Son günlerde tıp dünyası olarak derin üzüntülerle sallanmaya başladık. Büyük bir deprem yaşadık. Uzun ve çok şiddetliydi.
Kendini bilmez genç tarafından hunharca yaşamına kıyılan Dr.Ersin Arslan’ın hikayesiydi o deprem.
Aslında 2,3 yıldır artçılar arka arkaya gerçekleşiyordu. Bu sonu aslında hep birlikte bizler hazırlamıştık. Değişen sağlık politikaları , düşünülmeden yapılan açıklamalar,Sosyal Güvenlik Kurumu,Tabip Odalarının pasifize edilmeye çalışılması,Sevgili Sabim ve sağlıklı olmak için sağlıksız düşünmeye başlayan bizler.
Kusur aslında hepimizin.
Doktor dediğimizde herkes büyük bir saygı duyardı toplumumuzda, bakış açısı gerçekten çok farklıydı anneler kız vermek için yarışırlardı. Çünkü çok kutsaldı yapılan, kolay yetişmiyordu bir doktor. Hayata 30 ‘lu yaşlarda başlıyorlardı onlar, zordu gerçekten cok zordu.
Her doktorun ayrı bir hikâyesi vardı. Sonrasıysa ne olduğunu anlayamadığımız bir biçimde Sağlık politikalarındaki değişimle birlikte toplumumuzun bakış açısı değişmeye başlıyordu. Artçılar başlamıştı. Olumsuz, kötü örnekler sergileniyordu gazetelerde, televizyonlarda; doktorlar aç gözlü, bencil, vicdansız ve sevgisiz olarak anlatılmaya başlanmıştı. Durun diyen yoktu.
Fısıltı gazetesi yayılıyordu. Aç gözlü sadece para için yaşayan bir insan portresi çizilmeye çalışılıyordu, acı olanıysa bu portrenin çizilişi gerçekten çok hızlı ilerliyordu. Bazen hastane koridorlarında duymaya başlıyor dunuz Ayşe teyzeden :Bu doktor çok paracıymış diye…Bu gerçekten üzüntü verici ve hak edilmeyen bir olguydu.
Oysa onlar hayatlarını koyuyorlardı bu görev uğruna.Türkiye’nin her noktasında canla başla gece gündüz mefhumunu unutarak bu görev uğruna canlarını ,sağlıklarını hiçe sayıyorlardı.
Onlar milyonlarca hastayı iyileştiren,tekrardan yaşama kavuşturanlardı ;
Onlar bizler gibi ; bir anne ve babanın çocukları , bizler gibi hayatı kucaklayan içlerindeki sanatçı ruhun hekim olarak fışkırdığı insanlar.İki gözü ve saçı olan…
Onların farklılığı sihirli elleri , meslek aşkları ve hekimlikleri. Milyonlarca insana şifa veren eller. Tüm bedenimizi ve ruhumuzu teslim ettiğimiz hekimlerimiz. Amaçları insanları iyi etmek , dertlerine derman bulmak.
Onlar dünya savaşçıları fakat savaştıkları amaç öylesine çoşkulu ki…Bu savaşta bazen yenik düştükleri de oluyor ama zafere ulaşmaları zor olmuyor çoğunlukla.Çoğu zaman hayatlarını koyuyorlar bu uğurda , kendi hayatlarını hiçe sayıyorlar.Ne için ? Tabi ki sanatlarını icra etmek için hayatları sihirli elleriyle canlandırmak sağlıklarına kavuşturmak ve hayatın inişli çıkışlı mücadelesi içinde ileriye daha ileriye götürmek amacıyla…
Peki bizler ne yapıyoruz.Evet aslında zaten cevap burada bizler malesefki hiç bir şey yapmıyoruz.Yapmadığımız gibi var olan saygımızı da kaybediyoruz.
Son olarak yaşanan vahim olay sonrasında açıklamalarla hastanelere koyulacak olan X ray cihazlarından bahsediyoruz.
Komik,gerçekten çok komik bir trafik kazası hasta kanlar içinde yanında yakınları bir dakika X ray cihazından geçeceksiniz.Yorum sadece ve sadece sizlere ait.
Lütfen gerçek çözümlerden bahsedelim. Çözümse artık yeni depremlere müsaade etmemek. Bir fay bedeli çok pahalı olsa da kırıldı ve depremle sonuçlandı.Ve artık lütfen yeni artçılara ve arkasından gelecek yeni depreme müsaade etmeyelim.
Nasıl mı? Tekrardan hekimlerimizi saygın noktaya getirerek. Onların sevilmesini sağlayarak.Gerekirse Sağlık Bakanlığımız toplum bilincini geliştirici kampanya başlatacak.Bunun başka yolu yok.
Ve bizlere düşen görevse Türklüğümüzün verdiği sevgi,saygı ve hoşgörüyü tekrardan yakalayalım.
Bu ülkede doktor kolay yetişmiyor.Yeni Dr Ersin’ler kaybetmeyelim.Yeni anaların içleri yanmasın,kan ağlamasın,çocuklar öksüz büyümesin.
Unutmayalım ki; Bu memleket dünyanın beklemediği, asla umut etmediği ayrıcalıklı bir varoluşa sahne oldu. Bu sahne en az 7 bin senelik bir Türk beşiğidir. Beşik doğanın rüzgarıyla sallandı; beşiğin içindeki çocuk doğanın yağmurlarıyla yıkandı, o çocuk doğanın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvela korkar gibi oldu sonra onlara alıştı; Onların oğlu oldu. Bir gün o doğa çocuğu, Doğa oldu; şimşek, yıldırım, güneş oldu; Türk oldu... Türk budur. Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir.
FIRAT UZER
Özel Ortopedia Hastanesi
Hastane Direktörü