıdakinden özür dileyebilmektedir.
Eşler arasındaki uyum ancak böyle bir beceriyle kurulabilir. Bu beceri ne kadar kısa zamanda sağlanırsa evlilik o kadar sağlıklı ve problemsiz bir şekilde yürür. Aksi takdirde eşler arası uyum daha uzun bir sürede, çatışmalarla, restleşmelerle, kırılmalarla, üzülmelerle; bazen de aile büyüklerinin araya girmesiyle ancak sağlanabilir.
Aynı sorunun devamında ise konu maalesef mahkeme koridorlarına taşınabilmekte ve iletişim tamamen kopabilmektedir...