Bir sen, bir ben, bir de terapist!
Teknoloji aramıza girdi
Derya S.
"Eşimle on yıllık evliliğimizden iki tane kızımız var. ilk yıllar her çift gibi biz de sorunsuz bir yaşam sürüyorduk. Fakat yıllar geçmeye başlayınca ve çocuklar büyüyünce her şey yavaş yavaş değişmeye başladı. Aslında bende değil ama eşimde gözle görülür ilgisizlikler belirdi. Örneğin, akşam eve geldiğinde hiç konuşmuyor, yemekten hemen sonra bilgisayarın karşısına geçiyordu, İlk başlarda iş yapıyor diye bu durumun çok fazla üstünde durmadım fakat sonrasında ben odaya girince bilgisayar ekranını kapatmaya başlayınca dikkatimi çekmeye başladı. Bir gün eşim evde yokken bilgisayardan anlayan erkek kardeşimi eve çağırdım. Ona bazı şüphelerim olduğunu söyledim. Eşimin internette yaptığı konuşmaların dökümlerini çıkardık. Şüphelerimde yanılmamıştım, bir kadın değil birçok kadınla internette konuştuğunu gördüm. Konuşmalar genelde flört eden iki kişinin birbirine yazdığı şeylerden ibaretti. Önce ne yapacağımı bilemedim. Bu bir aldatma sayılır mıydı? Eşime de bir şey söyleyemiyordum fakat ilişkimizin böyle devam edemeyeceğini de biliyordum. Eşime ayrılmak istediğimi söyledim. İlk önce çok şaşırdı. Sonrasında ayrılmak istemediğini ve bir terapiste gidebileceğimizi söyledi. Terapilerimizde aslında artık birbirimize karşı bir şeyler hissetmediğimizi ve zorunlu bir evlilik yürüttüğümüzü anladık. Bunu anlamak için terapi gerekli mi diye düşünebilirsiniz fakat gerekliydi. Çünkü olayların içindeyken tam olarak ne yaşadığınızı anlayamıyorsunuz. Sonuç olarak; eşimle ayrılmaya karar verdik. Şimdi çok daha mutlu olduğumu hissediyorum ve pişman olmayacağımı biliyorum."
Derya S.
"Eşimle on yıllık evliliğimizden iki tane kızımız var. ilk yıllar her çift gibi biz de sorunsuz bir yaşam sürüyorduk. Fakat yıllar geçmeye başlayınca ve çocuklar büyüyünce her şey yavaş yavaş değişmeye başladı. Aslında bende değil ama eşimde gözle görülür ilgisizlikler belirdi. Örneğin, akşam eve geldiğinde hiç konuşmuyor, yemekten hemen sonra bilgisayarın karşısına geçiyordu, İlk başlarda iş yapıyor diye bu durumun çok fazla üstünde durmadım fakat sonrasında ben odaya girince bilgisayar ekranını kapatmaya başlayınca dikkatimi çekmeye başladı. Bir gün eşim evde yokken bilgisayardan anlayan erkek kardeşimi eve çağırdım. Ona bazı şüphelerim olduğunu söyledim. Eşimin internette yaptığı konuşmaların dökümlerini çıkardık. Şüphelerimde yanılmamıştım, bir kadın değil birçok kadınla internette konuştuğunu gördüm. Konuşmalar genelde flört eden iki kişinin birbirine yazdığı şeylerden ibaretti. Önce ne yapacağımı bilemedim. Bu bir aldatma sayılır mıydı? Eşime de bir şey söyleyemiyordum fakat ilişkimizin böyle devam edemeyeceğini de biliyordum. Eşime ayrılmak istediğimi söyledim. İlk önce çok şaşırdı. Sonrasında ayrılmak istemediğini ve bir terapiste gidebileceğimizi söyledi. Terapilerimizde aslında artık birbirimize karşı bir şeyler hissetmediğimizi ve zorunlu bir evlilik yürüttüğümüzü anladık. Bunu anlamak için terapi gerekli mi diye düşünebilirsiniz fakat gerekliydi. Çünkü olayların içindeyken tam olarak ne yaşadığınızı anlayamıyorsunuz. Sonuç olarak; eşimle ayrılmaya karar verdik. Şimdi çok daha mutlu olduğumu hissediyorum ve pişman olmayacağımı biliyorum."
İlişkiler ilk günlerde günlük güneşlik olsa da, ilerleyen günlerle birlikte güneş gider, etrafı kara bulutlar sarmaya başlar ve sonu ya yağmur olur ya da her şeyi alıp, süpüren bir sel...
25 Ağustos 2010 Çarşamba
8 / 9