Organ naklinde neler dönüyor?
Organ için evlenenler
“Ukrayna’dan bir kız getirmişler. Karaciğer sirozu olan hasta, bu kızla evlenmeyi planlıyor. Adam, ‘Evlenince bu kızdan karaciğer nakli yapar mıyız hocam?’ diye sordu. Akraba dışında, en az iki yıldır evliler bize başvurup nakil yaptırabiliyor, ama yasa dışı yollara başvuranlar olabiliyor.” Bu sözler, Medicana International Hastanesi Organ Nakli Merkezi Bölüm Başkanı ve Ankara Üniversitesi öğretim görevlisi Prof. Dr. Sadık Ersöz’e ait. Prof. Ersöz, “Ben, akrabalık derecelerinden ve arada maddi çıkar olduğundan şüphelenirsem nakil yapmam. Benim yanımdan çıkıp, başka bir merkeze gidebilir ve bu konuda titiz davranmayan birileri çıkabilir elbette” diyor.
Uzmanlar, bünyesinde organ nakil merkezi olan hastanelerin sayısına dikkat çekiyor. Toplam 56 merkez var. Peki, hastaneler, organ nakil merkezlerine neden bu kadar önem veriyor? Prof. Dr. Ersöz, bu sorumuzu şöyle yanıtlıyor: “Organ nakli için sosyal güvenlik kurumundan para alıyorlar. Devlet, nakillere sübvanse uyguluyor, iyi bir paket veriyor. Böbrek nakline 35 bin, karaciğer nakline 85 bin lira ödüyor. Sonuçta özel hastaneler de bir anlamda ticari işletmeler. Devlette bürokrasiye boğulduğundan, hastalar özele gidiyor.” Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk de Prof. Ersöz’ü destekliyor: “Devletin sübvanse politikası sonucu mantar gibi organ nakil merkezleri açılmaya başladı. Zamanında bakkalın, çakkalın açtığı diyaliz merkezleri gibi. Bu işte iyi para var diye lisans alıp merkez kuruyorlar.” Peki, bu merkezler, nakil yapabilmek için gerekli organı nereden buluyor? Timur Erk, “Organ nakli ticareti mi yapıyorlar? Bunu söyleyemeyiz (gülüyor). Bu merkezler zapturapt altına alınmalı. Sağlık Bakanlığı, yeni merkezlerin açılmasını durdurdu. Meselenin farkına vardı” diyor.
“Organı nereden buluyorlar?” sorusunu Organ Nakli Koordinatörleri Derneği Başkanı Dr. Ahmet Çakıroğlu daha net yanıtlıyor: “Sizle ben kardeşiz, bana organınızı vermek istiyorsunuz. Testler sonucu organın bana uymadığı anlaşılıyor. Bunun üzerine organı uygun olan ve satmak isteyen biri bulunuyor. Sizin kimliğinize o kişinin fotoğrafını yapıştırıyoruz. Sonra bir organ nakil merkezine başvuruyoruz. Kardeş göründüğümüz o kişinin nüfus cüzdanı ile bana nakil yapılıyor.” Dr. Ahmet Çakıroğlu’nun söylediğine göre, Sağlık Bakanlığı müfettişleri buna benzer birçok sahte nakil operasyonunu ortaya çıkardı. Dr. Çakıroğlu, şöyle devam ediyor: “Bakanlık, bu sahtekârlık örneklerini açıklamadı. Kamuoyuna duyurmadığı için buna benzer olaylar, basında mafyaya ihale ediliyor.”
Mafya yok
Prof. Dr. Sadık Ersöz, Timur Erk ve Dr. Ahmet Çakıroğlu, Türkiye’de organ mafyasının olmadığını savunuyor. Ellerindeki yazışmaları gösteriyorlar: “İçişleri Bakanlığı, MİT, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Adli Tıp’a sorduk. Yanıtları, ‘Bizde, organları alınıp, öldürüldüğüne yönelik kayıtlı bir vaka yok’ yönünde oldu.” Bu bilgiyi Organ ve Doku Nakli İstanbul Bölge Koordinatörü Dr. Ali Demirel ve İstanbul Sağlık Müdür Yardımcısı Uz. Dr. Halim Ömer Kaşıkçı da destekliyor. “Organ mafyası şehir efsanesi” diyorlar.
Geçen ay, bu konuya ilişkin bir haber yayınlayan The Times bile “Organ kaçakçılığında İstanbul başkent haline dönüştü” diye yazdı. Uzmanlar ise “Mafya, şehir efsanesi” diyor. Ama ortada bir organ sirkülasyonunun olduğu gerçek. Peki, bu organlar nerede naklediliyor? Merdiven altı kliniklerinde mi? Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk, “Böbrek nakli, by-pass ameliyatından daha zordur. Mutlaka bir hastane ortamı olmalı” diyor. “O halde gözler organ nakil merkezlerine dönüyor” dediğimizde şu yanıtı veriyor: “Evet. Belki iki masalı büyük bir ameliyathanesi olan kliniklerde yapılabilir. Ama orada da bir laboratuvar olmalı. Sekiz kadar doku testi ve tahliller yapılacak. Yani, bu o kadar da kolay bir iş değil. İki ameliyathanesi olan büyük bir klinikte bu iş yapılamaz mı? Kayıt dışı yapılabilir elbette.”